Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Cody Francis - Weather Any Storm
"Anne, babam gelmesin," dedim kısık sesle. "Neden?" dedi hemen evhamlı bir şekilde. "Kavga mı ettiniz?" "Kavga etmedik ama gelmesin işte." "Oğlum," dedi dokunsalar ağlarmış gibi. "O da çok özledi ama seni. Kaç gündür görmek için bahanemiz oldu diye seviniyordu, gelme mi diyeyim ne diyeyim? Neden istemiyorsun gelmesini?" "Anne," dedim sıkıntıyla iç çekerek ve Taehyung'un ailesini anlattım ona.
"Babamla aramdaki ilişkiyi görüp de eksiklenmesini istemiyorum," dedim çaresiz bir şekilde. "Vah yavrum," dedi paramparça. "Ne zorluklar çekmiş gencecik yaşında." "Çekmiş işte o yüzden lütfen söyle babama gelmesin." "Saçma saçma konuşma," diyerek azarladı beni. "Adamın kalbine iner sonra sen de babasız kalırsın, baban da gelecek." "İyi tamam ya," dedim tüm memnuniyetsizliğimle. "Ne zaman geleceksiniz siz?" "Beş gibi yola çıkar, yedi gibi orada oluruz." "Yemek getirecek misin?" "Getireceğim." "Annem be," dedim sırıtarak. "Kurabiye yaptın mı?" "Yapacağım az sonra." "Üstüne Hindistan cevizi koyma ama." "Ee çok severdin ama sen?" "Taehyung sevmiyor." "Tamam, koymam o zaman," dedi ardından da biraz daha konuşup kapattık telefonu.
Taehyung'a ailemin geleceğini söyleyince kaskatı kesildi. "Bugün mü gelecekler?" diye sordu her an korkudan baygınlık geçirebilirmiş gibi. "Evet," diyerek kafamı salladım. "Sorun olur mu?" "Burası senin de evin," dedi hemen. "Onlar da senin ailen, elbette gelecekler."
Çaktırmamaya çalıştı ama endişeden öteki tarafı boylar mı acaba, diye düşünmeme neden olacak kadar panik olmuş vaziyetteydi.
"Yemedin hiçbir şey," dedim kasesindeki pilava bakarak. "Çok aç değilim," diyerek güya beni kandırmaya çalıştı aklınca. "Taehyung endişelenmeni gerektirecek hiçbir şey yok." "Endişeli değilim ki." "Kendini bana mı anlatıyorsun?" diye sordum kaşlarımı kaldırarak.
Sonra "evi toplamam lazım" diyerek ayağa fırladığı için ben de ona yardım etmek zorunda kaldım. Elinde geçirdiği temizlik eldivenleriyle korkunç derecede komik görünmesi gerekiyordu, gerekiyordu diyorum çünkü Jae de ben de temizlik yaparken özgüvenimize zeval gelmesin diye aynanın önünden geçmemeye dikkat edecek kadar zavallı görünüyorduk, tecrübeliydim yani; biliyordum. Oysa o sanki çatlak bir dahinin kreasyonunu üzerinde taşıyormuş da az sonra podyumda yürüyecekmiş gibiydi, şok içinde kalakaldım. Altı üstü eldiven takmış ulan, ne var bunda bu kadar kendinden geçecek, dedi iç sesim. Çok haklısın ama nefes alamıyorum, diyerek karşılık verdim ona.
