Bütün gün Poyraz'ın derse girmesini bekledim, ama gelmedi. Çıkışta Mira ve Mert'le vedalaşıp otobüse bindim.
Eve geldiğimde mutfaktan gelen leziz kokulara dayanamadım. Tezgahta soğumak için bırakılmış havuçlu keki görünce gözlerim parladı.
Sabahtan beri hiçbir şey yememiştim. Tam bir parça alıcaktım ki annem elime vurdu.
"Onlar yeni komşuların."
"Ama anne kızın açlıktan ölsün mü?"
" Dolapta çorba var ısıt, iç." Yüzümü astım. Tatlı bir şekilde dudağımı büzerek
"Ben kek istiyorum." desemde beni takmadı.
" Ben üstümü değiştirmeye gidiyorum. Döndüğümde kekten bir parça bile eksik olmasın." dediğinde omuz silktim.
İçimden 'Ben kek istiyorum' diye tarlası yanmış köylü gibi çömelip ağıt yakmak geçse de mantıklı tarafın ağır bastı ve kendime tost hazırlamaya başladım.
5-10 dakika sonra annem geldi ve kolumdan çekiştirerek hızla dışarı çıkardı. Daha tostumu bitirmemiştim bile. Anneme söylenirken beni takmaması sinirimi bozdu. O ise çoktan zile basmıştı.
Kapı açıldığında güler yüzlü bir kadın bizi içeri davet etti. Annemle birlikte içeri geçip oturduğumuz da ev sahibi olan kadında tekli koltuğa oturup kendini tanıttı.
" Merhaba benim adım Esma. Umarım iyi anlaşırız." Annem de aynı samimiyetle kendini tanıttı. Bende yapmacık bir şekilde gülüyorum, artık yanaklarıma ağrı girmeye başlamıştı.
Hiç sevmezdim misafirlik olaylarını. Kadınlar birbirlerinin evine gider ve dedikodunun dibine vururlar. Ne anlıyorlarsa artık.
" Anne kim gelmiş ?" yüzümü sesin sahibine çevirdiğimde gözlerine inanamadım. Gözüm mutlulukla parladı ve ayağa kalktım. O da beni görünce çok sevinmişti.
Türk filmlerinde ki iki sevgilinin buluşması gibi koşarak birbirimize sarıldık. "Ömür" diye bağırınca bende " Cansel" diyerek karşılık verdim.
" Yeni komşumuz siz miydiniz yani"
"Evet sen burada mı oturuyordun"
"Aynen, annem taşınmış da. Neyse boşver bunu. Seni gördüğüme çok sevindim."
" Bende" Cansel ile oturmak için arkamızı döndüğümüzde bize şaşkınlıkla bakan annemlerle karşılaştık. Kimbilir ne zamandır bizi izliyorlardı ? İkimizde ' ne var' dermişcesine baktıktan sonra kahkaha atarak ciddiyetimizi bozduk.
Cansel benim hastahaneden arkadaşım. Tabi o benim gibi 3 yıl boyunca dört duvar arasında değildi. Sadece sevgilisiyle ayrıldığı için aşk acısı çekmiş 1ay kalıp gitmişti.
Ama o bir ayda çok iyi anlaşmış, kardeş gibi olmuştuk. Hastahaneden çıkarken çok ağlamıştık. Tekrar karşılaşmamız bir mucizeydi.
**
Yaklaşık iki saat boyunca bol bol konuşmuş, neler yaptığımızı anlatmıştık. Annemler önceden tanışıyor olmamıza baya sevinmişlerdi. Hatta yarından itibaren Cansel benim okulumda okuycaktı.
Televizyonda 'Bu Tarz Benim' i izlerken, ki tabiki kavgalar için izliyorum. Aynı zamanda da yarın olacakları düşünüyordum.
Poyraz sıra arkadaşımdı ve muhtemelen yarın okula gelicekti. Kavga olayını sorsam mı acaba? Açıkçası beni terslemesinden korkuyorum. Sonuçta 'sanane' veya 'napıcaksın' diyebilir. Hakkıda var, ben ona neden karışıyorum ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PROBLEMLİ
Romance"Her kızın ilk aşkı babasıdır." derler. Ben 14 yaşımda ilk aşkımı kaybettim. 3 yıldır akıl hastahanesinde kaldığım her gece kendi yalnızlığımla boğuşuyorum. Korktuğum tek şey karanlık. Yeni okulumda yaşadığım tüm acılarımı unutmaya çalışıyorum. Poy...