"Bip bip biiiip..."
- Uhm...
- Oh Lotus çiçeği sonun da uyanmışsın !
- Ne oluyor ?
Harley gözleri hâlâ yarı kapalıyken sorduğu sorunun yanıtını almak için kısık sesiyle konuştuğun da boğazının kupkuru olduğunu fark etti. Bunu fark eden Doc hemen ayağa kalkıp kadının yanında ki küçük çekmeceye ilerledi ve üzerinde ki sürahiden bir bardak su alıp bardağı Harley 'e uzattı;
- İç bunu... 3 gündür baygınsın.
Harley adamın dediğini yapıp yatakta hafif oturur pozisyona geldi ve suyu içti. Suyu içerken bir yandan da etrafını süzüyordu . Hastane de değildi. Bundan emindi. Ancak üzerin de bulunduğu yatak ve bağlı olduğu makineler bunun tersini iddia ediyorlardı. Sonun da suyunu bitirdiğin de tam Doc 'a tüm bunları soracaktı ki içeriye orta yaşlı ve yüz tipine bakılırsa Tayland 'lı gibi görünen bir adam girdi. Doc sanki kendini bir açıklama yapmaya zorunlu hissetmiş gibi konuştu;
- Lotus çiçeği bu Mai. Benim eski bir dostum ve kendisi bir doktor, burası da onun evi.
Mai denen adam Harley 'in Anlamadığı bir dil de bir şeyler deyince Doc 'ta aynı şekil de adama karşılık verdi . Her ne kadar dili anlamasa da Harley iki adam arasın da bir gerginlik hissetmişti . Sanki bir şey söyleyecekler ama nasıl diyeceklerini bilemiyor gibiydiler. Harley her ne kadar duymak istediklerinden korkuyor olsa da yine de boyası çıkmış kuru dudaklarını açtı ve şöyle dedi ;
- Öldü değil mi?
Sesi çatlak çıkmış , titremiş ve gözleri dolmaya başlamıştı.
Doc üzgün bir şekil de kızın yüzüne baktı;
- Maalesef ki öyle oldu Harley... Umarım cennet onu mutlu eder...
-
Ayaklarının altında ki tahta kayarken Jay yine de usta bir şekil de kaymaya devam ediyordu. Her ne kadar hatırlamasa da demek ki iyi kaykay kaymasını biliyordu. Yaklaşık üç saattir Gotham gençlerinin eğlence alanı kaykay parkındaydı ve kendisini bir Tayland yemek lokantasının yanın da bulduğundan beri başı fena halde ağrıyordu. Tuhaf bir şekil de bugün park son derece ıssızdı. Jay de işte bu yüzden , bu kadar rahattı zaten. Kaykayını ustaca sürmeye devam ederken aniden gelen ses onun durmasına neden oldu ;
- Demek kaykay da kayıyorsun.
Jay sesin geldiği yöne baktığın da karşısında ki kıza sadece şunları dedi ;
- Sen şu okulun önünde ki kız değil misin ?
- Metropolis 'te ki kız demeni tercih ederdim ama olsun.
Jay anlamayan bakışlar attığın da Cassandra bakışlarını utangaç bir şekil de yere indirdi. Üzerin de siyah dar bir kot , sarı bir askılı ve sarı spor ayakkabılar vardı.
- Adın ne senin ? Yoksa okullu kız demeye devam mı edeyim ?
- Adım Cassandra .Ama herkes bana Cass der.
- Herkes derken arkadaşların mı ?
- Şeyy aslın da pek arkadaşım yok. Üvey babam , üvey abilerim ve onların kız arkadaşları desek daha doğru olur.
- Anladım.
- Senin adın ne ?
Yeşil-mavi gözlü oğlan bu sözle omuzlarını silktti ;
