Worried

273 28 22
                                    

Yemek güzel geçmişti ve Liam'ı çok sevmiştim gerçektende uzun süredir böyle güldüğümü hatırlamıyorum.Olivia her zamanki gibi bana asılmaya çalışıyordu ama ben yüz vermeyince yüzünü asıp bir mola verdi galiba.

Yemek sonu gelmişti ve tatlılar bitmişti kalkarken Liam'a doğru ilerledim çünkü Niall haklıydı arkadaş edinmem gerekiyordu ve Liam bunun için süper bir adaydı, gerçektende sohbet bu kadar saran ve eğlenceli kimseyi tanımamıştım, tabi civcivim hariç.Niall'lada konuşmuştuk ve aramız düzelmiş sayılırdı.

"Hey Liam instagramdan takipleşmeye ne dersin daha sık görüşebiliriz"

"Çok güzel olur hem bizim arkadaşlarla bir grubumuz var seni onlarla tanıştırırım eminim seni çok severler"
Gerçekten buna hazır mıydım bilmiyordum, daha önce pek fazla arkadaşım olmamıştı hemde bi arkadaş grubum hiç olmamıştı. Titrediğini hissedebiliyordum ama artık sosyalleşmeliydim.

"T-tabi olurr" dedim ve restorandan hep beraber çıktık.Çıkışta herkesle vedalaşıp arabaya bindim ve eve doğru sürmeye başladım.

Eve geldiğimde bir anlıksa olsa eksik hissetmiştim 2 gündür Louis benimleydi ve gerçektende ona alışmıştım. Gerçi him bir zaman bende kalmasını istememiştim ama bilemiyorum belki içten içe istemişimdir.

Gerçektende Louis'i merak etmiştim, dünden sonra daha iyi mi?
Mesaj yazmalı mıyım bilmiyorum sonuçta daha iyi olup olmadığını sormak onu bana çekmez yada çeker mi?'

Bi süre daha kendimle kavga ettikten sonra yazmaya karar verdim.

Ben:Daha iyi misin?

Biraz kaba mı oldu acaba? Yada ilk merhaba mı deseydim?
Off bilmiyorum işte yazdım bitti.

Louis~
Gün boyunca tek yaptığım şey siktiğimin sandalyesinde oturup önüme koyulan dosyalara bakmaktı. Elimi bile sürmemiştim ve biliyordum hepsi yarına kalmıştı ama kafam düşüncelerle doluydu ve çalışacak gücü kendimde bulamamıştım.

Harry'yi düşünüyordum, Troy'u, annemi ve dün geceyi her şey o kadar üst üste gelmişti ki her şeyi bitirmek istemiştim, anneme kavuşmak istemiştim ama Harry...
Onun kokusu ve gözleri beni burada tutmaya yeterdi.

Ona karşı ne hissediyorum yada ne hissetmiyorum yada ne hissetmeliyim bilmiyorum ama beni etkilediği kesindi.

Dün gece tam bir eziktim ve hala olanlar aklıma geldikçe kendimden utanıyordum.Harry ne düşünmüştür acaba?
Benimle dalga geçmiş midir?
Küçümsemiş midir?

Ama affettiğini söylemişti evet beni affetmişti ve bu düşünce onca kötü şeyin içerisinde beni mutlu etmeye yeterdi.

Benimle yattı, bana sarıldı...

Hava kararmaya başlayınca iş yerinden çıktım ve işyerine yakın bir otele yerleştim.Ama ilk önce sün kaldığım otele gidip eşyalarımı almam gerekiyordu.
Ya hala ortadaysa siye düşünmeden edemedim, dünkü sinirle hızla çıkmıştım ve tüm eşyalarım orada kalmıştı ve Troy da oradaydı.

Gittiğini düşünmek istedim, gitmiştir değil mi?
Bunu ancak oraya varınca öğrenecektim...

Otelin önüne geldiğimde derin bir nefes alıp cesaretimi topladım ve içeri girdim.Anahtar hala bendeydi ve kapıyı açtığımda onu görmemek rahatlatmıştı ama Yeşilleri görmeyi beklemiyordum hatta o görmeyi beklediğim son kişiydi.
Niye buradaydı?

Daha onu görmenin şokundan çıkamamıştım ama birşeyler söylemem gerektiğini biliyordum.
İkimizde birbirimize bakakalmıştık ve gergin ve korkmuş olduğu her halinden belliydi.

"Oh merhaba" dedim.

"Ee m-merhaba"

"Neden buradasın" dedim ve evet beden burada olabilirdi ki?

"Ş-şey senin için endişelendim"
Benim için mi? Benim için... Tanrım ne?
Yüzümdeki kocaman gülümsemeyi hissedebiliyordum.

"Neden ki"

"Dün iyi değildin ve sana mesaj attım ama cevap vermedin bende şey işte ... ehm" bana mesaj mı atmıştı?
Siktir telefonuma bakmalıydım.

"Sende ne?" Diye sordum.

"İşte kendine bişey falan yapmışsındır diye korktum ve resepsiyon burada kaldığını söyledi"
Ne demeliydim?

"Teşekkürler" evet verilebilecek en saçma cevap olduğundan eminim.

"Ne için"

"Beni önemsediğin için" evet sonunda biri beni gerçekten önemsemişti ve bu çok güzel hissettirmişti.

İkimizde sessizdik ve ben hala salak gibi kapının önünde dikiliyordum.Sessizliği bozmadan yatağın ucuna yani Harry'nin yanına oturdum.

"Louis"

"Efendim"

"Geldiğimde bi adam vardı beni görünce gitti galiba babandı" SİKTİR SİKTİR SİKTİR.
Niye burada kalmıştı ki ?
Beni mi bekledi ?
Harry onu gördü SİKTİR.

"Evet" dedim ve başımı önüme eğdim.Kötü hissetmiştim ve bunu anlamış olmalıydı.

"Kötü hissetmen için söylemedim sadece bilmen gerekir diye düşündüm üzgünüm"

"Üzgün olmana gerek yok o pisliğin babam olduğu gerçeğini ve yaşadıklarımı kimse değiştiremez... ve annemi geri getiremez" evet yine ezik gibi davranıyordum ama onun yanında güvende hissetmiştim ve ona anlatmak istemiştim.
Herşeyi ona anlatmak ve kollarının arasında ağlamak istemiştim.

"Seni zorlamak istemiyorum ama anlatmak istersen ben buradayım" benden nefret ettiğini sanıyordum ve şimdi bana bunları söylüyor Tanrım be kadar iyi hissettirdiğini anlatamam.Sadece onun burada olduğunu bilmem yaşamak için bir sebep olabilirdi.

"Ayyaşın tekiydi sürekli içip içip eve gelir para isterdi zaten çok fakirdik annem sürekli çalışıp okul paramı zor çıkarırdı ve genelde paramız olmazdı ve ona paramız olmayınca...şey işte, canımızı yakardı"

Derin bir nefes aldım ve ona bakmamakta kararlıydım. Bana acıyan iki çift göz görmek istemiyordum, bana acımasını istemiyordum sadece ona anlatmak istemiştim, bi anlık doğru gelmişti.

"Üzgünüm" evet bende öyle Harry.

"Niye bana bakmıyorsun" dedi.

"Bana acımanı istemiyorum" dedim çünkü gerçek buydu.

"Louis Saçmalama sana acımıyorum hatta ne kadar güçlü olduğunu düşünüyorum yaşadığın onca şeye rağmen hala ayaktasın, bir işin var, bi hayatın var ve pes etmemişsin... benim aksime sen pes etmemişsin"

Söyledikleri cesaretimi yerine getirmişti ve mutlu hissettirmişti.Günlerdir hiç bu kadar iyi hissetmemiştim belkide kendimi.
Ama son söylediklerine aklımda çıkmıyordu.
Onun kendine zarar verdiğini ve herşeyi bitirmeyi denediğini biliyordum ve nedeninin zorbalık görmesi olduğunuda biliyordum ama tek sebebin bu olmadığından adım gibi emindim.

"Teşekkür ederim hemde çok"
Dedim ve kafamı kaldırıp ona baktım.
Haklıydı bana acıyan gözlerle bakmıyordu hatta yeşilleri parlıyordu.

Birbirimize çok yakındık, yüzlerimizi sadece birkaç santimetre ayırıyordu ve birbirimizi izliyorduk.
Kokusunu daha net soluyabiliyordum, zümrütlerde kaydolabiliyordum ve kıvırcık saçlarının buklelerinin kıvrımını daha iyi görebiliyordum.

Gözlerim dudaklarına indiğinde ne kadar mükemmel olduklarını fark ettim, pembe dudakları hayatımda gördüğüm en güzel dudak rengine sahipti.

Ne kadar çabalamamda yapamadım ve dayanamayıp dudaklarımızı birleştirdim.
.
.
.
Dün hi kendimde yazacak motivasyon bulamadığımdan yazamadım Buda biraz kısa oldu ama olsun.

Ne düşünüyorsunuzz?

Sizce Harry Louis'in öpücüğüne karşılık verir mi?

Peki sizce Harry'nin otel odasına gelmesi normal mi?
(Bence normal endişelenmiş olabilir Yani)

G-A-Y club// larry stylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin