"ah, tanrım!" sabah uyandığımda kalçamın acısıyla inlemiştim, yüzümü buruşturarak yatak örtüsünü üstümden attım ve yanıma baktım, boştu. Yoongi gitmişti.Herhalde aşağıda kahvaltı hazırlıyordur diye düşünerek üstüme bol bir tişört geçirdim ve yavaş adımlarla merdivenlerden inmeye başladım. "şu an meşgulüm, çalışamam" tahmin ettiğim gibi bay tanrının sesi mutfaktan geliyordu, kapı dinlemenin kötü bir şey olduğunu biliyordum ama konuşmasını bölmek istemedim, e belki önemli bir şeydi :)
"tamam uzatma, sen bilgilerini gönder sadece" kapı aralığından gördüğüm kadarıyla yine sigara içiyordu ve mutfak masasına yaslanıp sıkıntılı bir şekilde saçlarını karıştırıyordu, elini saçından çektiğinde sigaranın külü bacağına döküldü, bir süre karşı tarafı dinleyerek bacağına baktı, sonra külü kemikli parmaklarıyla temizledi "Ne Kanadası?" ne? Beni bırakıp gitmeyecekti değil mi?
Masadan kalkıp buzdolabına yöneldi ve bir kaç malzeme çıkardı "parasına bağlı" tava ve yağda çıkarıp telefonu omzuna koyarak yumurta kırmaya başladı, annemin hazırladığı kahvaltının aynısını hazırlıyordu ama kemikli elleriyle yumurtayı kırarken bile azmıştım, bende bir sorun mu vardı acaba?
Başımı iki yana sallayarak asıl görevime odaklanmaya çalıştım ama ben bunu yaparken kapı çoktan açılmıştı "ne yaptığını sorabilir miyim?" işte şimdi sıçtık
Normalde olsa hemen üste çıkmaya çalışıp bir şeyler uydururdum ama böyle yapınca onun gözünde sadece gürültücü bir çocuk oluyordum, bu yüzden sadece üstümü düzelttim ve kollarımı boynuna dolayıp kısık bir sesle konuştum "beni neden yatakta tek bıraktın?" aynı zamanda hem üzgün hem seksi çıkan sesime ben bile şaşırırken Yoongi bir süre donakalmıştı, en sonunda ellerini belime dolayıp boynumu öptü "yanında olmamı mı isterdin?"
Diğer konuyu unuttuğunu düşünüp rolüme devam ettim "hmhm" tek elimi boynundan çekmeden ondan uzaklaştım ve diğer elimle yüzüne dokundum "kiminle konuşuyordun? Rahatsız etmek istemediğim için içeri girmeyip biraz salonda oyalandım ama merak edip geldim işte"
Yumuşak yüz ifadesi birden sertleşince yüzünü geri çekti ve belimi serbest bıraktı "seni ilgilendirmez" dolaptan iki tane tabak çıkarıp tekrar ocağa yöneldi "yumurta yaptım, umarım seviyorsundur" o yumurtayı ikimize bölüştürüp tabakları masaya koyarken bende kendime sandalye çekmiştim "severim" kendisi de karşıma oturdu "güzel"
-
Sessiz kahvaltımızın ardından birlikte bulaşıkları yıkamıştık , sonra Yoongi birkaç telefon görüşmesi yapmak için bahçeye çıkmıştı bende dün gecenin izlerini silmek için banyoya girmiştim. Tişörtümü çıkardığımda gözüm aynadaki yansımama takılmıştı , boynumda ve göğsümde bir sürü iz vardı ve sebepsiz yere hoşuma gitmişti , küvete su dolarken parmağımla izlere dokunuyordum , birden aklıma dün gece söylediği şeyler geldi "ben lanet olası bir tanrıyım, sende benim günahkarımsın" . aslında düşününce , bu garip adam başından beri kendini tanrı gibi görüyordu . Amacıma ulaşmam için bana yemek su ve kalacak yer vermişti , ayrıca amacım zaten onun üzerine kuruluydu ve yıllardır hetero olduğunu sanan birinin onu görünce yönelimini sorgulaması ona gayet doğal geliyordu . Tüm o söylediği şeyler ; "benim adımı öyle her yerde kullanamazsın" "dünyadaki herkesi kendime muhtaç bırakabilirim"...
Ve dahası da vardı , mesela elimin kanadığını görünce bile gözleri koyulaşmıştı , yani beni günahkarı olarak görüyorsa akan kanı da kendi yarattığı ve bana bahşettiği bir şey olarak algılıyordu. Eğer kendini tanrı olarak görüyorsa da verdiği yaşamı geri almayı da hakkı görüyor demekti , ayrıca ne kadar ciddi olduğunu bilmesem de artık inandığım kiralık katil meselesi vardı , insanları öldürdüğünde kendini üstün mü hissediyordu , yoksa öylesine söylediği şeyleri ben kendi kafamda mı kuruyordum?
Zihnimdeki düşüncelerden küvetteki suyun taşmasıyla kopmuştum "hayır hayır!" hemen suyu kapatıp kaymamak için yere birkaç havlu attım , "kendi kendine banyo bile yapamıyor musun?" arkama döndüğümde Yoongi kapıya yaslanmış beni izliyordu , çıplak olduğumu hatırlayıp ani bir içgüdüyle ellerimle vücudumu kapatmaya çalıştım ama o düz bir ifadeyle bana bakmaya devam etti "sende olan bende de var, sakin ol" gözlerimi devirip ellerimi önümde tutmaya devam ettim "burada ne yapıyorsun?" yanıma yaklaştı ve tuttuğunu yeni fark ettiğim paketten bir şey çıkarıp suya attı , bunu yapmasıyla suda pembe baloncuklar oluşmuştu "Ceza verdiğim gibi sonradan bakımını yapmakta benim sorumluluğum" ben ne dediğini anlamaya çalışırken konuştu "küvete gir" artık yaptığı şeyleri sorgulamamaya karar verip ellerimi çektim ve bir bacağımı küvete soktum , düşündüğümden daha derindi . Ben kendimi tamamen suya bırakırken Yoongi paketten başka şeylerde çıkarıyordu ; krem , duş jeli , lif ve adını bilmediğim birkaç şey daha .
"yakında gideceğim" ellerine sürdüğü losyonu sırtımda gezdirirken mırıldandım "nereye?" bensiz gideceğini anlamamış gibi sonraki rotamızı soruyordum "Kanada" saçlarıma biraz şampuan döküp özenle köpürtürken oyuna devam ediyordum "soğuğu severim, oraya gidince sıcak çikolata da içer miyiz? Burada da yapılıyor biliyorum ama orada daha güzel oluyormuş, hem içine kar da koyuyorlar-" sözümü kesti "sen gelmiyorsun" duymak istemediğim gerçek yüzüme çarpılınca yavaşça dudaklarımı birbirine bastırdım "yarın sabah seni eve bırakacağım, kimseye beni gördüğünü söylemeyeceksin, zaten söylesen de inanmazlar." cevap vermeyip dinlemeye devam ettim "yaşadıklarımızı unutacaksın ve artık kendi yönelimine göre bir sevgili bulacaksın, bende ilk uçakla Kanadaya gidip işlerimi halledeceğim" nedenini bilmediğim halde ağlamak istiyordum "ne zaman dönersin?"
Saçlarımı durularken zaten onu bulamayacağımdan emin bir şekilde cevapladı "bilmiyorum, büyük bir işle uğraşacağım yani 2-3 yıl orada kalmam gerekebilir" 2-3 yıl? Ve ondan sonra da kafasına esip yanıma gelmezse onu bir daha göremeyecektim öyle mi?
"hadi çık bakalım" kenardan aldığı havluyu vücuduma sardı, saçımdaki havlunun altından pembe saçlarım ıslak bir şekilde ona bakarken havluyu saçımı kurutmak için gözümün önüne çekmesiyle yüzümü buruşturmuştum, o sırada gülümsediğini gördüm ama hayal gücümün oyunu da olabilir.
-
Yine üstüme bir tişört geçirmiş Yoonginin kremi sürmeyi bitirmesini bekliyordum, aslında izlerin gitmesini istemiyordum ama bunu ona söyleyemezdim, ne diyecektim ki? Sırf seks yaptık diye ona aşık olduğumu düşünürdü ve gözünde iyice küçülürdüm.
"sana verdiğim süre daha fazlaydı biliyorum, ama işime dönmem gerekiyor" "kiralık katilliğe mi yani?" iğneliyici bir sesle konuştuğumda derin bir nefes almıştı "evet, öyle de denilebilir" üzgündüm, hayatımda hiç olmadığım kadar üzgündüm ama bu his yavaş yavaş öfkeye dönüşmeye başlıyordu. Yoongi bunu fark etmiş gibiydi "sinirlenmen için bir sebep yok, amacına ulaştın sonuçta" haklıydı ama konu o değildi.
"biliyorum, kusura bakma" o kremin kapağını kapatırken bende yorganın içine girip kıvrılmıştım, aslında gitmesini bekliyordum ama öyle olmamıştı, o da benim yanıma yatmıştı ama bana dokunmuyordu, sadece nefesini ensemde hissediyordum "Günahkarlar tanrının varlığını asla unutmaz, onu hayatlarından atsalar bile"
.
.
.Selam, yıllar sonra bölüm attim xd
Tahminleri buraya alalım, sizce sonraki bölümlerde ne olacak :)?
Bu arada Yoongi çok ayri Bi kafada ama onu açıklayacağım kckskksks
Ehm umarım bölümü beğenmişsinizdir, sizi seviyorum bb ♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Feminen | Yoonmin
FanfictionToplumun baskısı yüzünden evde kendi kendine süslenen ergen bir erkektim, evime giren tanımadığım bir adamla hayatımın değişeceğini nereden bilebilirdim ki? feminen jimin uke!jimin seme!yoongi