çıkış vakti geldiğinde taehyun başını sırasından kaldırdı ve dağılan sınıfı izledi. kai bugün okula gelmemişti, nedenini merak ediyordu.
"hasta olsaydı haber verirdi" diye düşündü ancak aklına iki gündür konuşmadıkları geldi. sevdiği biriyle arasında mesafelerin oluşması canını yakıyordu.
yanına gitse ne olurdu ki? hem ikisi kaç senelik arkadaşlardı. kai ziyaret etmesine kızmazdı, kızamazdı.
aceleyle sırasının üzerindeki eşyaları çantasına doldurdu, defterlerinin birkaçı buruşmuştu ama bunu umursamadı.
askılıktan ceketini aldığı gibi koşmaya başladı. bahçe dağılmaya başlasa da tamamen boş değildi, yine de koşmaya devam etti.
insanların ona bağırdığını duyabiliyordu ama önemsemedi. nihayet durağa vardığında otobüsün kalkmak üzere olduğunu gördü. son gücüyle ilerledi ve otobüsü kalkmadan yakalamayı başardı.
nefes nefese dolu otobüse girdiğinde bir an için yol gözüne çok uzun görünse de pes etmedi.
demirlere sıkıca tutundu, sevdiği çocuğa varmak için önünde sadece dakikalar vardı.
kai'ın yokluğu çok net hissediliyordu. uyurken yastık olarak kullanması için ceketini veren kimse yoktu, daha rahat olması için saçlarını okşayan da.
derste matematik öğretmeninin yaptığı hatalara beraber gülebilirlerdi, kai olsaydı eğer. o yokken taehyun gülmek istememişti.
onun mahallesine geldiğini fark edince hemen düğmeye bastı ve kalabalıktan sıyrılarak otobüsten indi.
ceketini düzgünce üstüne geçirdi, çantasını sırtına taktı, saçlarına eliyle şekil verdi ve kai'ın teyzesinin binasına adımladı. daha önce hiç buraya gelirken bu kadar çaba sarf etmemişti.
zile bastığında kalbinin çok hızlı attığını biliyordu. dudaklarını dişleyip beklerken açılan kapıyla geriledi.
kai, şaşkın yüzüyle ona bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sıradaki hatama benziyorsun, tyunning
Fanfictiononlar arkadaştı, biri diğerini öpene kadar. düzyazı ©rozeixs | 15.01.21