Bölüm 3

98 4 0
                                    

"Yatağımdan kalk ve duş al." 

Saat neredeyse 21.00 ve bu serseri hala benim çizgi romanlarımdan oluşan bir yuvaya kıvrılmış yatıyordu. Neden benim evimde kendini bu kadar rahat hissediyordu ki?

"Başım ağrıyor." dedi Knock fısıltıyla. Bunu duyduğumda hızla yanına oturdum ve elimle alnını kapattım. Knock benimle iş birliği yaparak durumunu kontrol etmeme izin verdi. Kesinlikle ateşi vardı. 

"Kahvaltıdan beri bir şey yedin mi?" Yemediğine inanmak istemeyen gözlerle sordum. Öyle olmadığından oldukça emin olsam da benim de bir şey yeme şansım olmamıştı. 

Zayıf bir şekilde "Hayır." diye yanıtladı.

"Ne yapmalıyım?" 

Şakağımı ovuşturarak yüksek sesle kendime sordum. Nadiren eve gelirdim. Haftada bir defadan fazla burada olmuyordum hatta çoğu zaman hiç gelmediğim de oluyordu bu yüzden yemek için dolabımda sadece hazır yemek vardı. Şuan Knock'un durumuna şaşırmamıştım çünkü bir gün içinde birçok şey yapmıştık. Yakıcı güneşin altında tekneye ulaşmak için yürüdü ve öğleden sonra uzun süre yüzdü. Buna sadece Süpermen dayanabilirdi. 

"Bekle, senin için hazır erişte yapacağım." 

"Tamam..." diye cevap verdi solgun sesiyle. Erişteyi onun için hazırlayıp getirdim ve dik oturması için destek oldum. Sıcak erişteleri yerken alnındaki soğuk ter damlalarıyla gerçekten aciz görünüyordu.

"Berbat görünüyorsun. Normalde esmer olmana rağmen şuan çarşaf kadar beyazsın." diyerek alay ettim. 

"Evet, başım beni öldürüyor." 

Kendini iyi hissetmese de erişteyi bitirmeyi başardı. Başımı nazikçe salladım ve ona bir bardak soğuk suyla iki tablet parasetamol verdim. 

"Teşekkür ederim, beklediğimden daha fazla şefkatlisin." 

İlaçla birlikte suyu yutarken bana zayıf bir şekilde gülümsedi. Bana verdiği bardağı aldım. 

"Dün gece yaptığımız şey yüzünden hastasın değil mi?"

"Öhöm, neden bahsediyorsun?" 

Knock boğazına takılan su yüzünden o kadar sert öksürdü ki yüzü kıpkırmızı oldu. Saçını okşama isteğime direnerek ona yumuşak bir şekilde baktım ve sadece gülümsedim. 

"Hala kötü mü hissediyorsun?" diye endişeyle sordum. 

"Gerçekten bilmek istiyor musun?" Kaşlarını kaldırarak sinsice gülümsedi. Şu anki durumuna rağmen küstah olmaya çalışıyordu!

"Eee... Biraz." dedim dürüstçe. 

"Bırak uyuyayım tamam mı?" 

Gülümsedi ve onu yatağıma yatması için biraz sert biraz da nazik bir şekilde ittim ve "Hasta olsan bile dırdır ediyorsun." dedim. 

"Hey Korn, tatlım sen tamamen kabasın. Seni Yiwha'ya anlatacağım." Gülerek kendini yatağa çekti. 

"İstediğini yap, bu konuda kılını kıpırdatmaz."

"Unut gitsin, sadece dalga geçiyorum. Hey gel ve yat. Küçük bir prenses gibi bana sarılmana izin vereceğim." dedi Knock yanındaki boşluğu okşayarak. "Senin yüzünden hasta olduğumu söyledin bu yüzden bugün bütün gece benimle ilgilenmelisin."

Kıkırdayan Knock'a karşı sadece hafif bir gülümsemeyle cevap verebildim. 

Şuan mutlu olarak benimle istediğin kadar eğlen çünkü daha sonra gülemeyeceksin.

Together With Me (Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin