6 | Real Life

138 34 2
                                    

Real Life: Part 1 ["Hope coming back."]

Sakamakiler ve Mukamiler sırf genç kızın kanı için bir anlaşma yaptılar. Ama aslında genede pek emin değildi.

Nasıl olacaktı böyle? 2 aile bir arada mutlaka bir sıkıntı çıkacaktı.

Genç kız cam kenarından bahçeye bakarken orman tarafından hızlı bir şekilde malikaneye doğru koşan kurtları gördü. Eli ve ayağı bir birine girmişti. Açıkça panik olmuştu. Bir kaç dakika içerisinde yanında evin 3. oğlu olan Sakamaki Ayato'yu yanına doğru hızlı adımlarla yürürken buldu.

- "Ben senin yanına gelene kadar ortadan kaybolma Düz Göğüs!"

- "Peki Ayato-kun."

Ayato kapıyı kilitledi. Yui, Ayato' nun gidişinin ardından kapıyı dinlemeye başladı. Kurtlar ise asla yavaşlamadan tam hızla malikaneye gelmişlerdi. Bunun farkındaydı.

~ ~ ~

Alt kat üst katın aksine tam bir kaos alanıydı. Devamlı olarak yere düşen eşyaların kırılma sesleri geliyordu. Aniden duyduğu bir ayak sesinin buraya doğru geldiğini duydu.

Korkuyordum. Neden beni bu kadar istiyorlar? Hemen kendime saklanacak bir yer bulmalıyım!

Kapı kırıldı. O adam artık bu odadaydı. Şimdiye kadar hiç korkmadığı kadar korktu.

- "Neredesin? Bak bu konuyu uzatmayalım. Elinde sonunda seni bulacağım. Bunu sende çok net bir şekilde biliyorsun. Amacım sana zarar vermek değil yardım etmek!"

Olduğu yerden kalkmadı. Ne kadar Yui' yi ikna etmeye çalışsa da kız ona inanmadı.

En azından zaman kazanacaktı. Ayato veya bir başkası onu kurtarmaya gelebilirdi. Şimdilik böyle umması gerekiyordu.

- "Hadi ama çok sıkıcısın. Çık ortaya!"

Kapının bir kez daha hızlı bir şekilde duvara yapışmasıyla şaşırmıştı. Ama gördüğü kişi ile rahatlamıştı. Ayato gelmişti.

- "Hey! Sen ne yaptığını zannediyorsun! Bendenize ait olan bir şeyi alabileceğini mi sandın?!"

- "Sana da merhaba, Ayato. Beni çok özlemişsin. Çok belli ediyorsun."

- "Nereye sakladın onu!!"

- "Aslında bu odada olması gerekiyordu ama olsun sen onu bulamamışsın. Bu yeterli, değil mi Shin?"

- "Yui nerede Ayato?"

Az da olsa kendini güvende hisseden kız, Ayato' nun başkası tarafından batırılması üzerine şaşırdı. Elleri ile ağzını iyice kapattı.

- "Ağabey bir ara hiç gelmeyeceksin sandım."

- "Geldim işte Shin uzatma. Kız nerede bulabildin mi?"

- "Hayır. Ama Ayato bu odaya koyduğunu söylediğine göre kız buralarda demektir"

- "Güzel ara o zaman kızı alıp gidelim."

O an tek düşündüğü Ayato' ydu.

Ya ona kötü bir şey olursa? Kafasından gelen kanı görebiliyorum! Ayato-kun?

Ama Yui o esnada daha önemli bir noktayı fark etti. Bu adamlar kan kokusunu almıyorlardı.

Yani vampir değiller mi?

Bir anda sakladığı dolabın kapısı açıldı. Karşısında bir adam duruyordu. Gözleri sarı, saçları ise hafiften pembeye dönük bir beyazdı. Gözlük takmasına rağmen sol gözünde bir bant vardı.

- "Sonunda seni buldum."

Kolundan çekip onu dolaptan çıkardıktan sonra abisine gösterdi. Abisi mutlu bir şekilde gülümsedi.

- "Hadi gidiyoruz Shin."

- "Peki abi."

O an tek hatırladığı şey gözlerinin kararması ve bayılmadan önce birinin onu tutmasıydı.

SAKAMAKİ MALİKANESİ:

Uyandığı da ne Yui yanındaydı ne de Shin. Bir yatakta uyuyordu. Reiji'nin odası olmalıydı. Eğer yanlış hatırlamıyorsa, bu kadar düzenli tek oda ona ait olmalıydı.

- "Uyanmana sevindim. Ama yapacak çok işimiz var. Yui gideli 1 gün oldu ve biz başaramadık."

- "Farkındayım. Büyük ihtimalle Shin ve Carla kaçırdı. Pekala, ne yapıyoruz? Boş boş oturucak mıyız?"

- "Evet. Bana sanki uzaylı görmüş gibi bakma!"

- "Yui'nin onlarla kalmasına izin mi vereceğiz?!"

Ayato belkide hala olayın şokundan çıkamamıştı. Ondan büyük abisi sakince onu ikna etmeye çalıştı. Belki de kendi erkek kardeşi için endişeleniyordu.

- "Senin için üzüldüm, Ayato. Ama o kız sadece bir kurban gelin. Elinde sonunda ölecekti. Ya böyle yada öbür türlü. Bu yüzden biz boş vermeli ve hayatımıza devam etmeliyiz. Aynı daha önceki ölen kişilerde nasıl yaptıysak öyle."

Ama gözünden bur kaç damla yaş gelmişti. O kan torbası için ağlıyordu. Bu Ayato için oldukça garipti. Madem Reiji böyle söylüyor. Dediğini yapmaya çalışmalıydı.

YUİ'NİN BAKIŞ AÇISINDAN:

Vişne çürüğünün bir kaç ton daha koyusu olan gözlerini yavaşça açarak etrafa baktı. Resmen kuş tüyü bir yatakta aynı Prensesler gibi uyuyordu. Oda ne Mukamilerde ki gibi ne de Sakamakilerde ki gibiydi. Düz ama hoş bir yanı vardı. Çok son moda eşyalarla dizayn edilmişti. Kız kendi düşüncelerini durduramadı.

Neresi burası?

- "Sonunda uyandın. Az kalsın endişe edip doktor çağıracaktım."

Herkes Yui'nin tahmin ettiğinden daha çok kibar davranıyordu.

Hâlâ bir rüyada mıydım?

- "Ben neredeyim?"

Doktor mu çağıracaktı? Her halde ben yanlış duymuştum.

Yui ne Sakamakiler de ne de Mukamiler de bu kadar önemsenmemişti. Aklında istemsizce soru işaretleri oluşmuştu.

Acaba beni ilk almaya geldiklerinde yalan söylemiyorlar mıydı?

- "İyi misin?"

- "Evet. Çok iyiyim"

- "Şu anda ben ve ağabeyimin evindesin."

Genç kızın aklında ki hiç bir soru dinmemişti.

Neden buraya getirildim? Bana ne yapacaklar?

- "Şu an da yorgunsundur. Biraz dinlen sonra konuşuruz Yui."

- "Nereye gidiyorsunuz, Shin-kun."

- "Adımı biliyor musun?"

- "Ağabeyin ve Ayato ile konuşurken sana seslendiklerin de öğrenmiştim."

- "Burada kimse sana zarar vermez tamam mı? Sakın korkma. Daha sonra abim seninle detaylıca olanları konuşacak Yui."

- "Tamam."

Yavaşça kapıyı kapattıktan sonra odadan çıktı. Ne kadar iyi kalpli biriydi? En azından Yui için öyleydi. Uzun zamanın ardından düzgünce konuştuğu biri...

Ama asıl aklına takılan şey vampir değilse kurt olmalarıydı. O zaman bunlar kanda içmezlerdi. Yui'den ne istiyorlardı? Kız kendi içinde düşüncelere daldı.

Şimdi Ayato'yu düşündüm de? Ne yapıyordur? Beni arıyor mudur? Hayır, bu Ayato. Beni aramaz. Sadece biraz meraklanır. Hemen ardından da hayatına devam eder!

______

Hikayenin devamı gelsin istiyorsan, belirt lütfen!

Bölüme 1 ve 10 arası bir puan verebilir misiniz?

Bölümü oylamayı ve bir yorum yaparak gitmeyi unutmayın!

Diabolik Lovers - One ShotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin