ÖZEL BÖLÜM.
Beni sadece İstanbullular anlayacak.*
"Bu nasıl?" diye sordum endişeli sesimle. Resmen hiçbir şey beğenmiyorlardı! Keşke bu alışverişe tek başıma çıksaydım.
"Bu yaşını çok büyük göstermiş." diyerek kahvesini yudumladı Senem. Açıkca söylüyorum hepsi azmıştı! İnsan hiçbir şeyi beğenmez miydi? En azından bir tanesini beğenin be...
"Omuz dekoltesi omuzlarını çökük gösteriyor Amaç." diyerek araya girdi ablam. Derin bir nefes verdim. Bu kızlarla gelinlik almaya gelen de kabahat zaten!
"Rengi biraz soluk gibi sanki kızım..." diye ekledi Ahsen teyzem. Kaynanam mı demeliyim?
Ahsen teyze bile gelmişti ama annem...yoktu. Gelmesini beklemiyordum zaten ama bilmiyorum işte. Evleniyorum ve o yok. Hiçbir zaman var olmayı seçmemişti zaten.
"Ama siz hiçbir şeyi beğenmiyorsunuz! Amaç ablama giydiği her gelinlik çok yakıştı!" diyerek son noktayı koydu Ebrar. Benim minnak kelebeğim beni destekliyordu. Ebrar'a gülümseyip kabine geri döndüm. Son bir gelinlik kalmıştı ve bunu da beğenmezlerse elimiz boş dönecektik. Yaklaşık bir haftadır döndüğümüz gibi.
Gelinliği üzerimden çıkartıp askı da kalan son gelinliğe baktım. Balon kolları ve dekoltesiyle çok nahif gözüküyordu. Ben aralarından en çok bunu beğendiğim için sona saklamıştım. Gelinliği üzerime giydiğimde kabinden çıkmadan aynaya baktım. Üzerimde duruşu hoşuma gitmişti. Ben kendimi beğenmiştim.
Kabinden çıkıp diğerlerinin yanına döndüm. Uzun süre incelediler. Görünüşe göre gerçekten beğenmişlerdi.
"Harika..." diye mırıldandı ablam. Kendi etrafımda yavaşça döndüm. Haliyle sırtında da biraz dekoltesi vardı.
"Kesinlikle bu!" dedi Ahsen teyzem. Desteklediğimi belirtmek için gülümsedim.
"Amaç abla, prensesler gibi olmuşsun..." diyerek ellerini çırptı Ebrar. "Hatta onlardan daha güzelsin."
Plartformdan aşağı inip Ebrar'ın yanağından bir makas aldım. Ardından kabine geri girdim. Bu son bir haftadır çok yoruluyordum. Oradan oraya derken sürekli telaşlıydım. Sonunda bir gelinliğe karar kılabildiğimize sevinmiştim. Gelinliğimi üzerimden çıkartmadan önce dayanamayıp aynada bir öz çekim yaptım. Ardından fotoğrafı Akay'a gönderdim. Anında geri dönmüştü.
Akay: ağağğağağağağağ
Akay: kızım yicem seni
Akay: piremsesler gibi olmuşsun
Gülümseyip gelinliği üzerimden çıkarttım.
---
Eve geldiğimizde çok yorulmuştum. Bir duş alıp biraz uyumuştum. Kendi evimde değildim. Akay onun evinde kalmamı istemişti. Zaten evlenince de birlikte yaşayacağımızı söyleyip beni ikna etmişti. Bu evinden bana daha önce bahsetmemişti. Buraya bazenleri geldiğini söyledi.
Saat şu an gece iki idi. Ben uykumu aldığım için evin terasında oturmuş kahve içiyordum.
"Amaç Ağarmaz hanımefendileri, gecenin bu saatinde burada ne işiniz var?" diyerek yanımda beliriverdi Akay. Kaşlarımı çatarak konuştum.
"Sana, senin soyadını almayacağımı söyledim. Kusura bakma ama iğrenç bir soyadın var, hem benimki daha havalı; Sınır."
Sırıttı. "Soyadımı almazsan, beni de alamazsın."
"Dalga geçiyorum."
Kahvemden bir yudum adım ve sırtımdaki battaniyeye daha sıkı sarıldım. Üşüdüğümden değil tabii.
"Aslında...Seninle konuşmak istediğim bir konu var." dedi birden Akay. Yüzümü buruşturdum. Sesi ciddi gibiydi. Merakla başımı ona çevirdim.
"Annen veya baban, hala aynı mı durum?" deyince yüzüm düştü. Bu yanım nedense hep buruktu. Akay'a ne diyecektim ki şimdi? Beni umursamadıklarını mı?
"Aynı. Ama artık benim için sorun değil, alışıyorum."
Akay ayaklanıp yanıma oturdu. "Her kararında yanında olacağımı biliyorsun değil mi?"
Başımı olumlu anlamda sallayıp gülümsedim. Ardından başımı omuzuna yaslayıp gözlerimi yumdum.
"Eee, lahmacun mu gömelim, pide mi?" diye sorduğunda bir kahkaha attım.
"Bu saatte mi?"
"Açım ben, seni bile yiyebilirim." dedi. "Aslında dur, ben direkt seni yiyeyim."
***
Selam ben geldim. Geçen bölüm dediğim gibi bu bir final değildi. Arada özel bölümler göreceğiz.
Belki bazılarınız gelinliği sevmemiş olabilir ama ben gördüğümde çok beğendim. Ayrıca tam bir Amaç'tı.
Bu bölüm Akay'a bir kez daha düştüm...Gerçekten kendim yazdım diye demiyorum ama çok fazla sevdiğim bir karakterim, hatta en sevdiğim. Davranışları, düşünceleri, kendine has o duruşu bile bana çok çekici geliyor. Amaç'a asla kıyamaması, kızamaması, onu her daim desteklemesi gerçekten çok güzel:') Her zaman hayatımda Akay gibi birinin olmasını istemişimdir.
Hoşça kalın İstanbullular, seviliyorsunuz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstanbul Beyefendisi | Yarı Texting
Short Storyİlk bakışta aşk mı olur? Yoktur öyle şey. Kandırıldım a dostlar, varmış öyle şey...