0.9

50 7 8
                                    

Eftal'den

   Yine babamla kavga ettiğimiz bir sabahın ardından sinirle evden çıktım ve kendimi kafa dinleyebileceğim tek yer olan Akyokuş'a attım. Ne kadar kalabalık olursa olsun kalabalığını belli etmeyen parkın çimlik bir alanına oturdum.

   Bir süre Restoranın önünde oynayan küçük çocukları izledim. Onların bu neşeli halleri beni de gülümsetirken istemsizce onlardan birinin bizim çocuğumuz olduğunu düşündüm. Asena ve benim, bizim çocuğumuz. 

   Kendimi geriye attım ve hayalini kurduğum küçük aile gökyüzündeymiş gibi gökyüzünü izledim. Gerçekler bir bir zihnime dolarken kızdım kendime. Neyin hayalini kuruyorsun sen dedim. Babasıyla mutlu bir hayatı varken benim gibi düzeni olmayan, babası tefeciler için haraç kesen birisine neden baksın. Mutlu ailesini bırakıp neden benimle uğraşsın dedim.

   Dedim dedim de cevabımı da aldım. Yanında yattığım çalılığın arkasından sesler geliyordu çünkü. Ağlama ve birisine isyan eden bir ses. Yavaşça doğruldum ve kim olduğuna baktım. Benim güzel gözlü Asena'm ağlıyordu. Ondan kaçarken onu bulmuştum farkında olmadan. Mutlu yüzünün arkasında saklanan kırgın, yorgun Asena'yı bulmuştum.

"Erkek doğurmadığı için annem o dayakları hak ediyormuşmuş. Bu annemin elinde mi sanki? Cinsiyeti erkek belirler, bunu bilmiyorsan Allah veriyor dersin. Bu nasıl bir kafa ya? Kapanmazsam el alem ne dermiş?! İster kapanırım İster kapanmam. Sen bana bunun günahını söyle kenara geç. Bu kadar baskı yapmaya hakkın yok! İçimden gelmezse, zorla yaparsam bunun vebali benden çok sana be adam! Bir de herkese melek görünmüyor mu? Keşke gerçekten melek olsa da iki yüzlülük yapmasa. Melek yanı bir bize bir de amcama şeytan. Canım amcacım, Allah senden razı olsun valla. Sayende okuyorum. Ben ne kadar diretsem de sen olmasaydın evden dışarı adımımı atmamı yasaklardı o cani. Okulu rüyamda bile göremezmişim, öyle diyor yüzsüz. İlim öğrenmek farzmış, okumak istemeyen erkek kuzenlerime öyle deyip bana rüyanda göremezdin demesi canımı çok yakıyor be! İlim öğrenmek ona göre sadece erkeklere farzmış gibi davranması değil, başkalarına iyiyken bize şeytandan beter olması yakıyor canımı. Burası yanıyor amca, burası yanıyor babaanne. Neden göçtünüz ki bu dünyadan. Küçük amcamla baş edemiyoruz bu olanlarla, keşke siz de olsaydınız yanımızda, keşke siz de yardım etseydiniz bana. Artık ne ona karşı koyabiliyorum ne de kendimi bir canıymış gibi hissediyorum. Öyle bir davranışı var ki bana sanki taş var karşısında. Gücüm kalmadı, annem ölüm döşeğinde, gittikçe zayıflıyor, gittikçe yok oluyorum ben annemle."

   Kalbimde hissettiğim sızı gittikçe artarken su içti biraz ve devam etti.

"Ben burada sizin dileğinizi yerine getirmek için çabalayacağım ama annem size çok uzak değil. O yanınıza geldiğinde ona iyi bakın, tamam mı? Biliyorum, bakarsınız, çok seviyorsunuz onu ama sadece söylemek istedim. Sizi çok seviyorum, çok özledim ben sizi."

    Bu hali içimi parçalarken Fırat amcanın böyle birisi olmasına şaşıramadım bile. Bir hafta sonra Aleda'nın annesi vefat ettiğindeyse kendime verdiğim sözü yemin haline getirdim.

Aleda Asena Arslan özgür bir kız olacak. Kendi ayaklarının üzerinde durabilecek, babasına karşı koyabilecek. Ona her şekilde yardım edeceğim dedim. Ama bunu babamın haram parasıyla değil annem gibi kendi emeğimle kazandığım parayla yapacağım. Gerekirse kendimden ödün vereceğim ama Aleda'nın mutlu olmasını sağlayacağım.

~~

Herkese selam!

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.

Biraz garip yazdım, çok içime sinmedi ama yazarken ağladım. Umarım beğenirsiniz.

Beğenmenizi umarak oy veren ve yorum yapan herkese teşekkür ediyor bir sonraki bölümde görüşmek dileğiyle, hoşça kalın diyor gidiyorum.

:)

Bir Derdim VarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin