Selam .d
Beynimin içinde Onur'un ilaçlara dayanamadığıni ve bu yüzden intihar ettiğini söylüyor. Bismillah
İyi okumalar 💛
***********************************
2 ay sonra
"Yusuf ben artık dayanamıyorum, yemin ederim ki yoruldum. Bir şeyleri sırtlamaktan, her şey düzelsin diye çabalamaktan, Onur'a motive edici şeyler söyleyip gizliden gizliden onun haline ağlamaktan yoruldum. Bu hikayede neden en komiği benken şu an en acı çekeni ben oldum?"
Gözlerindeki yaşı silip küçük bir çocuk gibi bana baktığında iç çektim.
Yazarın buna verecek bir sözü yoktu sanırım, canı sıkılıyor olmalıydı.
"Ruh gibi etrafta dolaşıyor, dediklerimi dinliyormuş gibi yapıyor, elimi tutmuyor, güzel bir şey yapalım dediğimizde uyuyor. Kullandığı ilaçlar onun ruhunu emiyordu, sadece onun değil ben de ölüyordum." dediğinde ona sarıldım.
"Az kaldı Efe, çok az kaldı. Her şey geçecek, kurtulacağız. Sonra hep birlikte Kanada'ya gidecegiz ve özgürce yaşayacağız." dediğimde derin nefes aldı.
"Bazen sabredemiyorum, ne zaman bitecek bu tedavi?"
Bilmiyorum dercesine omuz silkip bakışlarımı kaçırdım.
Onur tedavi gördüğü için birkaç aydır okula da gelmiyordu.
"Size bir şeyler getirdim." deyip karşıma oturan sevgilime baktım. O da bitkin duruyordu, gece hiç uyumamış gibi.
"Aç değilim ben. Son iki derse girmeyip Onur'un yanına gideceğim." deyip ayağa kalktı Efe.
Durdurmadim.
"Onur hâlâ aynı mı?" dedim sevgilime bakarken. Kafasını sallayıp "sadece dün biraz gelip bizimle sohbet etti." dedi.
Gülüp "bu iyi bir şey değil mi? Yavaş yavaş iyileşecek inanıyorum ben." dediğimde güldü.
"Yusuf, her şeyi bırakıp kaçmak istiyorum. Küçüklükten beri bir sorumluluk aldım, hem anneme hem de Onur'a bakıyorum. Dinlenmek benim de hakkım." dediğinde suratım düştü.
Kantinde olduğumuz için onu kendime çekip öpemiyordum.
Aniden ayağa kalkıp elini tuttum. "Gel benimle."
Hızlı hızlı yürütüp okulun içine girdik ve sessizce merdivenlere yönelip aşağıya inmeye başladık. Bodrum kata inip karanlık bölgeye geçip ona baktım. Merdivenlerin olduğu kısımdan az da olsa ışık geliyordu ve bu sayede birbirimizi görebiliyorduk.
Beratı birden kendime çekip kollarımı beline sardım ve dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Yavaş yavaş öpüp belini okşarken kollarını boynuma sardı.
"Her şeyden kurtulacağız." dedim alt dudağını ısırırken. "Yanımda olduğun için teşekkür ederim."
Dediği şeyle gülüp tekrardan öpmeye başladım. Belindeki ellerim kalçasına giderken mırıldanıp kendini bana bastırdı.
Kalçasını sıkarken ensemde duran elini saçıma koyup yavaşça çekmeye başladı.
Dudaklarından ayrılıp boynuna yöneldiğimde ensemi okşayıp duruyordu ve bu beni daha da çıldırtıyordu.
Boynunu ısırıp dilimle yalamaya başladığımda hafifçe inledi.
İnlemesiyle beraber köprücük kemiğine ısırık kondurup elimi okul pantolonunun içine sokup kalçasını okşamaya başladım. Dudaklarımı tekrardan dudaklarına bastırdığımda kendini bana bastırmaya devam etti.
İşaret parmağımı yavaşça deliğinin üstüne götürdüğümde ağzımın içinde inlediğinde gülümsedim. Hafiften titriyordu.
Parmağımın ucunu yavaşça gezdirip alt dudağını ısırdım.
"Yusuf." ağlamaklı sesiyle konuştuğunda güldüm. "Sokacaksan sok sinir etme beni."
Dediği şeyle gülüp duvara yaslayıp ters çevirdim. Elim pantolon kemerine gidince duyduğum seslerle aniden ondan ayrılıp merdivenlerin oraya döndüm.
"Hocam valla ses geldi. Biri inliyordu diyorum size niye beni anlamıyorsunuz?"
Bir çocuğun sesi gelince telaşlanıp etrafıma baktım.
Sol tarafta duran kapıyı açıp Berat'la kendimi soktum.
Küçük ve oldukça karanlıktı.
"Hani kimse yok, dalga mı geçiyorsun benimle?" hocanın yankılanan sesi ile elimi alnıma vurdum.
Sesimiz yankılandığı için çocuk duymuş olmalıydı.
"İyi de hocam, ben niye durduk yere inleme sesi duyayım?"
Çocuğun sorduğu soru ile güldüm.
"Azdın mi çocuğum? Kim niye inlesin burada?" sinirle konuşan hocayla Berat'a baktım. Utançtan kafasını boynuma gömmüştü.
"Ohooo hocam, sizin ruhunuz duymuyor ki. Bir bilseniz burada neler dönüyor neler."
"Müdürün odasına gidelim de anlat bilelim. Düş önüme!"
Hocanın sinirli sesi ile dudağımi dişledim.
"Hocam valla şaka yaptım!"
Sesler azalınca derin nefes alıp korkudan bana sarılan sevgilime baktım.
"Az daha yakalanıyorduk." dedim gülerek.
Kafasını kaldırıp kaşlarını çatarak bana baktı. "Niye gülüyorsun puşt?"
"Artık nasıl inlediysen, okulu başımıza topladın." deyip daha çok güldüm.
"Yusuf seni sikerim!"
Sinirli yüzüne bakıp dudağına öpücük kondurdum. "Sinirliyken çok seksi oluyorsun."
O da gülmeye başladığında kapıyı açtım.
Gelen sesle Berat'a baktığımda arkama geçmişti. Dışarıya baktığımda kimse yoktu. Derin nefes alıp yavaşça dışarı çıktık ve kimseye görünmeden hızlıca yukarı çıktık.
Ucuz kurtulmuştuk!
**********************************
Hassiktir, aklıma bişi geldi ama size demicem hahahahahha (şeytan gülüşü)
Bir türlü smut yazamadım. Yazamıyorum, çünkü fazla utanıyorum...
Sizce diğer bölümde neler olacak?
Bence güzel şeyler olacak.
Nəyseeee
Sizi seviyorum 💛
Koala (sema)
![](https://img.wattpad.com/cover/229169848-288-k341645.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Miyav *Texting* (BxB)
Fiksi RemajaMiyav: sana olan sevgimi nasıl anlatacağımı bilmiyorum ki... Miyav: hislerimi anlatamıyorum ama hissetmen için her şeyi yaparım Miyav: beni bırakma Yusuf, ben güçlü değilim Miyav: yoruldum ve o yorgunluğumu bir tek sen alıyorsun Miyav: lütfen be...