^2^

2.4K 102 18
                                    


Baraka ödülünü 10-7 biz kazanmıştık. Poyraz ve ben çıktığımız bütün oyunları almıştık. Aleyna, Steven ve Emin çıktıları 1 oyunuda almışlardı. Berkay çıktığı oyunu alıp kapanışıda o yapmıştı. Ada'ya geldiğimizde normal olarak biraz açtık ama önceden topladığımız hindistan cevizlerini yiyip açlığımızı bastırmaya çalışmıştık.

Hindistan cevizleri bittiğinde Aleyna ve ben ormana gitmiştik. Hanzade, Aleyna Çalışkan ve Sancakay bize verilen haftalık pirinçleri pişiriyorlardı. Erkeklerin bir kaçı bizimle birlikte ormana gelip odunumuz biterse diye odun topluyorlardı.

Erkekler yanımızdan uzaklaşınca Aleyna konuştu. ''Ayşe birşey diyeceğim''

Yürümeyi bırakıp Aleyna'ya döndüm.   ''Söyle dinliyorum''

''Kızmak yok ama, ben Poyrazla seni çok yakışt-''

Kaşlarımı çatıp elimdeki hindistan cevizini getirdiğimiz örtüye koyarken konuştum.

''Birde kızma diyor. Yarışmadayız Aley. Hem daha ilk günden neler diyorsun. Öyle birşey olamaz.''

Tek kaşını kaldırıp biraz daha yaklaştı. ''Yarışmada olmasak olur yani. Anladım ben seni''

Muzip bir şekilde gülüp koluma vurdu. Kaşlarımı çatıp yürümeye başladım.
''Saçmalama, onu mu diyorum ben şimdi. Sadece takım arkadaşıyız.''

''Aynen canım eminim öyledir'' göz kırpıp yerdeki hindistan cevizini almak için eğilmişti.

Yaklaşık 1-1,5 saat boyunca hindistan cevizi toplamıştık. Gece acıkırsak ormana gelip toplamak çok zor olurdu. Barakaya geri döndüğümüzde çoğu kişinin pilav yediğini gördüm. Kızlar barakasında oturan Aleyna Çalışkan ve Sancakay'ın yanına gidip Aleyna ve benim payımızın nerde olduğunu sordum.

''Bizim tabaklarımız nerde?''

''Sizin payınızı geldiğinizde yemeniz için ateşin yanına koyduk. Ordan alabilirsin.''

Gülümseyip başımı salladım. Ateşin yanına gittiğimde gördüğüm şey sadece 2 tane boş tabaktı. Tabakların hemen yanında oturup pilavını yiyen Hanzadeye döndüm.

''Hanzade Aleyna Çalışkan ve Sancakay tabanlarımızın burda olduğunu söyledi. Tabaklar nerde?''

Ben konuşurken Aleyna yanıma gelmişti. Hanzade'ye doğru bir adım attı.

''Biz ormana giderken bizede yapacağınız pilavdan ayırmanızı söyledik. Paylarımız nerde Hanzade?''

Hanzade tabağını yanına bırakıp ayağa kalktı. ''Aç olmazsınız diye düşündüm. Sizin payınızı takıma bölüştürdüm. Bunda ne var?''

''Ne demek ne var! Salak mısın kızım sen siz açsanız bizde açız! Payımızı nasıl bölüştürürsün sen?! ''

Aleynanın Hanzade'nin üstüne yürüyüp bağırmasıyla takım bize dönmüştü. Aleyna'nın kolunu tutup kendime doğru çektim.

''Aleyna doğru söylüyor Hanzade biz takım için ormana gittik! Bizim hakkımızı yiyemezsiniz!''

Poyraz ve Reşat ne olduğunu anlamayarak bize doğru geliyorlardı.

''Kızlar noluyor? Niye birbirinize bağırıyorsunuz?"

Poyraza dönüp elimle Hanzadeyi gösterdim. ''Aleyna ve ben takım için ormana gidip hindistan cevizi toplarken Hanzade yaptığı pilavı takıma veriyor. Üstelik bizim payımızıda bölüştürüyor! Allah aşkına Poyraz yaptığı doğru birşey mi? Birde iyi birşey yapmış gibi anlatıyor!''

Poyraz bana, Hanzadeye ve Aleynaya bakıp kaşlarını çattı.''Hanzade, sana Ayşe'nin ve Aleyna'nın payını sana sorduğumda ayırdığını söylemiştin?''

Hanzade oturduğu yerden kalkıp bağırmaya başlamasıyla Poyraz'a biraz daha yaklaştım. ''Erken gelseydiniz payınızı alsaydınız! Ben kimsenin payını saklamak zorunda değilim!"

Kaşlarımı çatıp Hanzadeye doğru bir adım atıp parmağımı ona doğru salladım.

''Bizim payımızı saklamak zorunda değilsen tencerede bıraksaydın! Hanzade aklını başına al. Sen ne kadar açsan bizde o kadar açız!''

Poyraz -galiba- tartışmamızın büyüyeceğini düşündüğü için belimden tutup kendine çekerken sırtım göğsüne yaslandı.

''Tamam birbirinize girmeyin. Ben pilav olmadan önce hindistan cevizi yemiştim. Payım duruyor, Aleyna ile yiyebilirsiniz''

Başımı sallayıp konuştum."Hayır gerek yok, sen ye payını.''

Aleyna başını sallayıp barakaya doğru yürüdü. ''Ayşe doğru söylüyor. Hanzade bir daha ne yapmaması gerektiğini anlamıştır'' Hanzadeye göz kırpıp barakaya oturdu.

Poyraza dönüp başımı kaldırdım -boyu benden uzun olduğu için- elleri hâlâ belimdeydi.

''Dediğim gibi payını vermene gerek yok. Hindistan cevizi kırarım ben şimdi''

Başını ''hayır'' dercesine sallayıp, belimdeki ellerini sıkılaştırdı.

''Aleyna'ya bırakırız payını, hadi gel biraz pilav ye. Aç kalma.''

Hayır dememe fırsat vermeden belimden tutup erkekler barakasına götürdü. Ne kadar ısrar etsemde kaşığı alıp zorla ağzıma sokmuştu pilavları. Yemeğin yarısını Aleyna'ya bıraktık. Aleyna açlığını bastırmak için uyumayı tercih etmişti.

Poyrazın kolunu tutup gülümsedim. ''Poyraz sana hem kendi adıma hemde Aleyna'nın adına teşekkür ederim. Gece acıkırsan beni uyandır bize verilen yağda hindistan cevizi kızartabilirim.''

Bana gülümseyip başını salladı. Tabağı bana uzatıp ateşin yanına gitti. ''Teşekküre gerek yok. Hadi sen Aleynayı uyandırıp yemeği ver, yesin.''

Başımı sallayıp Aleyna'ya yemesi pilavı verdim. Hava karardığında bende barakaya uzanıp uyumaya çalıştım.

🍬🍬🍬🍬🍬🍬🍬🍬🍬🍬🍬🍬🍬🍬🍬🍬

Helloo ben geldim. Elimden geldiğince güzel yazmaya çalışıyorum. Olayları anlatma şeklimi beğendiniz mi? Beğenmiyorsanız nasıl anlatmam gerektiğini düşünüyorsanız yorumda  belirtebilirsiniz. Buna çok sevinirim.

3. Bölüm taslakta bile. Bugün hem bu bölümün yarısını yazıp hemde 3. Bölümü yazdım.

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Aşağıdaki küçük sarı yıldıza basmayı unutmayın, oylarınız ve yorumlarınız benim için çok önemli🍬

710 kelime

SADECE SEN ^AYRAZ^Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin