Bölüm 9

89 4 2
                                    

Yemeğimizi bitirdikten sonra "Kendine ne zaman gitar aldın?" diye sordum kafa karışıklığıyla. Çalmayı bilmediğinden bahsetmişti fakat aniden gardırobunun kenarına kayıtsızca yaslanmış bir şekilde duran gitarı fark ettiğimde şaşırmıştım. Elime aldım ve kanepedeki Knock'a yaslanarak gitarı kucağıma koydum ve tellerini boş boş tıngırdatmaya başladım. 

"Geçenlerde aldım. Dükkanın birinde gözüme takıldı, fazladan da param olunca aldım işte. Çalmayı bilen köpeğin biri bana nasıl çalacağımı öğreteceğine dair söz vermişti ama hala sözünü tutmadı." dedi sakince Knock, bir avuç Lays'i ağzına atmadan hemen önce ama onun sözlerine karşı ağzımdaki lokmam boğazıma kaçınca öksürmeye başladım. 

"Öhö öhö, şuan beni mi azarlıyorsun?" diye sordum masumca nefesim düzelince. 

"Sen köpek misin?" 

Alaycı bir tavır takınarak tek kaşını kaldırdığında sinirli bir şekilde kafasını ittim. 

"Tamam tamam, bacağın iyileşince öğreteceğim!"

"Ne zamandan beri gitar çalmak için bacağa ihtiyaç duyuluyor lan? Neden sadece ellere ihtiyaç duyulan bir enstrümanı çalmayı bana öğretmen için zedelenen ayağımın iyilrşmesini beklemek zorundayım?" 

Knock kafamı o kadar sert bir şekilde geriye itti ki neredeyse kırbaç yemiş gibi olmuştum. ,

Sorun değildi, beni istediği kadar azarlayabilirdi. O çok tatlıydı ve kendime itiraf etmeliyim ki beni azarlayışı hoşuma gitmişti.

"Hımm, evet. Sadece bana güven olur mu?"

"Tabii ki, bacağım iyileşene kadar bekleyebiliriz. Eğer hala bana öğretmeyi reddedersen o zaman kafana şaplağı geçireceğim." Knock beni azarlamaya devam ederken işaret parmağıyla yüzümü işaret ediyordu. Tek yapabildiğim itaatkar bir şekilde başımı sallamaktı. 

Tamam anladım ya beni azarlamayı bırak artık!

"Sana bir şarkı çalarak telafi etmeme izin ver."

Tüm vücudunu bana doğru çevirerek, aynı anda hem gürültülü bir şekilde patates cip yemeye devam edip hem de başka bir atıştırmalık paketini almak için uzanan Knock'a tek kaşımı kaldırarak baktım. Midesinde kara delik mi vardı Allah aşkına? O kadar çok yiyordu ki onu doyurmak için kendimi iflasın eşiğine getirmem gerekecekti!

"Pekala, benim için bir şeyler çal. Bakalım benim gibi havalı birine çalmayı öğretmek için yeterince iyi misin?" 

Havalı mı dedi o? Seni becerirken suratındaki ifadeyi gördüm oğlum ben ve o ifade havalı dışında her şeye benziyordu. Cehennem kadar sıcaktı tabii ki ama kesinlikle havalı değildi.

"Sen narsisizm şampiyonusun." diyerek onunla dalga geçtim. 

"Pekala, o zaman sen de etkileme şampiyonusun Korn tatlım~" 

Ellerini göğsünde birleştirerek hayran bir kız gibiymiş gibi davranıyordu. 

"Kızlarlayken de bu kadar hızlı davransaydın şimdiye çocukların bile olurdu." O beni iğnelemeye devam ederken abartılı bir tiksintiyle başka tarafa baktım. 

Atıştırmalıkları ağzı açık bir şekilde çiğneyip yüksek sesle ağzını şapırdatarak yerken benimle alay eden Knock, sanki dünya umurunda değilmiş gibi görünüyordu. Bir şişe kolayı eline alıp kapağını açar açmaz tişörtünün üzerine döktü. 

"Neden bu kadar sakarsın sen ya?" diye dırdırlanıp bir kutu mendili ona uzattım. Sıkıntılı bir şekilde tişörtündeki lekeyi ovuşturdu. 

"Aaavvvv, siktir et. Daha sonra duş alacağım zaten o zaman değiştiririm. Pekala Korn artık başlayabilirsin. Gecikip durma!" 

Together With Me (Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin