Eskiden korku tüneli olan ama şimdi ise ikizlerin kirli labaratuvarı olan yer altı labaratuvarın da titreşen mum ışığın da bembeyaz kireç tenli iki çocuğun yüzleri aydınlanıyordu. Lucy elinde ki tozlu ve eski defterin saydalarına bakarak bir şeyler anlama umuduyla defteri inceliyordu. Bu defter onlara annelerinden geri kalan tek şeydi. Defter ikizlerin pusetin de bulunmuş ve büyüdükleri zaman da onlara verilmişti. Ne yazık ki defterin sayfaları kirli ve yırtılmıştı. Annelerinden kalma olduğunu gösteren tek şey defterin arka kapağın da ki ; Anneniz... yazısıydı. Lucy belki on milyonuncu kez bu sayfaları derinlemesine inceliyordu. İkiz kardeşi Jay , "Nasıl gidiyor ?" diye sordu ; yakında ki masalardan birinin başın da durmuş , içerisi değişik değişik sıvılarla dolu olan deney tüpleriyle oynuyordu. "Okunması olanaksız bir defteri sen oku da göreyim" diye patladı Lucy. "Defterin yarısı kopmuş. Biz de bu şans varken , bahse girerim asıl önemli olan şeyler o kısımlardaydı. " "Uğraşmaya devam et" dedi Jay. "Eğer önce bizi terk edip sonra da arkasından bu defteri bıraktığına göre mutlaka çözmeliyiz" "Biliyorum biliyorum. " Lucy diye bikkınlıkla kardeşini onayladi. Jay 'in sadece boş boş bir şeyler ile uğraşıp sonra da ona emir vermesine sinir oluyordu. Jay ;
- Saklambaç oynayalım mı ?
Lucy bu fikri duyunca ikizine dönüp şeytanice sırıttı. Kastettikleri saklambaç tabiki de normal bir saklambaç değildi. Beter ikizlerden normal bir şey beklemek saçmalık ötesi olur zaten.
-
Normal saklambaçta , bir oyuncu diğerinin nerede saklandığını bulunca oyun biter. Ama , Jay ve Lucy 'nin uyarlamasın da , saklananın bulunması oyunun bitmesine yetmiyordu. Oyun , saklanan pes ettiği zaman sona eriyordu ; bu , ebenin önce saklanma yerini bulması , ardından da saklananı güreşerek yere sermesi gerekiyor demekti . İkizler birbirlerinin güreşme tatkiklerini iyi bildikleri için , pes ettirmek epey zorlu olabiliyordu. Genellikle oyun , ya saklananın ya da ebenin ötekinin el ve ayaklarını halatlarla bağlayıp düğümlenmesiyle sonuçlanıyordu. Elbette , ikizlerden biri bir kere bağlandı mı oyunu kaybediyor ve kazananın insafına kalıyordu. İkizler baba geninden gelme merhametsizlik duygularından dolayı kaybedene olabildiğince merhametsiz davranıyorlardi. Lucy bıçaklarıyla kardeşinin vücuduna iz bırakmayan ama kesinlikle acıtan çiziklerden atabiliyor , Jay 'de çılgın icatlarını kız kardeşinin üstün de deneyebiliyordu. En iyi ihtimalle hiç bir şey yapmıyorlar ve diğerini o halde bırakıp Tv izlemeye gidiyorlardı . Bu oyunların hepsi Lunapark 'ın ortasında ki upuzuuuun ve dar bina da oluyordu. Bu bina yıllar yıllar önce bu parkın kurucusu ve de çalısanların yaşadığı binaydı. İkizler bu bina da yaşıyor ve burada oyun oynuyorlardı. Labratuvarın burada olmamasının sebebi ise Jay 'in çılgın deneylerinin genel de patlamalarla bitmesi ve Lucy 'nin evlerinin yıkılmasını istememesiydi.
-
Lucy kütüphane de çirkin bir yağlıboya tablonun arkasında ki dar aralığa sıkışmıştı. Ufacık girinti de siyah-yeşil saçları yüzüne geliyor ve onu rahatsız ediyorlardı.
"Jay 'in gelmesi neden bu kadar uzun sürdü ?" Derken , niye daha geniş bir yer bulamadım ki diye hem kendine hem de bir türlü gelmeyi becerememiş olan ikiz erkek kardeşine lanet ediyordu. "Şu ağır kanlı oğlana lanet olsun ! Her katta ki her deliğe , daha önce kullanmış olsak bile , bakmadan edemez zaten ! " diye sinirle söylenip yumruklarını sıktı. Ama eli yanın da kardeşi için getirdiği ufak sürprize değince somurtan suratının yerini şeytani bir gülüş aldı. Sonun da odaya doğru gelen adım sesleri ve gıcırdayarak açılan iki kanatlı büyük kahverengi tahta kapının gıcırtısıyla Lucy 'nin karnın da bir heyecan kıpırtısı oluştu. Jay kız kardeşinin izini yaklaşık iki saatlik bir arayıştan sonra bulmuştu. Lucy 'nin kurduğu bubi tuzakları olmasa buraya daha hızlı gelebilirdi tabi ki , ancak yedinci katta ki oturma odasına girerken neredeyse duvara sabitlenmiş olan ve tetiği çekince kocaman bir yumruk çıkartan silaha yakalanacaktı ki son an da eğilerek kurtulmuştu. Üstüne üstlük 9. Katın merdiven sahanlığın da tellerden bir duvarla karşılaşmış ve telleri etkisiz hale getirmek de hayli zamanını almıştı. Kardeşi perdelerin arkasını koltukların altını kontrol ederken , Lucy onu resim çerçevesi ve duvarın arasından beri gözetliyordu. Jay uzun tahta masaya bakmak için arkasını döndüğü sıra da , Lucy tabloyu dikkatle itti , tozlu halıya çöktü ve Jay 'in arkasına emekledi. "Çok yavaşsın Jay ! ÇOK YAVAŞ !" diye çığlığı basıp saldırdı ! Hazırlıksız yakalanan Jay kendini savunmaya davranamadan , Lucy onun sırtını tozlu masaya yapıştırmıştı bile. Jay 'i çabucak oraya bağladı ve kardeşi debelenirken , masanın tepesine tırmandı. Jay , üstün de dikilen Lucy 'nin elin de tuttuğu şeyi ancak o zaman fark etti. Altın rengi uzun bir ipin ucundan sarkan şey , hilal bicimin de , keskin metal bir bıçaktı. Jay bıçağı hemen tanıdı. Bu bıçağı yeni açılan köprünün açılış törenini sabote etmek için kendisi tasarlamıştı.
Lucy ipi kardeşinin tepesin de tuttu ve hafif hafif sallamaya başladı. Hilal şekilli keskin bıçakta beraberin de sallanmaya başladı. Lucy ipi parmaklarının arasından azıcık kaydırarak, bıçağın bir kaç santim alçalmasını sağlarken sırıtıyordu. Jay bıçağın giderek yaklaşmasını izledi. Her yaklaşışın da bıçak daha da hızlanıyor , şeytani bir duvar saatinin sarkacına benziyordu. "Tik tak" dedi Lucy ürkünç bir fısıltıyla "Tik tak". Düğümleri açmak için debelenen Jay anlaşılnaz seslerle homurdanıyordu Lucy bıçağı telaşsızca alçalttı . Keskin metal kardeşinin burnunun üatün de bir ıslık çaldı. Ama Jay hiç bir panik belirtisi göstermeden işins devam ediyordu. "Tik tak oğlum..." dedi Lucy ; Sonra aklına gelen fikirle kardeşinin tepesinden kalkttı.-
Lucy Tv odasın da oturmuş haberleri izliyordu. Jay 'i kütüphane de o bıçakla baş başa bırakmıştı. Jay 'se tavanda ki avizeye bağlanmış , göğsünün üstün de sallanıp duran bıçağa değmeden bağlı olduğu masadan kurtulmaya çalışıyordu ki sonun da başarmıştı. Simdi sıra kardeşini bulmakta ve ondan intikam almaktaydı. Tv odasın da olduğunu tahmin edip o yöne gitti. Doğru da tahmin etmişti. Kardeşi iki kisilk eski kanepeye oturmuş Tv izliyordu. Jay tam bir şey yapacakken gördüğü haberle keyfi yerine gelmişti ;
- Evet sayın seyirciler. Dün gece kimligi belirlenememiş birileri Belediye Binasının çatısına Gerizekalılar sovalyesi Batman yazdılar. Bu çirkin yazıyı kimin yazdığını ise yetkililer hâlâ araştırıyorlar.
İkizler kahkahalara boğuldular. Başarmışlardı. Şakaları işe yaramıştı.
Arkadaşlar umarım beğenmişsinizdir. Kafanızı karıştıran bir taraf olduysa lütfen yorumlar da yazın :)