We're speaking different tongues communicating
Right through the bedroom wall, bedroom wall[🧚🏻♂️]
Smut uyarısı ;)Tom'un aklında bir tek Daniel vardı. Şirketteyken onu düşünüyordu, uyumadan onu düşünüyordu, uyanır uyanmaz onu düşünüyordu. Kendisini en çok şaşırtan ise bazen yanındayken bile onu düşünmesiydi. Kendisine inanamıyordu ancak gözlerinin önünde her zaman onun gülümsemesi vardı.
Onu izlemeyi çok seviyordu. Uyurken biraz kıpırdanıp dursa da yüzünde huzurlu bir ifade oluyordu, güldükten sonra Tom'a bakarken güzel dudakları yukarı kıvrılıyor, mavi gözleri parıldıyordu. Utandığında yanaklarının kızarması ve gözlerini kaçırması, bir şeye çok sevinip belli etmemeye çalıştığında heyecanlı bir şekilde konuyu değiştirme çabası, üzüldüğünde hemen dolan nefes kesici mavi gözleri, uykulu olduğunda sürekli başını Tom'un omzuna yaslaması, kızdığında çok çekici olması...
Tom derin bir nefes alıp elindeki topu sektirmeye devam etti, Daniel'ın güzelliği onun sonu olacaktı. Şu an sinirliydi de çünkü yukarıda Daniel'ın odasında başka bir adam vardı. O da sinirle basketbol oynamaya inmişti. Ne yaptıklarını bile bilmese de içindeki gittikçe büyüyen kıskançlığa söz geçiremiyordu.
Ona yetmiyordu, aralarındaki bu şey ona hiç yetmiyordu. Çok merak ediyordu acaba bir gün ona sıkıca sarılabilir miydi, onu uzunca öpebilir miydi veya onun küçük bedeni kolları arasındayken ona sürekli ne kadar güzel olduğunu söyleyip uykuya dalabilir miydi?
Kendi tüm sorunlarını unutmuş gibiydi, tek istediği Daniel'ın üzülmemesiydi. Arkadaşlarına aşık olmayacağını söylerken ciddiydi aslında, şimdi ne oluyordu ona böyle?
Biraz daha oynayıp aklını dağıtmayı başardıktan sonra bir basket daha atınca kapının açılmasıyla oraya döndü. "Çok güzel oynuyorsun." Daniel gülümseyerek konuşunca bir an nefes bile alamadı, sonuçta yaptığı bir şeyi beğenmişti ve kahretsin ki fazla güzeldi. "Teşekkürler."
"Biraz sinirli gibisin ama." Daniel anlamaya çalışıyor gibi onun yüzünü inceledikten sonra Tom'un yanına geldi. Geldiği gibi keşke gelmeseydim diye düşündü çünkü şu an ne yapacağını bilemez haldeydi.
Tom yine üstünü çıkartmıştı, açık teni ve şimdi iyice belirginleşmiş karın kasları tamamen gözünün önündeydi. Terliydi, saçları da ıslaktı. Boyu ondan uzun olduğu için de hafifçe yukarıdan kendisine bakıyordu, vücudunun güzelliği yetmezmiş gibi bir de gözlerinin güzelliğini görmek onu nefessiz bırakmıştı.
"İki." Tom birden konuşunca irkilerek kendine geldi. "Efendim?" diye sorunca da Tom sinirle basketbol oynamaya devam etti. "İki diyorum. O adam iki kez geldi bu hafta evimize."
Kıskanmış mıydı? Daniel şu an gülmemek için zor duruyordu. "Bir sorun mu vardı ki?" diye sorunca Tom topu bir kenara bırakıp ona doğru yürümeye başladı. Daniel nedense geriye doğru gitmek istese de kıpırdayamıyor gibiydi. "Hayır." Tom onun dibine girerek konuşunca hızla atan kalbiyle "O zaman bir sorun yok?" diye mırıldandı. Sesi titremediği için çok mutluydu.
"Hoşlanıyor musun ondan?" Tom karşısındaki nefes kesici adamın saçlarını geriye doğru atarken neredeyse fısıldayarak konuşunca Daniel sessizce yutkundu. "Hayır. Hayır hoşlanmıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐌𝐨𝐫𝐞 | 𝐅𝐞𝐥𝐭𝐜𝐥𝐢𝐟𝐟𝐞
FanfictionÜç senedir evlilerdi ancak birbirlerini biraz bile olsun tanımıyorlardı. Tanıma gereği de duymuyorlardı. İkisi de birbirinden nefret ediyordu. Aynı evde iki yabancılardı. | More - 5 Second Of Summer |