Selam .d
Geç geldim üzgünüm... Kısa olduğu için de özür dilerim :(
İyi okumalar, yorum yapmayı unutmayın 💛
**********************************
Yere çökmüş, hıçkıra hıçkıra ağlayan ve yerden kafasını kaldırmayan Efe'ye dolu gözlerle baktım.
"Bıraktı, beni bıraktı."
Aynı şeyi tekrar edip duruyordu.
"Efe, hadi gidelim. Lütfen." dedim yanına çökerken.
"Beni bıraktı. Beni sevdiğini söylemesine rağmen bıraktı." dediğinde kafamı salladım.
"Onun hasta olduğunu biliyorsun Efe, onu üzmek yerine yanında olmalıyız." dedim kalkması için.
"İstemiyorum, o bile bile intihar etti. Öldürmek istedi kəndini! Sevseydi böyle yapmazdı! Onun yanında olduğumu, onu çok sevdiğimi bilseydi yapmazdı! Ben onu uyardım! Uyarmıştım. Ben hergün korkarak uyuyorum Yusuf, ben bu şekilde yaşamak istemiyorum."
Derin nefes alıp ona sıkıca sarıldım. Haklıydı, her zerresine kadar haklıydı.
"Efe, Onur şu an seni bekliyor. Bir haftadır ondan kaçıp buraya geliyorsun. Onunla yüzleş ve ona bağır çağır. Ama yeter ki kaçma." dedim.
Kafasını iki yana sallayıp "üzülür ki." dedi. "Ona bağırıp çağırırsam üzülür, ya bir daha bir şey yaparsa? Ben korkuyorum Yusuf, çok korkuyorum."
Yanına tam çöküp ona sıkıca sarıldım. "Efe, bunu bile bile onu sevmedin mi?" dedim saçlarını okşarken. Kafasını usulca salladı. "Sevdim, seveceğim. Yusuf bana yol göster, ben ne yapacağımı bilmiyorum. Ona çok kırgınım ama belli edersem yine aynı şeyi yapar diye korkuyorum."
Derin nefes alıp "sana bir anımı anlatayım mı Efe, belki o zaman ne yapacağını bilirsin." dediğimde yaşlı gözlerle bana bakıp kafasını salladı.
"Çok küçüktüm, beş yaşında falandım. Konuşmayı biraz geç öğrenmiştim ve beş yaşında bazı şeyleri söyleyemiyordum. Mahalledeki çocuklar dalga geçerdi, babam onlara çok kızardı. Babam beni o zamanlar çok severdi, benim için birçok fedakarlığı yapardı. El bebek gül bebek büyütülürdüm. Neyse, mahalleden bir çocukla tanışmıştım ama hâlâ bazı kelimeleri söyleyemiyor, yeni konuşmayı öğrenen bebekler gibi konuşurdum. Bir gün o çocuk geldi yanıma bana dedi ki 'sen çok iyi bir arkadaşsın, yeni konuşmayı öğrensen bile ben seni böyle seviyorum, sen olduğun şekilde çok iyi bir arkadaşsın ve ileride ne olursa olsun biz hep dost kalacağız, kimseye aldırma ben seni bu şekilde dostum olarak kabul ederim.' beni olduğum şekilde kabul etti, yanımda oldu. Ben de onun yanında oldum, birbirimiz için birçok fedakarlığı yaptık. Babam, annem ve arkadaşım benim için birçok fedakarlığı yapardı. Sonra bir gün, dışarıda oyun oynarken arabanın altında kalacağım zaman beni kurtarmıştı ama kendi arabanın altında kalmıştı. Çok ağladım Efe, benim için yaptığı en büyük fedakarlık buydu."
Dikkatle beni dinledikten sonra göz yaşını silip ayağa kalktı. "Gidelim mi?" dediğinde kafa sallayıp gülerek ayağa kalktım.
Fedakarlık.
O da bunu yapacaktı. Onur için yapabileceği en güzel şeyi yapacaktı.
Beraber hastaneye gelip hızla Onur'un kaldığı odaya girdik. Onur yatakta uyurken Berat pencereden dışarı bakıyordu.
"Berat." dediğimde arkasını dönüp gülerek bana baktı ve hızla yanıma geldim. "Getirdin." dediğinde kafa salladım.
Birden sıkıca sarıldığında kollarımı boynuna doladım. "Onur, uyurken sürekli sayıklıyordu. Biraz daha gelmeseydi kendini yiyip bitirecekti." diye fısıldadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Miyav *Texting* (BxB)
Teen FictionMiyav: sana olan sevgimi nasıl anlatacağımı bilmiyorum ki... Miyav: hislerimi anlatamıyorum ama hissetmen için her şeyi yaparım Miyav: beni bırakma Yusuf, ben güçlü değilim Miyav: yoruldum ve o yorgunluğumu bir tek sen alıyorsun Miyav: lütfen be...