Başımın ağrısını göz önüne almasakta çok boktan bir gün geçirdiğimi söyleyebilirdik.
Kendime bir bardak kahve bile dolduramadan işe girişmek zorunda kalmıştım. Ergen bebeleri kudurmuş gibi cafeye akın etmişlerdi, her cumartesi olduğu gibi.Bunlar bütün hafta bu anı mı bekliyorlardı ? Bir anda içeri doluşup, anlaşmış gibi sipariş vermek için seslenip duruyorlardı. Amk malları sanki hiç kahve görmediniz hayatınızda.
Yerimden kalkıp bana ayrılan masalardan ilkine ilerledim ve siparişlerini alıp, sonraki masaya geçtim. Böyle böyle 5 masadan sipariş aldıktan sonra tezgahın arkasına geçip kahveleri yapmaya koyuldum.
Ben kahveleri hazırlarken, diğer masalardan siparişleri alan Berra da yanıma gelip sipariş kağıtlarını uzattığında ters bakışlarımı atmış olacağım ki "Berk deliriyorum abi, bu ne kalabalık ya? Şu aptal ergenlerden gına geldi. 3 numaralı masadaki çocuk 4 kez siparişini değiştirdi. En sonunda ne sipariş verdi biliyor musun?" dediğinde kafamı sallayıp cevap vermesini bekledim "Çay" dediğinde gözümü devirip kahveleri yapmaya devam ederken bir yandan da "Ne güzel işte doldur götür yormasınlar beni. Zaten ilaçlarımı almayı unuttum başım çatlıyor, çekemem bu ufaklıkları." deyip hazırladıklarımı önüne koydum.
Kahveleri bırakıp geldikten sonra sinirle yüzüme baktığını hissediyordum. " İlaçlarını nasıl almazsın Berk ya? Ortalık hafiflesin de git al gel." dediğinde onaylarcasına salladıktan sonra çayları doldurup önüne koydum.
Bir kaç saate ortalık sakinleşmişti. Neyseki gelenlerin geneli lise öğrencisi olduğu için çok fazla kalmıyorlardı.
Dorukta geldiğinde ohlayıp kendimi depoya attım. Tenekelerden birine oturup gözlerimi kapattım. Sakin ol Berk, sakin ol diyerek kendimi yatıştırmaya çalıştım. Çatlayacak olan başımı ancak ilaçlar düzeltebilirdi. Hipertansiyonun en boktan yanı oluşturduğu baş ağrısıydı.
Gözlerimi kapattığım sırada titreyen telefonum ile söverek yerimde kırpdadım . Sabah uyanmak istemeyip "anne nolur 5 dakika daha" diyen veletler gibi 5 dakika daha gözlerim kapalı kalmak istiyordum.
Cebimdeki telefon tekrar titrediğinde bunun imkansız olduğunu anlayıp yavaşça gözlerimi açtım. Fakat gördüğüm mesaj karşısında gözlerim daha da açılmıştı.
Kahvekokusu : Dinlenmek seninde hakkın
Kahvekokusu : Kendini bu kadar yorma, tansiyonun çıkacak sonraAçık ağzımı hızla kapatıp yerimden kalktım. Tamam da bu kimdi şimdi?
2 ay önce bizimkilerin zorla açtırdığı bir uygulamadan yazmıştı. Anonim olarak girilebilen uygulamadan kim olduğunu bulabilmem neredeyse imkansızdı.
Depodan çıkıp etrafıma bakındığımda tanıdık kimseyi görememiştim. Sahi zaten tanıdık biri miydi acaba?
Bizimkilerden birinin olabileceğini düşünüp omuz silktim. Kesin bizim gruptaki ( Deniz , Anıl, Akın) oğlanlardan birinin aptal şakası falandı.
Tekrar telefonum titrediğinde elime aldım.Kahvekokusu : Kasanın oraya senin için ufak bir paket bıraktım.
Kahvekokusu : Ağrı kesicini iç ve sonrasında hep yaptığın gibi depoya geçip ağrı geçene kadar gözlerini dinlendir.
Kahvekokusu : Ha unutmadan! Öncesinde bir kaç lokma bir şey yemeyi unutma.
Gözlerimi şaşkınlıkla açtığım sırada direk kasaya yöneldim. Kasa'nın hemen yanında duran ilaç poşetini görünce iyice şaşkınlığım artmıştı.
İlaçlarımın hangileri olduğunu nereden biliyordu? Ve ilaçlarımı kullanmadığımı nasıl anlamıştı? Kimdi bu ?Berk : Sen kimsin?
Berk : İlaçlarımı almadığımı nereden biliyorsun?
Berk : Hangi ilaçları kullandığımı nasıl bilebilirsin?
Cevap çok gecikmemişti.
Kahvekokusu : Seninle ilgili o kadar çok bildiğim şey var ki..
Kahvekokusu : Neyse bunları konuşmak için çok zamanımız olacak
Kahvekokusu : Geciktirme de bir şeyler yiyip ilaçlarını iç
Berk : Kim olduğunu söylemeyecek misin?
Berk : Tanımadığım birinin bıraktığı ilaçları neden içeyim?
Berk : Çok zamanımız olacak derken?
Kahvekokusu : Zehir koymadım ilaç koydum mskdkd
Kahvekokusu : Hadi Berk, çeneyi bırak ilaçlarını iç
Kahvekokusu : Gözlerin kan çanağına dönmüş
Kahvekokusu : Şaşkınlıktan açılmış ağzını kapat kdkkdkdkd
Berk : Seni tanıyor muyum ?
Berk : Daha önce gördüğüm ya da konuştuğum biri misin?
Kahvekokusu : Daha önce konuştuğumuzu sanmıyorum
Kahvekokusu : Bilmem sence daha önce gördün mü?
Kahvekokusu : Ya da şu an görüyor olabilir misin?
Ğ
Etrafıma hayretle bakarken müşterileri teker teker inceledim.
Şu olamaz, şu da olamaz, baksana yanında bir erkek var bu hayatta olamaz diye düşünürken salaklığımı fark edip kendi kendine göz devirdim. Kim olduğunu nasıl bilebilirdim ki? Olamaz dediğim olabilirdi, olur dediğim olmayabilirdi. Hakkında bildiğim hiçbir şey yoktu. Aklıma gelen fikirle hemen ayaklandım.
"Berra, buraya bir ilaç paketi bırakmışlar gördün mü kimin bıraktığını?" diye sorduğunda kafasını salladı. "Evet, eczadan bir çocuk geldi bunlar Berk Bey'inmiş" dedi ve gitti.Gözlerimi devirip sinirle etrafa bakındım. Kimdi bu yabancı?
••••••••••••• BÖLÜM SONU ••••••••••••••
İlk bölümü nasıl buldunuz?
İlk olduğu için kısa kesmek istedim.
Her zaman kıza yazan anonim erkeklerden bıkmamış mıydık? Bu kez de bir erkeğin tanımadığı bir kız tarafından nasıl sevildiğini okuyalım istedim.Yorum yaparsanız çok sevinirim. Düşüncelerinizi çok merak ediyorum. ❤️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞRI KESİCİ
Teen FictionDaha kendime bir bardak kahve bile dolduramadan Cafe ağzına kadar dolumuştu, her cumartesi olduğu gibi. İlacımı almayı hatırladığımda kendime sinirim daha da artarken, içerideki depoya geçtim ve biraz dinlenmek adına tenekelerden birine oturdum. Ta...