7 | My Fake Boyfriend: Part 2

111 33 0
                                    

My Fake Boyfriend: Part 2 ["Telephone directory."]

O-o ciddi mi?! Tek yapabildiğim sessiz kalmak olmuştu. Her şey bir kenara Miranda bana "Burada neler oluyor?" dermişcesine bakıyordu. Ellerim terlemeye başladı. Konuşmaya yeltendiğimde ise yine aynı şeyler oldu. Ayato gene benim yerime konuştu.

"Aslında söylemeyecektik. Onun için de sürpriz oldu."

Babam bana inanmayan gözlerle baksa da Miranda'nın babası ortamı yumuşatmak adına mor gözlerini kısarak zoraki bir gülümseme yaptı.

"Ailenize aynı anda 2 tane gelin vermek bizim içinde gerçekten çok şaşırtıcı oldu."

"Yinede öyle demeyin. Sonuçta artık akrabayız öyle değil mi?"

Babam zoraki bir şekilde gülümsemeye devam ederken 2. oğul Reiji gerginliği iyice anlamış bir şekilde toparlamaya çalışmıştı.

"İsterseniz yemek masasına geçelim. Her şey hazır."

"Ben gelinimin yanına oturmak istiyorum~."

Ay, gelinmiş... Ayato'nun ellerinden zorda olsa kurtulup hızlıca olduğum yere geri oturdum. Ama Ayato sanki gerçekten sevgiliymişiz gibi dibime yapışıp yanıma oturdu. Onunla şimdilik bu iğrenç numaraya devam etsem de yarın oldukça sert bir şekilde ne yaptığını ona soracağıma emin oldum. Herkes yemek masasına doğru geldiğinde Ayato tekrardan yanıma geldi.

Elimde ki çatalı sert bir şekilde tutup ne yapmam gerektiği hakkında iyice düşünmeye başladım. Şu an elimde olan bu çatalı ona saplamayı o kadar isterdim ki, ama ahlak kurallarım ve aynı zamanda bulunduğumuz ortam pek müsait değildi. Bu yüzden bu işi de sonradan yapacağım şeyler listesine ekleyerek derin bir nefes aldım. Yemeğimle ilgilenmeye başlarken aniden kulağıma gelen fısıldama ile durdum.

"Neden beni tek başıma bırakıp ortadan kayboldun?"

Neden mi? Kaşlarımı çatarak Ayato'ya döndüğümde onun oldukça eğlendiğini fark etmiştim. Oyun mu oynamak istiyordu? Pekala, bir oyun tek başına asla oynanmaz. Bizim oyunumuz iki kişinin sahne aldığı oldukça çetin bir sahne olacak.

"Hesap vermek zorunda mıyım?"

Bana bakarken gözlerinin nasıl yavaş yavaş öfkeyle dolduğunu görebiliyordum. Ama buna rağmen bu benim için oldukça eğlenceliydi. Aklıma gelen kızıl saçlar ve sarı gözlerle kendime lanet okumaya başlamıştım. Gene oldu. Gene her zaman ki gibi onu hatırlayacak kadar aptal, çaresiz ve acınasıydım. Belkide bu yüzden Ayato'ya her baktığımda bir gülümseme ile duruyordum?

- "Bıçağını düzgün tutamıyorsun!"

- "Bundan sana ne??"

Belkide o zaman ona daha sıcak davransaydım, hiç bir şey böyle olmazdı. Belkide şu an yanımda ve hayatta olurdu?

- "Hey yemeğini düzgün ye."

Bir zamanlar bende yemek yerken etrafımda ki kişiler ile çatışır hemen ardından da kaçardım. Eti teker teker dilimlerken dikkatim dağılmıştı. Onun bana karşı olan ilgisini reddedersem benden uzak durur sanmıştım. Ama öyle olmamış, gelecek ay işleri ilerleterek nişanlanmıştık. Neden o kadar kabaydım ki? Bıçak elimden kayarken kulağıma yakın dudaklardan gelen sesle irkildim.

"Bıçağını düzgün tutmuyorsun!"

Elimi tutarak bana destek oldu. Benimle birlikte etleri keserek ağzıma bir tane dilim kuzu eti verdi. Lezzetli! Ama o neden böyle bir şey yaptı ki!? Doğru unuttuğumdan kaynaklı... Sözde sevgili olduğumuzdan oldukça normal olmalıydı. Nihayet ağzımda ki yemek bittiğinde ona dönüp konuşma fırsatı bulabilmiştim.

Diabolik Lovers - One ShotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin