Teselli Part 1
Chan - Sarılmak
Seni bacaklarını karnına çekmiş, yüzünü dizlerine gömmüş tamemen hıçkırıklar içinde bulur. Yanına doğru yürürken onu fark etmiyorsun ama kanepeye oturduğunda ağırlığını hissedersin. Elleriyle nazikçe yüzünü kaldırır.
Onunla savaşacak gücün olmadan, seni kucağına çekmesine izin verdin. (Senin) yüzünü çenesine bastırdı. (Onun) Kalp atışlarını duyarken, sana tam olarak anlayamadığın şeyler mırıldandı.
"Şşşş" sen konuşmaya çalışırken söylerdi.
Hıçkırıklar yavaşça yerini sessiz burun çekmelerine bırakır. Chan'in elleri etrafında olurdu, parçalanan kalbinin parçalarını düşürmek istemezcesine sıkı sıkı.
Zihninizi saran bulutlar dağılmaya başlardı. (Onun) Ellerinin arkanızdan aşağıya doğru ritmik vuruşlarını, (onun) kalbinin sizinkine sürekli sarsılmaz sesinin farkına varırsın.
Burnundan aldığın nefesi uzun titrek bir şekilde geri verirsin. Chan sana döner ve saçını öper. Gözünüzün kenarından bir yaş daha akar ama bu kez minnettarlıktan kaynaklanır.
Lee Know - Kötü kelime oyunları
Atlanan öğünler ve gereksiz gerginlikler. Duygusal bir çöküntüde olduğunu, o seni tekrar neşelendirmeye çalışmadan anlayamazdın.
Banyonun lambasını kapatmadığı için Minho'ya saldırmaya çalıştıktan sonra yatağında suçlu bir şekilde uyuyormuş gibi yapardın.
Kapı açıldığında gözlerini kapatırsın. Minho'nun arkasını dönmesini ve ona bağırmanı unutmasını isterdin. Bunun yerine kapının kapanma sesinden sonra iki çift ayağın halıda çıkardığı ses tüm odayı bürürdü. Yatağının kenarı aşağı çöker.
Uyuyo numarısı yaptığın bir süre boyunca sessiz kalır ardından boğazını temizlerdi. "Ben merdivenlere güvenmiyorum. Sürekli bir şeyleri düşürme peşindeler." Minho söylerdi.
İlk kafa karışıklığından sonra söylediği kelimeleri aklından geçirir ve sinirlensen bile tepki vermezdin.
"Yumurtalar neden şaka yapmaz." Sesli bir şekilde sorardı. Ona hiçbir cevap vermediğinde dirseğiyle seni dürter ve sorusunu tekrar ederdi.
'Bilmiyorum, neden?'
"Çünkü birbirlerini kırabilirler."
Gözlerini devirdin 'bu çok kötüydü.' diye mırıldandın.Telefon ekranını açar ve sana bunlara benzer bir sürü saçma şakanın olduğu bir siteyi gösterir. Parmağını ekranda kaydırır.
"Neyin kahverengi saçı vardır ve gözlük takar?" Kollarını etrafına sarmadan önce sorardı.
'Modayı takip eden bir maymun mu?'
"Hayır, tatile gitmiş bir hindistan cevizi." Dedi ağzının kenarını bir sırıtış kaplarken. O listeyi okumaya devam ederken sırıtışını gizlemek için yüzünü (onun) omzuna saklarsın.
Changbin - Güven verme
Ellerinin ucunu sanki gözyaşı selini durdurabilecekmişsin gibi gözlerine bastırırdın.
Adını yumuşak bir sesle seslendikten sonra dizlerinin üzerine çökerdi. Elleriyle (senin) dizini tutar ve başparmağını sakince pantolonuna sürterdi.
Ağlama sesini boğmak için dudaklarını ısırırsın.
"Bir sorun yok." Sen ağlamaya devam ederken yutkunarak söylerdi. "Dinle beni, her şey iyi olacak, bana inanıyor musun?"
Uzun bir sürenin ardından kafanı sallarsın.
Yavaşça nefes alır, parmakları tekrar (senin) ayağında dolanır. "Sen yalnız değilsin, ben buradayım. Her zaman senin için burada olacağım. Kötü hissetmiş olabilirsin. Birisi seni üzmüş ya da korkutmuş olabilir ama her zaman yanında olacağım."
Onun yüzüne bakmak için sulu gözlerinle kafanı ona doğru çevirirsin. İfade etmek istediğin kelimeleri oluşturamayacağını bilir bu yüzden sadece saçını kulağının arkasına atar.
"Geçecek." Gözleriniz buluşurken söylerdi. "Ve bu geçene kadar burada duracağım, hiçbir yere gitmiyorum."
Hyunjin - Dinlemek
Hayal kırıklığı gözyaşları şeklinde yüzünden dökülürken küfredersin. Bir porselen dükkanına balyoz ile gitmen sinirini atmanın tek yoluydu.
Telefonunuzdan gelen bildirim sesi bardağı taşıran son damla olmuştu. Seni salonda ciddiyetle ağlarken bulurdu. Bir anlık panik parıltısı senin yanına gelmeye başlamasıyla biterdi. Panik yerini öyle saf bir şevkat bırakıyor ki seni biraz daha ağlatıyor.
"Hey" yanına çömelirken söylerdi. "Anlat bana, ne oldu?"
Ona söyleme cesaretini toplaman bir kaç dakikanı alırdı. Aralarda kısa mırıldanmalar ile seni dinler ve anlattığın için teşekkür ederdi.
Konuşman bittiğinde rahatlamış hissederdin, Hyunjin'in parmakları saçında dolanırken derin bir nefes alırdın. 'Bitti.' Sessizce onu bilgilendirirsin.
Dudaklarını alnına bastırmak için başını eğerdi.