-8-

12.1K 941 377
                                    


Bankta oturmuş okul bahçesindeki kocaman ağacın üstündeki kuşların bir daldan bir dala konmasını izliyorduk. Bir haftadır rutinimiz haline gelmişti bu. Açıkçası hiç de şikayetçi değildim. Ali hâlâ oldukça çekingen olsa da konuşurken eskiye oranla çok daha rahattı.

Bakışlarımı kuşlardan çekip Ali'ye döndürdüm. Zar zor da olsa onu kendi hakkında konuşturmayı başarabilmiştim. Sevdiği şeylerden, hobilerinden ve benzeri şeylerden bahsetmişti. Annesinin bitkilere olan ilgisinden dolayı küçük yaştan itibaren bitkilerle içli dışlı olduğunu, annesine bahçe bakımında yardım ettiğini, bitki çayının bazı insanlar tarafından garip bulunsa da en sevdiği içecek olduğunu, sessiz ortamlardan daha fazla hoşlanan evcimen bir insan olduğunu ve bunun gibi birkaç bilgiyi öğrenmeyi başarmıştım.

Anlatamıyordum ancak her açıdan mükemmel bir insandı. Çok evcimen bir insan olduğum söylenemezdi ya da bitkilere ilgim olduğu, bitki çayı en sevdiğim içeceği sorsalar en son aklıma gelecek içecekti, ancak yine de sanki aradığım herşey onda var gibi hissediyordum. Her hali gözüme çok güzel görünüyordu.

Ne kadar uğraşsam da kendimi arada bir ona bakmaya dalmaktan alıkoyamıyordum.

O kuşları izlerken ben de yüzünü inceliyordum. Gözüm süt beyazı teninde belli belirsiz duran sağ kulağının biraz uzağında, yanağındaki bene takıldı. Son zamanlarda farketmiştim o beni. Oradan öpmek istiyordum onu. Her baktığımda daha da güzelleşiyordu sanki ve kalbim resmen göğüs kafesimin içinde can çekişiyordu bu nedenle.

Fazla dalmış olacağım ki üstündeki bakışları farkeden Ali yüzünü bana çevirdi. Gözlerimin onunkilerle buluşmasıyla kalbim tekledi. Bakışlarımı hemen kaçırıp sahte bir şekilde öksürdüm ve kendimi toplayıp söze girdim. "Üç güne gezi var, gelecek misin?" O gün yarım kalan konuyu tekrar açmak için vakit arıyordum.

Küçük uyarı: Türkiye'de yaşamıyorum. Nasıl gezilere gittiğinizde pek haberim yok bu yüzden ):. O yüzden bir şeyler yapmaya çalıştım toparlamak için ama net bir yer veremedim ve baya toy oldu. Lütfen kusura bakmayın ):.

Cuma günü gidilip pazar günü dönülecekti. Tarih dersinde gördüğümüz tarihi yerlerden bazılarını gezmeye gidecektik. Gece ikişerli olarak okulun ayarladığı bir otelde kalacaktık.

Bir süre yüzüme kararsız bir şekilde bakıp geri bakışlarını kaçırdı. Gerildiğini hissedebiliyorum. "Ben söylemiştim sana..." diye zar zor duyabildiğim bir sesle ağzının içinde mırıldandı. Sonunu duyamamıştım ama kafamda tamamlayabilmiştim: "...arkadaşım yok diye."

"Beraber kalırız diye düşünmüştüm. Daha kayıt olmadım o yüzden; kayıt olurken kiminle kalacağını söylemen gerekiyor. Yani eğer istersen. İstemezsen-" "İsterim!" Kocaman gülümseyen yüzünü heyecanla bana dönmüştü. Bu kadar geniş gülümsediğini daha önce görmemiştim. Onu gülümsetebilmek içimi kıpır kıpır ettirmişti. Ani çıkışından dolayı utanarak gözlerini kaçırıp geri kuşları izlemeye başladı ama yüzünde hâlâ utangaç ve neşeli bir gülümseme vardı. Onu böyle görmek tüm gün boyunca salak gibi sırıtmama sebep olmuştu.

Çok seviyorum bu çifti. Ancak önceden haber vermiş olayım; maksimum 7-8 bölümlük bir yolumuz kaldı. Sakız gibi uzatıp bozmak istemiyorum bu çifti.

Okuyan herkese teşekkürler. Gelecek bölümde görüşürüz.

Ders Notu bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin