A house that's full of everything we wanted
But it's an empty home, empty home"Daniel evde miydi sen gelmeden?" Genevieve elindeki meyve suyunu yudumlarken konuşunca Tom hafifçe başını sallayarak koltuğa biraz daha yerleşti. "Evdeydi galiba, odasından video sesleri falan geliyordu. Şimdi çıktı mı bilmiyorum."
"Siz nasıl insanlarsınız abi ya?" Louis şaşkınlıkla tekli koltuğa oturduğunda iki arkadaşı da ona döndü. "Üç senedir evlisiniz, aynı evde yaşıyorsunuz, hiç mi merak etmediniz nasıl insanlar olduğunuzu? Ne yiyip içtiğinizi bile bilmiyorsunuz. Ya birinizin garip garip huyları olsaydı? Biriniz psikopat falan çıksaydı. Ne yapacaktınız?"
"Evet ben de hep bunu düşünüyorum." Genç kadın da arkadaşına katılınca Tom omuz silkti. "Hiç birbirimizi tanımak istemedik ki. İkimizin de ne olduğunun bir önemi yok." dedi dürüstçe. "Sonuçta aileleri aptal olduğu için evlenen iki kişiydik, aramızda asla bir sevgi olmayacağını, sadece zorunluluk olduğunu biliyorduk. O beni tanımak istemedi ben onu, böyle de o sürekli birileriyle veya ben sürekli birileriyleyim. Yani birbirimizi hiç sevmiyoruz tanımasak bile. Sadece çok paramız var, büyük lüks bir evimiz var o kadar. Evliliğimiz yok."
"Ya bir gün başka birine aşık olursanız?" Genevieve ciddi bir şekilde sorunca Tom da düşündü. Gerçekten, başka birine aşık olsaydı hala Daniel ile evli olmuş olacaktı. Sevdiği kişiye ne olacaktı? Sonra bu düşünceleri saçma bulup "Ben aşık olmayacağım." dedi kendinden emin bir şekilde. "Böyle takılırken her şey daha iyi oluyor."
"Çoğu insan bir gün aşık olur Tom." genç kadın ciddi bir şekilde konuşunca Louis gülmeye başladı. "Senin bir gün deli gibi aşık olup birinin peşinde dönüp duracağın günü görmeyi o kadar çok istiyorum ki!" dedi. "Çok eminim bunun olacağına ve ben hep o kişinin tarafında olacağım. Sen ağlarken ben güleceğim."
"Dedim ikinize de, ben aşık olmayacağım." Tom ciddi bir şekilde konuşup elindeki içeceği yudumladı. Sonra çalan telefonuna bakıp ağzından bir küfür kaçırdı. Arkadaşları onun surat ifadesinden kimin aradığını anladıkları için gerilmeye başlamışlardı bile.
Tom göz devirdikten sonra telefonu açıp kulağına götürdü. "Selam anne." dediğinde annesi de bir heyecanla "Selam oğlum!" dedi. Sanki oğlunu çok seviyormuş gibi davranması Tom'u deli ediyordu, tüm sinirini ortaya çıkartıyordu.
"Bir şey mi oldu? Sen normalde aramazdın."
"Saçmalama oğlum, ben hep merak ediyorum seni! Eşinle nasıl gidiyor bakayım?"
"Harika gidiyor anne, ilk günkü kadar aşığız birbirimize."
"Canlarım benim, ben sana çok mutlu olacaksınız demiştim. Beni dün kim aradı tahmin edemezsin!"
Annesinin sesinden kim olduğu belli oluyordu, Tom gözlerini yumup içinden o olmaması için Tanrı'ya yalvarırken annesi "Daniel'ın annesi!" deyince küfür etmemek için zor durarak "Öyle mi?" dedi. "Çok güzel. Neden aramış?"
"Sizi ziyaret etmemiz gerektiğini düşünüyoruz oğlum, üç sene oldu bir kere gelmedik evinize. Daniel'ın ailesi yurtdışında diye biz de tek gelmiyorduk yalnız kalmanız için."
Tom onun söyledikleriyle burukça gülümsedi. "Umurumuzda değildiniz, evden gittin ya gerisi önemli değildi." diyemiyordu.
"Ne zaman gelecekmişsiniz?" Buz gibi bir sesle sorunca annesi bir süre cevap vermedi, üzüldüğünü sanmıştı ancak iki saniye sonra annesi aynı neşeli tonda "İki gün sonra." diye cevap vermişti. Tom şu an bayılabilirdi.
"Tüh, anne gelemezsiniz." Tom ciddi bir şekilde konuşmaya başlayınca iki arkadaşı da gülmemek için ağızlarını kapattı. "Ne demek gelemezsiniz oğlum? İşiniz mi var?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐌𝐨𝐫𝐞 | 𝐅𝐞𝐥𝐭𝐜𝐥𝐢𝐟𝐟𝐞
FanfictionÜç senedir evlilerdi ancak birbirlerini biraz bile olsun tanımıyorlardı. Tanıma gereği de duymuyorlardı. İkisi de birbirinden nefret ediyordu. Aynı evde iki yabancılardı. | More - 5 Second Of Summer |