3.4

5.8K 739 1.2K
                                    

Söz verdiğim gibi sınırın dolduğu gün yeni bölümü paylaşıyorum. Çok teşekkürler, yorum yapmayı unutmayın tamam mı?
🥰🥰

Eva.

Yirmi dört yaşımı doldurmak üzereydim.

Hayatım boyunca isteyip de yapamadığım çok az şey olmuştu benim.

Geçen onca yıl içinde tüm istediklerime, kendi emeğimle kavuştuğumu söyleyemezdim tabii. Yeri geldiğinde babam, yeri geldiğinde de abilerim bu isteklerime ulaşmamda aracılık etmişti.

Belli bir yaşa ulaştıktan sonra ise hiçbirinin yardımına ihtiyaç duymamıştım. Hali vakti yerinde bir babaya sahip olmama rağmen kendi paramı kazanmanın peşinde koşmuştum.

Bu gece de aklıma koyduğum bir şey vardı; ve ben biliyordum ki yolun sonunu görene kadar durmayacaktım.

"Senin başaramayacağın bir şey olamaz Eva," diyerek aynadaki görüntüme gülümsedim ve kapımı açarak büyük evin ikinci koridorunda yürümeye başladım.

Neredeyse herkesin odası bu katta bulunduğundan Jaehyun'un kapısını çalmam ve "Gel," denmesiyle içeri girmem saniyeler içinde gerçekleşmişti.

Kafamı uzatarak müsait mi diye şöyle bir göz attım ve "Girsene," diyen avımın sesiyle tüm bedenimi görüş açısına soktum. Kapıyı kapatıp "Kusura bakma, rahatsız ettim seni," dediğim sırada Jaehyun, Jungkook'tan bile şaşkın görünüyordu.

Aralanmış dudaklarla bir müddet tüm bedenimi baştan aşağıya, beşten fazla kez süzdüğünde sabit durmaya çalıştım. "Muhteşem görünüyorsun," dedi ve eşofman-tişört kombinini göstererek güldü. "Benim aksime."

Önüme düşen saçımın, bir tutamını kulağımın arkasına alıp gülümsedim. "Sağ ol," diyerek, öküzce bir karşılık verdiğimi fark edince de hemen kendimi düzeltmiş ve "Bu elbiseyi kim giyse hoş görünür zaten," demiştim.

Jaehyun kafasını iki yana salladı ve gözleriyle tekrar bedenimi süzdü. "Jungkook hayatımda tanıdığım en şanslı adam."

Şerefsizin evladı.

Bana açık açık yürüyordu, bense hala sırıtmaya çalışıyordum. Umarım konuşmanın sonuna kadar yüz felci geçirmezdim.

"Aslında ben de seni bu yüzden rahatsız ettim," diyerek konuştum, o da konuyu değiştirmeme hiç bozulmayıp ne söyleyeceğimi merakla beklemeye başladı. "Abimle beraber dışarı çıktılar, normalde ben gitmeyecektim ama çağırıyorlar."

Jaehyun jetonu düşmüş gibi "Ah, seni götürmemi mi istiyorsun?" dediğinde mahcup bir ifadeyle gülümsedim. "Zahmet olmazsa?"

Bu odada konuşmayı kafama koyduğumu bilmeyen Jaehyun, "Lafı bile olmaz Yujin, üstüme daha düzgün bir şeyler giyeyim ve çıkalım?" dediğinde kafamı aşağı yukarı sallamıştım.

İşler benim istediğim şekilde ilerleyince nasıl da mutlu oluyordum!

Tam arkamı dönüp, onu giyinmesi için yalnız bırakacağım esnada telefonum çalmış gibi durdum ve usulca kulağıma götürdüm. Bir elimde telefon vardı, diğeri ise kapıyı açmak için harekete geçmişti.

Lykke JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin