11

4.1K 211 164
                                    

And as we fall, time is frozen
I know we break, but we're not broken

"Tom?" Daniel kollarını kendisine sıkıca sarmış adama doğru fısıldayınca Tom'dan cevap alamayıp gülümsedi, bayadır uyuyordu. "Uyan hadi, işe gitmemiz lazım."

Aslında onu uyurken izlemeye bayılıyordu. Dizlerinde uyuduğu gün de, sarhoş olup kollarında uyuyakaldığı gün de sürekli onu izleyip durmuştu. Dün yaşadıkları şeylerden sonra duş aldıklarında da Tom onu bırakmamıştı, bu yüzden beraber uyumuşlardı. Daniel'ın üzerinde Tom'a ait uzun bir tişört vardı, Tom da sadece eşofmanlaydı.

"Öpersen uyanırım." Tom gözlerini açmadan boğuk bir sesle mırıldanınca Daniel hızla atan kalbiyle birkaç saniye şaşkınlıkla ona baktı. Sonra başını yasladığı omzundan hafifçe uzaklaşarak Tom'un çenesine minik bir öpücük kondurdu. "Uyandın mı?"

"Hayır hala uyanamadım." Tom ciddi bir şekilde konuşunca da gülümsedi. Biraz daha geri çekilip onun yanağına bir öpücük kondurduğunda Tom gülümseyince "Şimdi uyandın mı?" diye sordu. Yine de Tom gülümsemesine rağmen "Hmm, hayır." cevabını vermişti.

Onun cevabına gülmemek için alt dudağını ısırdıktan sonra onun güzel dudaklarına doğru eğilip çok ufak bir öpücük kondurdu. Geri çekilip Tom'un güzel gözleriyle karşılaşınca da utanarak eski yerine, Tom'un kolları arasına döndü. Tom ise onun birden kızarmasına ve boynuna saklanmasına gülerek "Günaydın." dedi, Daniel ile uyanmak ne kadar güzel oluyormuş diye düşünüyordu.

"Günaydın, işe geç kalacağız." Daniel hala başını kaldırmadan konuşunca Tom ona biraz daha sarıldı. "Gitmeyelim bugün o zaman. Dışarı çıkarız veya arkadaşlarımız gelir."

"Ama toplantım vardı." Daniel'ın sesi üzgün çıkmıştı çünkü Tom onunla vakit geçirmek istiyordu ve bu onun için muhteşem bir şeydi. O da sürekli Tom ile olmak istiyordu, arkadaşlarını da özlemişti. Bazen işinden nefret ediyordu. Hem de çok.

Aslında işten çıksalar bile en az seksen yaşlarına kadar istedikleri gibi harcayabilecekleri paraları vardı. Yine de onlar bu zamana kadar çıkmamıştı çünkü evde kalıp birbirlerini görmek istememişlerdi. Şimdi durumlar farklıydı, birbirlerini daha çok görebilmek için eve daha erken geliyorlar, bazen de hiç işe gitmiyorlardı.

"Erteleyebilirsin güzelim sonuçta patron sensin." Tom'un konuştuğu gibi ağzından dökülen kelimeler için pişman olması bir olmuştu, çünkü çok erkendi ve sadece yatmaları Daniel'ı onun güzeli de yapmazdı. Daniel da böyle bir şey beklemiyordu, kalbinin iyice hızlanmasıyla ona baktığında pişman olduğunu da anlamıştı, olsun istemiyordu. "Tamam, ertelerim." deyip gülümseyerek sorun olmadığını belirtti.

"Baban ileride rezil olacağını düşündüğü için utanmalı." Tom yavaşça eşinin saçlarını okşamaya başlayınca Daniel gülümseyerek ona baktı, Tom da onun güzel bakışlarıyla devam etti. "Şimdi işinde muhteşemsin hatta babandan çok daha iyisin. Gördüğüm en başarılı insan sensin."

"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?" Daniel'ın içinde daha önce hiç hissetmediği bir sevinç vardı. Övülmenin sevinci miydi, desteklenmenin sevinci miydi bilmiyordu. Belki de sonunda birilerinin onun çabaladığını ve iyi olduğunu görmesinin sevinciydi.

"Gerçekten böyle düşünüyorum." Tom bugün ilk defa Daniel'ın bu kadar utangaç ve çekingen halini görüyordu. Söylediklerinden sonra ufak bir teşekkür mırıldanması ve telefonunu alıp hemen birilerini aramasından belliydi. Her haline bayıldığı gibi, bu haline de bayılmıştı.

𝐌𝐨𝐫𝐞 | 𝐅𝐞𝐥𝐭𝐜𝐥𝐢𝐟𝐟𝐞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin