20. Bölüm | Happy Birthday Ems!

240 8 23
                                    

(Nolur vurmayın! Ahahahaha. Çoook özür dilerim arkadaşlar, bilgisayarım yeni geldi ve öncesinde de bölümü yazmam çok uzun sürdü çünkü ciddi anlamda tıkanmıştım. Fakat şu an kafamda her şey belirli ve merak etmeyin bir daha asla böyle beklemeyeceksiniz. Eveet yeni sezonumuzu da böyle açıyoruz. Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin lütfen :* )

BİRKAÇ AY SONRA

“Her şeyi aldın mı?” diye sordu.

“Sence?” dedim gülümseyerek.

Yanıt olarak sırıtıp dudaklarıma tatlı bir öpücük kondurdu.

Turne’nin sonuna yaklaşmıştık. Sadece iki konser kalmıştı ve şu an Vancouver’daki otelden ayrılıyorduk.

“Valiz.” dedi dudakları ince bir çizgi halindeyken, valizi göstererek.

“Ha?” dedim başımı elimdeki telefondan kaldırmadan.

“Bir el atsan diyorum. Her zamankinden.” dedi ellerini fazlasıyla uzun saçlarından geçirirken.

Sırıtmadan edemedim. Ne zaman bavulunu kapatmaya çalışsa bana ihtiyacı oluyordu. Bir kız olmama rağmen onun bavulları her zaman daha dolu oluyordu. Kapatmakta zorluk çektiğinden elli üç kiloluk bir ben, valizinin üstüne oturuyordu.

Telefonumu masaya bırakarak valizin üstüne atladım.

“Sana kilo aldırmalıyız.” dedi valizin hala yeteri kadar kapanmadığını görünce.

“Ya da, sen valizini hafifletmeyi deneyebilirsin.”

“Rüyanda görürsün.” dedi elleriyle valizin fermuarını zorlarken.

“Rüyanda görürsün.” diye onu taklit ettim.

Sonunda fermuarı kapadığında başını kaldırdı.

“Kapa çeneni.” dedi ellerini belime dolarken.

Az önce gerçekten zorlandığını hafif terden alnına yapışmış olan uzun saçlarından anlıyordum.

Dudakları dudaklarımda gezinirken kıkırdadım.

Kulağımın arkasını öpmeye başladığında ellerimi boynuna sardım.

“Yine mi? Tanrım.” dedim sırıtırken.

“Sana doyamıyorum. Yapacak bir şey yok.” diye fısıldadı kulağıma.

Buna inanırdım millet. Bakın Harry Styles’ın bir seks bağımlısı olduğunu söylemiyorum fakat böyle bedensel aktiviteleri aktif bir şekilde gerçekleştirmediğini söylersem de yalan söylemiş olurum.

Gerçekten. Sanki bütün bunlar için ilk seferimizi beklemiş gibiydi. Çünkü inanın bana sonrasında kaplanı durdurmak çok kolay olmadı.

Size itirazım olduğunu da söylemiyorum çünkü kesinlikle yok. Ben de onun kadar istekliyim ama konsere beş dakika kala beni kuliste sıkıştırınca “Orada dur delikanlı.” demek zorunda kaldım.

Şimdi ellerimi gömleğinin içinde gezdirirken aldığı kesik nefesler yüzüme çarptığında düşüncelerimden uzaklaştım.

Nazikçe kazağımın tek kolunu tutup çekiştirdi, böylelikle omzum tüm çıplaklığıyla gözler önündeydi.

Beni yavaşça valizin üstünden kaldırıp kucağına aldı.

Ben hala kucağındayken yatağa oturdu.

Dudaklarını hiç zaman kaybetmeden omzuma bastırdı. Ellerim saçlarına dolanırken bol kazağımı biraz daha çekerek sutyenimin tek tarafını da ortaya çıkardı.

Memories From The PastHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin