Bizim sessiz şehir bile susmuştu yalnızlıkla. Hayatı satanların arasında bulundum. Çıkamıyordum. Sanki oraya hapis olmuştum. Bana uygun değildi yalnız yaşamak. Aşksız yaşamak.
Su tedavi oluyordu. Beni sık sık arıyordu. Ben genelde telefonlarını açmıyordum. Beni bırakıp tedavisini bitirsin onunla öyle daha çok mutlu oluruz. Su, benden sıkılabilirdi. Olsun ben yine sevdirirdim kendimi. İyileşince yine mutlu oluruz.
Sabah okul var. Aşkımsız, okul of. Onsuz yaşanacak gibi değil o bina o sınıf. Teneffüsler güzel olmayacaktı. Mecbur okula gitmek için erken yatıp erken kalkacaktım. Okul zamanları geç yatmak hiç iyi fikir değildi benim için. Yattım alarmı kurup.
7:30
Ha alarm çaldı niye çaldı? Düşünceye bak saçmalıktan geberiyor. Okul var maalesef okul var. Su'suz Siyah Kelebek'siz okul vardı. Mecburen kalktım. Gardolaptan kıyafetlerimi aldım. Onları yatağımın üstüne koydum. Üstümdeki tişörtü çıkardım. Lavaboya gidip yüzümü en az beş kere su vurarak yıkadım. O zaman ayılıyordum. Çıktıktan sonra mavi gömleğimi giydim. Pencereye doğru ilerledim. Dışarıya baktığımda soğuktu soğuk gözüküyordu. Hasta olmak benim ölümüm olurdu. Siyah pantolonumu giyip dolaptan krem rengi kazağımı alıp üstüme geçirdim. Okula gitmek için hazırdım. Aşağıya indim. Kahvaltı yapmayacaktım. Annem olmadığı için o masaya oturma taraftarı değildim. Çiğdem demeden ben ona;
"Yemeyeceğim. Düşündüğün için saol." dedim. Ona baktığımda tebessüm ediyordu. Portmantodan ceketimi alarak evden çıktım.Okula yürümeye başladım. Nedim Bey kapıda yoktu.
Okula gittim. Okulda herkes bana bakıyordu. Neden bakıyordu bilmiyorum. Hayattan bezmiştim. Annem öldü. Babam ise işkolik. Beni seven koklayan ailemde hiç kimse yok.
Okul sıkmıştı. Devamsızlık yapmak işime gelmiyordu. Vural'ın yanına gittim. Ona;
"Kaçalım. Yani gidelim şu binadan. " dedim. Şaşırmıştı. Bana hafif tokat attı.
" İyi misin? " dedi.
" Artist niye vuruyorsun. "diye sert bir tepki verdim.
" Kendinde misin diye vurdum." dedi. Sırıttım.
"Allah'a şükür kendimdeyim. " dedim.
" Değilsin, yıllardır senden isteyipte yapmadığın şeyi bana soruyorsun. " dedi.
Doğru söylüyordu. Devamsızlık yapmayayım diye ona hep hayır diyordum. Şimdi onu ikna etmek için aklımdaki her şeyi yapmam gerekiyordu." Burada sıkıntıdan öleceğim. " yanına oturdum." hadi gidelim. Anıl'ı da bulalım onu da alalım. "dedim. Bir tokat daha geliyordu. Ben Anıl'dan nefret ediyordum. Onunda gelmesini de istemiştim. Harbi aranıyordum.
Sınıftan çıkmadan önce askıdan ceketimi aldım. Vural seslendi. "Rüzgar'a buralar sana emanet." dedim.
"Eyvallah. " dedi. El sallayarak sınıftan çıktım. Sınıftakiler bizden nefret ederlerdi. Nedeni bilinmezlik bir nefretleri vardı.Bizim çocuklar çoktan inmişti. Asansöre doğru ilerledim. Hızlı inersem geberirdim.
Asansöre bindim. Aşağıya indim. Anıl ve Vural dış kapıdan çıkıyordu.
Hızlı adımlarla yanlarına gittim. Onkarı dışarı çıkartmamdaki sebep Su'ya çiçek alıp Anıl ile göndermem.
Vural kızacak, Su nefret edecek ve birçok şey değişecek. Ben belki bir daha Su'ya kavuşamayacaktım. Gelecek hayatım için bunu yapmalıydım. Belki en çok nefret ettiğim kişi ile birlikte olmasını sağlayacaktım. Ya da Su'yu da bitirecektim.Anıl'a beğendireceğim. Anıl, Su'yu benden çok seviyordu. Ben onu ikna ettim tedavi için. Babam, Su'yu istemiyordu. O yüzden belki uzak durabilirdim bizi ayıran babam olurdu. Aslında sebep babamdı. Bana bu durumda o lazımdı.
Anıl'a;
" Su'ya söyle artık umurumda değil aramasın. Bitmiş dersin."
Anıl şaşırmıştı. Vural'ı unutmayalım. Vural kolumu sıktı.
" Sen çıldırmış olmaslısın. Sen Su'yu çok seviyorsun nasıl ben diyemem ben bunu Su'ya." dedi.
"Ben seviyorum ailem sevmiyor. Ailemde sevmesi gerekiyor ama olmuyor." dedim. Anıl susmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE GÜNDÜZ - DÜZENLENİYOR -
RandomBeyazın kirlenmesi gibi bir şey onların arasındaki şey, tanımlanamıyor. Ne kadar beyaz çamura batsa siyahtan farkı olmuyordu, yıkandıkça çıkmayan bir lekeye bürünüyordu. Beyaz, ne kadar kirlendikçe onların arasındaki aşk o kadar kirleniyordu ama tut...