Gerçek bir hayat hikayesi .
Dedemin babasının hayatını anlattığım bu kitap bize geçmişin izleri ve sırlarını açığa çıkartacak .
Aşıkken ölmek mi yoksa aşk uğruna ölmek mi?
Bizzat babaannemin kendisinden anlatılarak yazdım kitabımı .
Umarım beğenirsi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Fatma , Ömer , Hatice öksüz kaldı . Acısı babasına kaldı. Umutları ellerinde kaldı. Hani çocuklar annelerinin gül goncalarıydı? Şimdi anneleri mezarda, biricik anneleri. Bir gözyaşı onları anlatmaya yetmezdi. Müslüm âdeta yasını tekrar tutmuş fakat bu sefer aşk için değil bu sefer çocuklarınaydı yası. Evet Fatma için üzülüyor fakat çocuklar helâk olmuştu artık. Zaten Hatice ' de pek hastalıklıydı. O da vefat etti. Müslüm , Ömer ve Fatma acılarını büyüttüler içlerinde. Artık ne yapsalar mutlu olamayacaklardı. Özlemin azı çoğu olmaz işte gitmiştir canını yakarak sonra hissetmek istersiniz o zaman özlersiniz . Nasıl , nerede , niçin hiçbir şey bilmeden . Bazı yıldızlar o kadar uzaktırlar ki sadece parıltısını hissedersiniz . İşte onlar melekler , onlar bizim için ölmeyen ama dünyadan göçenlerimizdir. Artık acı çekmek için bile yorgun olan bir insana neler söyleyebilirsiniz ki ? Ama derler ki insan acı çeke çeke olgunlaşırmış. Yalan vallahi ! Ne o öyle insan acı çeke çeke çocuklaşır asıl. Ağlar hüngür hüngür şekeri elinden alınan bir çocuk gibi. Kelebeğin son kanat çırpışı gibi, Ömrünün son günlerini yaşayan veba hastası gibi, Canın yanacağını bile bile ateşe yürümek gibi ... Ne bileyim işte öyle duygular ki ne anlatılabilecek ne de anlayabilinecek farklı duygular . Anlamak için bilmek , görmek gerekir. Yaşamadan kimse birşey söyleyemez. Bu yüzden bu acıyı tarif edebilecek pek ilmim yok.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.