Together With Me (Çeviri)

Bölüm 13

Ben 'Hayır'ı cevap olarak kabul etmeyen biri olduğum için ona iyi geceler öpücüğü vererek uyumak istediğimi söylediğimde, yapmak istediğim bundan fazlası değildi. 

Ama yine de Knock sadece Knock'tu, dolayısıyla sol gözümün morarmış olması sürpriz değildi. Gerçi artık arkadaş olarak da olsa beni sevdiğine dair kanıtım vardı! Kibar biri olarak gözümün etrafını çevreleyen kemiği tek parça halinde bırakmıştı sonuçta.

"Al bakalım."

Önüme bir tabak kızarmış yumurtalı pilavı bıraktıktan sonra o da aynı yemekten oluşan bir tabakla küçük mutfak masasında karşıma oturdu.

"Yapmayı bildiğin tek yemek bu mu?" diye sorduğumda tek kaşını kaldırıp bana baktı.

"Evet, yiyecek misin, yemeyecek misin?"

"Tabii ki yiyeceğim, neden yemeyeyim ki?"

"Ah, o zaman ye onu. Yemek istediğin bir şey olursa söyle, bu konuda oldukça iyiyim." 

Knock'un sözleri beni gülümsetmişti.

Yemeğe başladığımda aniden yüzüme doğru eğilerek beni ürküttü. "Hey, ne yapıyorsun!?" diye sordum şüpheyle.

"Gözün iyi mi?"

"Kırık kemik yok çok şükür." 

"Hey, hâlâ beni mi suçluyorsun? Dönüp kendine baktın mı hiç? Önce kendin hakkında düşün, seni ahmak." dedi Knock sırıtıp benimle hafifçe dalga geçerek.

"Bunu görüyor musun? Morarmış, bunu kim yaptı?"

"Hiçbir fikrim yok."

 Bana masum ve şaşkın bir bakış attı.

"Ateşli karısı yaptı."

"Hey!" Knock bana orta parmağını gösterip yemeğini yemeye devam etti, ben de kendi tabağıma döndüm.

"Daha sonra bir kağıt üzerinde çalışmam gerekiyor, uzun zaman önce yapmalıydım, bu yüzden gidip onu halletmem gerekiyor."

"Anladım."

"Artık aptal gibi ortalıkta dolaşma, yoksa yaralı bacağın asla iyileşmeyecek ve daha da kötüleşecek. Burada kalıp dinlensen can sıkıntısından ölmezsin. Üzerine basmaman gerekiyor Knock, lütfen sadece dene." diye uyardım onun ses tonunu taklit ederek.

"Kendi başımın çaresine bakabilirim, senin gibi meraklı ve ateşli bir kocaya ihtiyacım yok."

"Uuurrkk!" Ağzımdaki pilav ve yumurta boğazıma kaçmıştı, neredeyse boğulacaktım. 

Gerçekten bana 'Ateşli Koca' mı dedi lan o?!?!

"Ahhhh, demedim say, yoksa yemeğin içinde boğulup öleceksin. Al, şunu iç."

 Knock nefes yolumu temizlemeye yardımcı olması için bana bir bardak su uzattı.

Suyumdan büyük bir yudum almadan önce öksürerek boğazımı tekrar temizledim. Düzensiz nefesimi ve hızlı atan kalbimi sakinleştirmek için biraz bekledikten sonra tereddütle  "Gerçekten bana kocan olarak mı hitap ettin sen?" diye sordum inanamayarak.

"Dalga geçiyordum." 

Knock kayıtsızca kendi bardağından bir yudum su aldı. Kaşığı bıraktı ve çenesini açarak bana baktı.

"N'oldu, yoksa gerçekten o kadar yalnız mısın?"

"Karşıdan yalnız gibi mi görünüyorum?"

"Çok yalnızsın tatlım Korn, yoksa her iki dakikada bir kocam olduğuna inandırmak için beynimi yıkamaya çalışmazdın. Kimsenin karısı olmak istemiyorum, bence bu utanç verici, anladın mı?"