Sabah uyandığımda saate bakmak için altımda kulaklıkla birlikte ezilen telefonu elime aldım ve kilidini açtım. Daha doğrusu açmaya çalıştım.
Gece anonim kızın söylediği şarkıyı dinleyerek uyuya kalmıştım ve muhtemelen şarjım bitmişti. Neyse zaten alışmıştım buna.Yerimden kalkıp odadan çıktım ve saate baktım. Saat 8'e geliyordu. Telefonum açık olsaydı alarmımın çalmasına 7 dakika vardı.
Prensip olarak erken uyanan biriydim. Haftasonları bile. Cafeyi açmadığımda bile uyanışım 9'u geçmezdi hiçbir zaman. Zaten alarm çalmasa gözlerim açılırdı alışkanlıktan.
Kahve makinesini çalıştırırken kendimi duşa attım. Barista olmanın en iyi yanı ne miydi? Kesinlikle kendine harika kahveler yapabilmek.
Duşta kendi kendime şarkı söylerken birden kızın tavsiyesiyle dinlediğim şarkı olduğunu fark ettim. Şarkıyı sevmiştim. Hoş zaten o adamı ve solisti olduğu grubu da çok severdim. Daha sesli bir şekilde söylerken başıma giren ağrı ile küvette yere çöktüm.
Bir anda akıl almaz bir şekilde baş ağrısı başlamış hatta tüm vücudumu sarmıştı.Tansiyon ataklarından biriydi gene. Böyle günlerde evde kalır dışarı çıkmaz ve dinlenirdim. Kafamı ve özellikle gözlerimi dinlendirirdim.
Duştan çıkıp saçlarımı kurutunca kahvemi aldım ve yanına bir dilim kek koyup onları yedim. Normalde kahvaltı yapmazdım pek ama, acilen bir şeyler yiyip ilaçlarımı içmeliydim!
İlaçlarımı içip tekrar yatağıma döndüm. Açık olan perdeyi kapatıp karanlık bir ortam yaratmaya çalıştım. Ne kadar çabuk uyursam o kadar çabuk hissetmemeye başlardım ağrıyı. Bunları düşünürken gözlerim uykuya yenik düşmüştü bile.Tekrar gözlerimi açtığımda annem başımda bekliyordu. Ateşimi kontrol edip durmuştu kesin gene tüm gün. Ne kadar zaman geçmişti Allah bilir uyuyalı.
"Günaydın Berk'im. Nasılsın iyi misin? Nasıl hissediyorsun kendini?"
"İyiyim annem başım fena biraz. Var mı ateşim?" diye sorduğumda başını sallayıp
"38 derece neyseki çok yüksek değil. Ben şimdi sana bir çorba kaynatırım, bir şeyciğin kalmaz."
"Olur annem, ben biraz daha dinleneyim. Telefonum nerede açtılar mı cafeyi? Haber vermeyi unuttum ya bak, gittilerse Berralar kapıda kalmışlardır. Sahi saat kaç?" cümlelerimi sıralarken annem bıkkınlıkla baktı yüzüme. "Sakin ol Berk. Bulut seni uyurken görünce anladı bir durum olduğunu, o gitti bugün cafeyi açmaya. Bari şu halde düşünme hadi dinlen sen." derken bile içimin rahat etmeyeceğini bildiği için telefonumu uzatıyordu bana. "Tamam annem. Hadi sen bana şifalı çorbandan yap bir şeyim kalmaz benim." dediğimde yanağımdan öpüp odadan çıktı. Bende hızlıca telefonumu açtım. Neyseki uyumadan önce şarja takmıştım.
3 cevapsız arama, 17 mesaj , connect bağlantısından 8 yeni bildirim
Aramalar :
2 cevapsız arama Berra Karsu
1 cevapsız arama Doruk ArıkanWhatsapp :
Mathilda Cafe :
Berra Karsu : Berk günaydın, aradık açmadın Berra Karsu : Mekana geldik kapalı bir sorun yok umarım?
Berra : Heeey patron
Berra Karsu : Berk bizi endişelendiriyorsunCevap vermektense aramak daha iyi olurdu. Hoş zaten yazacak halimde yoktu ya. Diğer mesajlara döndüm
Doruk Arıkan : Abi neredesin ya?
Doruk Arıkan : Ağaç olduk bak burada
Doruk Arıkan : Heh tamam Bulut geldi şimdi o açtı mekanı, bu gün burası bize emanet sen keyfine bak. Dinlen bol bol.
Berk : Tamam kardeşim, sağolun ellerinize sağlık şimdidenDiğer mesajlar bizim çocuklarla olan gruptandı. Şimdi onların boş muhabbetini hiç çekemezden. Telefonu bırakmadan önce Berra'yı aradım.
Bir kaç kez çaldı ama açan olmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞRI KESİCİ
Roman pour AdolescentsDaha kendime bir bardak kahve bile dolduramadan Cafe ağzına kadar dolumuştu, her cumartesi olduğu gibi. İlacımı almayı hatırladığımda kendime sinirim daha da artarken, içerideki depoya geçtim ve biraz dinlenmek adına tenekelerden birine oturdum. Ta...