Final

40 5 16
                                    

İstediğiniz her şeyi yazabilirsiniz, içinizde kalmasın.

~~

"Efendim güzelim?"

"Eftal, beni almaya gel."

"Tamam, sen hazırlan. Birazdan ordayım ben."

"Eftal..."

"Neden ağlıyorsun bilmiyorum ama Akyokuş'a gider konuşuruz, tamam mı?"

"Beni götür, beni bu Allah'ın cezası cehennemden al götür!"

--

1 saat önce

   Eve sinirle girip kapıyı çarpan babam dikkatimi üzerine topladı. Hiç hayra alamet olmayan bakışları ve siniri istemsizce gerilmeme yol açtı.

   Bir süre salonun kapısından sadece bana baktı. Düşündükçe sinirleniyormuş gibi nefes alış - verişleri hızlandı ve büyük adımlarla dibime girdi. Elini saçıma doladığında ne olduğunu anlayamadan kendimi yerde buldum.

"Demek sevgili yaptın ha? Demek Muğla'da okuyacaksın ha? Demek doktor olmayıp boktan bi' aşçı olacaksın ha? Bak bakalım çıkabiliyor musun bir daha bu evden?! Bak bakalım seni elimden alabilen olacak mı?"

   Sehpanın üzerinden telefonumu aldı ve yere çarptı. Ekranı kırılan telefonumu hemen aldım ve koltuğun arkasına kaçtım. Arkadan beni yakalayıp yanağıma bir tokat attığında çenemin çıktığını sandım. Saçımı tuttu ve beni kendine çekip diğer yanağıma da bir tokat attı. Odada yankılanan ses bana güçlü olmam gerektiğini hatırlatırken kemerini çıkarmaya çalışan babama göndüm. Cebinden telefonu kaptığım gibi karnına tekme atıp düşmesini sağladım. Hemen odama kaçıp kapıyı kilitledim. Kırma ihtimaline karşı sandalyemi kulpa geçirip telefonumun arka kapağını açtım. Kartımı çıkartıp onun telefonunun kabını çıkardım. Titreyen ellerimle kartımı onun telefonuna taktım ve Eftal'i aradım.

"Beni götür, beni bu Allah'ın cezası cehennemden al götür!"

"Aleda, ne oldu?"

"Sevgili olduğumuzu öğrenmiş."

"Ne yaptı o şerefsiz sana? Burak yürü gidiyoruz."

"Boş ver bana ne yaptığını. Sadece buraya gel."

   Telefonu kapattım ve dolabın üstünden bavulumu indirdim. Bilgisayarımı güzelce sırt çantama yerleştirip çalışma masamdaki önemli her şeyi içine doldurdum ve dolabımın karşısına geçtim. Katlı olan tüm pantolonlarım ve tişörtlerimi koyup kalan boşluğa iç çamaşırı tıkıştırdım ve camımdan mutfak balkonuna geçtim. Dün yıkadığım spor ayakkabımı ayağıma geçirip karşı binanın balkonuna geçtim. Mutfakta yemek yapan teyze bu halimi görünce önce korktu ama sonra hemen kapıyı açıp beni içeri aldı.

"Yavrum ne bu halin?" Ben cevap veremeden bizim balkona babam çıktı. Hemen eğildim ve teyzeye sus işareti yaptım. Babam gözden kaybolduğunda hemen çıkış kapısına ilerledim.

"Teyzecim, onun istediği mesleği yapmak istemiyorum diye beni dövdü. Başka şehire gitmek istediğim için beni eve kapatmak istedi. Şimdi Allah rızası için beni bu caninin elinden kurtar."

"Sakin ol yavrum, vermem ben seni o cani adama. Ne yapacaksın şimdi? Gidecek yerin var mı?"

"Var, arkadaşım abisiyle gelecek beni almaya."

"Onlar gelene kadar çıkma burdan. Ne hale getirmiş seni cani? Gel bir yaralarını temizleyelim."

   Yavaşça patladığından haberim olmayan dudağımı temizledi ve krem sürdü. Kaşıma da bant yapıştırıp yanaklarım morarmasın diye merhem sürdü. Eftal aradığında teyzenin yardımıyla aşağı indim ve yanına gittim.

"Bu halin ne? Elini kırmaz mıyım ben o şerefsizin?" Yüzümü avcuna alıp narin bir şey incelermiş gibi inceledi. Beni daha da çok korkuttuğunu fark edip alnıma bir öpücük bıraktı ve bavulumu arabaya koydu.

   Koşarak köşeden görünen kızlar beni görünce oldukları yerde donakaldılar. İlk kendine gelen Sevim oldu ve koşarak gelip bana sarıldı. 

"Yavrum, ne bu halin senin?" Elini yanağıma koyduğunda biraz sert davranması üzerine canım acıdı ve istemsizce yüzümü buruşturdum.

"Özür dilerim." O da ağlamaya başladığında Eftal araya girdi.

"Kızlar, Aledayla arabada bekleyin. Biz Burakla şu adama bi' bakalım."

"Eftal, gitme. Korkuyorum."

   Üzgün gözleri bana döndüğünde beklemeden kollarımı beline sardım. Kolunu omzuma sarmaya çalıştığı sırada boynumun acımasıyla istemsizce bağırdım. Fazla acımıştı çünkü. Hemen geri çekildi ve boynuma baktı.

"Ulan sürtük! Bi' de arayıp seni alsın diye mi çağırdın! İkinizi de geberteceğim." Hızla bize gelen babama Eftal engel oldu. Yakasından yakaladığı gibi binanın duvarına yasladı.

"Şerefsiz pislik ! Kızı ne hale getirmişsin?! Boynunu kırmayı mı hedefledin lan ibne herif?!"

"Ne?" Erem korkuyla bana döndüğünde Eftal Burak abiye döndü.

"Erem ve kızları al Aledayı hastaneye götürün. Boynu kızarmış. Darbe aldığı belli."

   Ben Eftal'i orada bırakmak istemesem de beni dikkatlice arabaya bindirdiler ve hastaneye götürdüler. Hem mahalledeki kavgaya hem şiddet gördüğü belli olan bana gelen polislere suç duyurusunda bulunduk. Darp raporu aldım, boynumda tespit edilen incinme için boyunluk verildi ve karakola gittik.

   Adli işlemlerden sonra 6 ay ceza alması içimi acıtırken onu orada polislerin yanında bıraktım ve Eftalle el ele çıktım salondan.

   Yeni hayatıma ilk adımımdı bu. Böyle bitmesini istemeyeceğim hayatıma veda ettim ve hayalimdeki hayatıma acılarla dolu bir başlangıç yaptım o gün.

~~

Selam.

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.

Veda konuşmasını özel bölümde yapmaya karar verdim ama özel bölümü okumak istemeyen varsa yine de teşekkür etmek istiyorum.

Bu acemilik deneyimim olan hikayeyi okuduğunuz ve macerama destek olduğunuz için çok teşekkür ederim.

Son kez bir sonraki bölümde görüşmek dileğiyle, hoşça kalın.

:)

Bir Derdim VarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin