10 bölüm.

12.7K 217 11
                                    

        İyi okumalar.....

     Gözlerimi karşı duvara dikmiş kaç saatdir oturuyordum.
  Bir kaç kez kapım çalınsa da kesin bir dille gitmelerini belirtmiştim.
    Bu dünyada kan bağını taşıdığım bir tek abim vardı.
  Oda bana daha çocukken çevirmişti sırtını.
  Ben bu kadar acı çekmeyi hak edecek hiç bir şey yapmamıştım ki.
  

    Her zaman hayal ederdim mutlu bir ailem olmasını.
   Her zaman gülümseyen bir anne , işten gelir gelmez çocuklàrıyla iygilenen bir baba , kız kardeşini koruyup kollayan bir abi .

   Çokmu şey istedim ki bu kadar dibe battım hep.

    Gözlerim odanın duvarında asılmış olan saate kayınca şaşırdım.
  Tam tamına 2 saatdir bu odadaydım.
  Artık fazlasıyla bunalmıştım.
   Temiz bir havaya ihtiyaç duymamla kalktım yerimden.
   
     Uyuşuk adımlarla ceketimi alıp çıktım odamdan.
   Ev fazlasıyla sessizdi.
  Kapıdan çıkmak için salondan geçmeliydim.
  Bu yüzden fazla oyalanmadan salona geçtim.
  Abim tek kişilik koltukta oturmuş karşıya bakıyordu boş bir şekilde.
  O an hayal ettim bir anlığına düşüncelerine sızıp pişmanlığını görmeyi.

 
Gözlerim diğerlerine kayınca Elifin sevgilisine yaslanıp parmaklarıyla oynadığını farkettim.
  Gözüm istem dışı bu kez alfaya kaymıştı.
  Keskin bakışlarıyla bakışlarımı hedef alıyordu.
Nerden farketmişti ki baktığımı.
Onun dışında kimse farketmemişti  geldiğimi.

 Onun dışında kimse farketmemişti  geldiğimi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


    Bakışlarımı ondan çekip kapıya yöneldim.
  Adımlarımın çürümüş tahtalarda çıkardığı sesle her kes bana dönmüştü.
  Bulunduğum yıkık dökük bu eve bir kez daha lanet ettim.

   Elim kapı kulpunu kavramışken duyduğum cümle gerilmeme neden oldu.

   " Ela biraz konuşalım lütfen" Elifin endişeli sesi beni iyice gerdi.
   Şimdi konuşursak kalbini kırardım.
  Bu yüzden zamana ihtiyacım vardı.

  "Biraz zaman ver bana.
  Söz kendim gelirim sana."
Bir şey söylemesine izin vermeden çıktım  evden.

    Adımlarım beni sahil kenarına götürürken onlara uydum.
  Şu an tek ihtiyacım olan şey huzurdu.

  Sahile varınca kayalıklara oturdum bir süre.
Ne kadar güzel geliyordu insana denizin eşsiz sesi.
  Gözlerimi kapatıp sadece dalgaların sesine odaklandım.
  
   Yanımda oluşan haraketlenmeyle gözlerimi açtım.
  Yanımda  yedi yaşlarında bir erkek çocuğu oturuyordu.
  Üstü başı yırtık olmasıyla birlikte fazlasıyla çelimsizdi.
  Gözlerim hüzünlü yüzünde gezindi bir süre.
   Yüzünde de ufak ufak kirler vardı.
 
  
   "Sende mi iğrendin benden ?" Cılız çıkan sesi içimi burkarken, söyledikleriyle kalbim acıdı.
Bu çocuk neler söylüyordu böyle.
 
  
   "Önemli olan üstün başın değilki küçüğüm.
  Önemli olan güzel kalbindir." Söylediklerimle sonunda dönmüştü yüzünü.
  İri kahverengi gözlerini hüzün kaplamıştı , belki biraz da umutsuzluk.
  Neden bu kadar üzülüyordu ki  üstelik böyle küçükken.

 
    "Gözlerindeki hüzün çok fazla be küçük.
  Neden bu kadar üzgünsün ?" Sorduğum soruyla iri kahvelerini bu kez yaşlar çevrelemişti.
  Kafasını tekrar önüne dönüp  cılız sesiyle konuştu içimi ne kadar yaktığını bilmeden.

    " Kimse sevmiyor beni.
  Annemle babam bile istemedi.
  Neden üzülmeyeyim ki." Söyledikleriyle kaşlarım çatıldı.

   "Annenle baban nerede ?" Sorumla gökyüzünü gösterdi.

  "Orada." Gözlerimi kapatıp dolmasını engelledim.
   Onunda ailesi yoktu tıpkı benim gibi.

  "Peki nerede kalıyorsun? " 

   İlk önce bakışları ellerine düştü sonra usluca kaldırdı kafasını.
  Sanki çaresizliğini görmemi ister gibi.

    "Benim bir evim yok ki.
  Ailem ölünce yurda verildim.
Ama kaçtım oradan da.
  Kötü davranıyorlar , dövüyorlar sürekli.
  Söyledikleriyle öfkem bütün bedenime yayıldı.
Bu insanlarda hiç merhamet yokmuydu.
    Derin bir nefes aldım içime.
Madem onlar öyle davranıyordu bizde kuralları çiğnerdik.

   "İsmin ne senin küçük adam? " sorumla küçük bir gülümseme oluştu ufak yüzünde.

   "Doruk abla" İsmide çok güzeldi kendisi gibi.

   "Ozaman tanışalım dorukcum.
  Ben de Ela." Küçük elleriyle elime sarılınca gülümsedim.
İyi gelmişti küçük adam bütün acılarıma.

   "Doruk benimle kalmak istermisin?" Sorduğum soruyla gözleri parladı.
Kafasını hevesle sallarken gülümsedim.
 
   "Ee hadi ozaman evimize gidelim." Gülümseyerek kalktı ayağa.
  Elim küçük elini avuçlarken  mutlulukla konuştum bu kez.

     "Ama önce alışveriş yapalım."

   
    

     Yeni bölüm nasıldı ?

    Umarım beğenmişsinizdir.

    Doruk gibi çok fazla çocuk var.

   Allah hepsine yardımcı olsun.
 

  

  ÖLÜME TUTKUN DÜŞLER (VİRAN)+18 (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin