Diabolik Lovers - One Shots

13 | My Fake Boyfriend: Part 4

My Fake Boyfriend: Part 4 ["Even though it is a hopeless love, now I know."]

"Ben seninle ilk sevgili olduğum da gerçekten de havalara uçtum. Ne kadar mutlu olduğumu kelimelerle anlatamazdım. Ama sen benimle aynı değildin. Benden bıktığını söyledin. Benimle sevgiliyken hep bana soğuk davrandın. Sana yakınlaşmaya çalıştıkça benden uzaklaştın. Asıl soruyu benim sana sormam gerek. Öyle değil mi?"

Kolumu bırakıp koltuğuna geri oturdu. Dediklerim doğruydu. Susmasının ve onu aldatmama rağmen hiç bir şey yapmamasının tek nedeni bir noktada haklılık payımın bulunmasıydı. Odada resmen ikimizin arasında soğuk rüzgarlar esiyordu.

- "Ne kadar da uğraştırıcı bir kadınsın."

- "Gerçekten de senden bıktım."

- "Ayrılmamız gerek sen de öyle düşünmüyor musun?"

- "Eğer seni aldatırsam benimle sevgili kalmaya devam eder misin?"

- "İlgilenmemi mi istiyorsun?"

- "Seninle sevgili olmak büyük bir hataydı."

- "Beni rahat bırakıp neden başkasına gitmiyorsun?"

- "Sanırım beni aldatsaydın, pek de umurumda olmazdı."

- "Seni sevmiyorum."

Bütün dedikleri zihnimde canlanırken ikimizde artık farkındaydık. Hiç var olmamış bir ilişkiyi canlı tutmaya ve birbirimizi seviyoruz gibi davranmaya devam etmemeliydik. Ben, ilk başta sevgili kalma konusunda bu kadar ısrar etmemeliydim. Aslında hatalı olan bendim. Bu sevgili olma mevzusunu en kısa sürede kesmeliydim.

"Farkındayım."

Shuu'nun sözü ile ona döndüm.

"Seninle sevdiğim için sevgili olmadım. Senin inadın yüzünden seninle sevgili oldum. Ama sen oldukça ısrarcı ve bir o kadar da utanmazdın. Devamlı etrafımdaydın. Sevgili olduktan sonra benimle uğraşmaktan yorulursun sandım. Pek de öyle olmadı. Seni sevmediğim konusunda kendimi ikna ettim. Sana soğuk davrandım. Böylece herkes gibi beni terk edecektin. Ama neden şimdi?"

İlk defa bu kadar uzun ve bir o kadarda benimle açık sözlü bir şekilde konuşmuştu. Ona adım adım yaklaşırken ağlamaya başladığını yeni fark ettim. Titriyordu.

"Neden sana bağlandığım anda beni kendinden uzaklaştırdın."

"Ne?"

Aniden ortadan kaybolmasıyla benden kaçınmak için ışınlandığını anladım. Nereye gittiğini büyü yaparak bulmak çok daha kolaydı.

"Ti ordino. Dimmi dove sei. Quindi raggio."

Bir kaç saniye içinde kendimi kütüphanede Shuu'yu öpüştüğü kızla görmüş hemen ardından da onunla birlikte olmak için tekrardan ışınlandığını fark etmiştim. Bana olan öfkesini böyle davranarak yok edeceğini sanması komikti. Sinirlerim bozuldu. Aniden gülmeye başlarken kendimi tekrardan ışınladım. Tuvalette sakinleşmek için beklemeye karar verdim. Ama olmadı daha da kafayı yedim. Gülmemi durduramıyordum.

En başta hatalı olan bendim. Ama neden... Neden bana aşık olmuş gibi konuştu?! Beni başından beri sevmeyen, bana ilgi vermeyen, bana acımasızca sözler söyleyen ve beni hor gören oydu!! AMA ŞİMDİ AŞIK ROLÜNÜ MÜ OYNUYORDU??!!!?!?!?! Sinir krizinin son aşamasındaydım. Ama o an dışarıdan bir kuvvet beni kendime getirdi, hemen ardından da dışarıya sürüklemeye başladı. Ta ki o Shuu ile öpüşen kızı görene kadar... Kıyafetlerinin durumuna bakarak kısa süre birlikte olduklarını söylemek kolaydı.