Ölümlü Tanrı

143 18 18
                                    


İyi okumalar :)

I said "do you think you'll kill for me one day?"
(Yes, of course I will, my darling)

Bir ölümlü asla tanrı olamaz , eğer olsaydı müritleri tarafından binlerce kez katledilirdi . Çünkü insanlar istediğini alamayınca bunu yapar .

Sabah uyandığımda Bay  Tanrının yokluğu kalbimi ağrıttı , gözlerimi kırpıştırarak etrafıma bakındım , odam fazla sessizdi . Onun yokluğunu şimdi hissetmeme rağmen aslında gece gitmişti ,tutkulu öpüşmemiz yatağa taşınmadan geri çekilmiş , saçlarımı tek eliyle kavrayarak beni de kendisinden uzaklaştırmıştı "ufak bir işim var , sonra seninle ilgileneceğim" .

Toksik ergen erkekler gibi kendini hatırlatıp geri gitmişti .

 Duyduğum titreme sesiyle düşüncelerimden kopup ayağa kalkıp masadaki telefonumu aldım .

47 cevapsız arama .

Bazıları Hoseoktan bazıları ise beni bağlantılarım olması için önemli kişilerle tanıştıracağını söyleyen profesörümdendi . "Siktir" hatırladığım konuşmayla elimi alnıma vurup stresle saçlarımı karıştırdım ve hemen profersörümü geri aradım .

"Alo" "ne cehennemdesin Jimin!" bağırdığı için telefonu kendimden uzaklaştırırken cevap verdim "üzgünüm , uyuyakalmışım" gözlerim dağınık yatağa kaydı "dün bir misafirim vardı da" .

"Neyse ne , saat 7de sana attığım konuma gel , şık giyinmeye dikkat et , gece içki falan içtiysen akşamdan kalma olduğunu belli etme , saygın kişilerle tanışacaksın" "evet efendim" telefonu kapatıp saate baktım "5 mi? bu kadar uyudum mu cidden" yemek yemeyi bile es geçerken hemen dolabıma koştum .

Bay Tanrı'nın dengesiz hareketleri yüzünden hayatımın en önemli gecesine geç kalamazdım , aklıma istemsizce eski anılar dolarken sırıtmama engel olamadım ve tişörtümü çıkardım .

-

"Burası mı?" siyah saçlı olan sordu , lüks bir restoranın önünde durmuşlardı "evet , adam pedofili , önceki gibi" Yoongi yüzünü buruşturdu , öldürdüğü oyuncak firmasının sahibi çocuklara olan ilgisini saklamak için bilerek böyle bir yola başvurmuştu , Yoongi iğrenç herifi öldürmek için çokça çaba sarf etmek zorunda kalmıştı çünkü başkanın kardeşiydi , yaklaşık üç yıl onu gözlemlemiş , nereye gittiğini , kimlerle görüştüğünü öğrenmişti . Sonrasında para kazanabilmek için aldığı işi de yapmış ve kardeşinin cenazesine gelen başkanı da vurmuştu . 

Jiminin odasına geldiğinde o haberleri yeni izliyordu ama henüz başkanın öldüğü kısmı koymamışlardı , bir dal sigarayı alıp dudaklarıyla kavradı ve metal çakmağıyla yaktı , sigaranın ucu tutuşurken siyah deri eldivenlerini çekiştiriyor , her şeyin hazır olup olmadığından emin olmaya çalışıyordu .

"Bunun için ne kadar para alacağım?" "son teklifleri 100k" göz devirdi "azmış" böyle söylese de yıllarca uğraşması gerekmediği için memnundu , hemen geri dönüp Jimini görmek istiyordu , küçük şeytanını merak içinde bırakmıştı .

"Adam ülke çapında tanınan bir psikiyatrist , çocukların beynini nasıl etkileyeceğini görmek için devletten onay almayan ilaçları kullanmış ve deney yapmış , birkaç tanesine uyuşuk haldeyken tecavüz ettiği biliniyor" Yoongi dumanı içine çekti "anlaşıldı" koltukta duran silahı alıp dolu olup olmadığını kontrol etti "bu gece işini bitiririm" .

Sigaranın kalan kısmını pencereden aşağı attı ve büyük siyah arabadan indi , buna alışıktı , hiçbir sorun olmayacaktı , her zamanki gibi soğukkanlıydı ,  ta ki onu görene kadar .

Küçük şeytanı her zaman yaptığı gibi rahat durmuyordu , yanına bir adam almış onun gireceği restorana doğru ilerliyordu , fazla yaşlı görünen adam yüzünden çenesi seğirdi . "Tekrardan özür dilerim profesör" onun konuşmalarını duymasıyla buraya kendisi için gelmediğini anladı , Jiminin içeri girmesini bekledi ve derin bir nefes aldı "uzun bir gece olacak" .

-

Sarı ışıkların ve şampanyaların doldurduğu kalabalık restoranda herkesle konuşup tanışırken ellerim artık el sıkışmaktan terlemeye başlamıştı . "Bu bay Johan" profesör Namjoon yanıma birini daha getirirken sarışın adamın elini sıktım , elimdeki şampanya köpüğünü kaybetmeye başlamıştı çünkü konuşmaktan bir yudum bile alamamıştım . Adam mavi gözleriyle beni süzdü "nasılsın Jimin , Namjoon senden çok bahsetti" gözleri ölü soğukluğu taşırken sarı saçlarının rengi griye yakındı .

"İyiyim teşekkürler" gülümseyerek ona karşılık verirken profesör Namjoon etrafına bakındı "bir misafirimiz daha gelecekti ama.." "kim?" Johan sordu "bu mecradan biri değil , yazdığı bir makaleyle yeni giriş yaptı" bu konu onun için çok önemliymiş gibi devam etti "psikolojiyle ilgilenmeyen birinin böyle bir araştırma yapması hayret uyandırıcı , insanın beyin yapısının buna yatkın olduğunu kanıtlayarak beynimizin tapınma ihtiyacında olduğunu ve kendi kendini köleleştirdiğini öne sürüyor ; dinler , ideolojiler, aşk".

"Devamında da bir insana da bir tanrıya tapıldığı gibi tapılabileceğini söylüyor , çünkü beynimize göre aşık olduğumuzda salgıladığımız hormonlar dinci kesimlerin ibadet ederken salgıladıkları hormonlarla aynı" .

"Hmm" Johan içkisini yudumladı "bir yanlışı var" dedi tek eli cebindeyken , sonrasında söylediği şey ise tüylerimi diken diken etti "tanrı bir ölümlü olamaz , öyle olsaydı binlerce kez katledilirdi , tanrıların özelliği ulaşılmaz olmasıdır" .

-

Merhabalar , beni özlediğinizi varsayıyorum çünkü ben sizi çok özledim ❤️

Biraz ısınma olsun bu bölümü iki parçaya ayırdım diğerini de bu hafta içinde atacağım

Teoriler buraya , sizce ne olacak , Johan'ın bu olaylarda rolü ne :)

Bu arada Johan monsterdaki karakter bilmeyenler için

Umarım bölümü beğenmişsinizdir , bana motivasyon olması için bol bol yorum yapmayı unutmayınn

Hepinizi çok seviyorum , diğer bölümde görüşürüz 🩷


















Feminen | YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin