Lucy 'nin yüz ifadesine bir artı Jason gerilmişti ve az önce dediklerinden dolayı Dick 'e öfkelendiği oldukça belliydi. Ancak Dick ya bunu anlayamayacak kadar fazla yumoş bir adamdı ya da bunu umursamayacak kadar üvey erkek kardeşini tanıyan bir abiydi -ki iki seçenekte Dick 'e son derece uyuyordu. Nitekim Lucy bu ortama daha fazla dayanamamış ve pek anlaşılmayan şeyler mırıldanıp yatak odasına gitmişti. O gittiği an da Jason etrafta ki herkesi korkudan titretmeye yeten bakışlarla Dick 'e baktı. Dick başını iki yana sallayıp güldüğün de Jason ;
- Eğer bir kez-
- Çocuklar tamam yine başlamayın !
Barbara 'nın sesi bu duruma alışık bir sinir de çıkmıştı. Jason onun bu tavrına göz devirip kırmızı kupa da ki kahvesinden bir yudum aldı . Dick tam Barbara 'ya bunun bir abi - kardeş klasiği olduğu hakkın da espri yapacaktı ki içeriye gelen topuklu bot sesi buna engel oldu. Kan kırmızısı ruju , siyah buğulu göz makyajı ve gotik kıyafetleriyle Lucy tam karşıların da duruyordu. Barbara ve Dick 'in meraklı bakışlarına nispeten daha umursamaz bakan Jason 'ın bakışlarına karşın Lucy hiç birini de umursamıyor ve siyah plastik eklem yüzüklerini yine siyah ojeli parmaklarına geçirmeye devam ediyordu ;
- Barb ben çıkıyorum.
Başka ev arkadaşlarının aksine Barbara özel yaşama derin bir saygı duyardı bu yüzden kızı sorgulamadi ve sadece onu onayladı. Dick ;
- İstersen biz seni bırakalım Lucy. Benim görev saatim geldiği ve Barbara 'da babasına bir şey vereceği için karakola gidiyoruz. Yol da seni de gideceğin yere bırakabiliriz.
- Aslın da gideceğim yer karakol tarafta değil Dick.
Diyerek Lucy çocuğun teklifini reddetti. Jason ;
- Aslın da ben de şehrin güneyine gidiyorum. Seni bırakma mı istersen gel.
Jason umursamaz bir şekil de kahverengi deri ceketini üzerine giyerken Lucy 'de onu süzdü. (Jason kızın karakol tarafa gitmeyeceğim demesinden ne tarafa gideceğini anlamıştı) En sonun da da kanepenin üstünde ki sırt çantasını alıp tek omzuna taktı ve Jason 'ı onayladı ;
- Benim için okey.
Barbara;
- O zaman sonra görüşürüz.
- Görüşürüz.
Barbara ve Dick apartmandan çıkınca Dick 'in mavi arabasına bindiler ve onlar giderken Jason 'da motoruna binip ;
- Motordan korkmazsın değil mi ?
Lucy Jason hafif alaycı sorusuna sinirlenip ;
- Pff motordan mı ? Gözlerin fena halde bozuk olmalı Todd . Ben senin o her gece başka bir tanesiyle takıldığın plastik dudaklı Barbie 'lere benzemem.
Jason kızın bu kendinden emin ve hırçın haline gülümseyip ;
- Barbie mi ? Hmm tamam o zaman.
Lucy hâlâ alaycılık eden Jason 'a göz devirip motorun arkasına bindiğin de yüzüne uzatılan kırmızı kaskı gördü.
- Al...
Çocuk bunu alaycılıktan uzak bir şekil de söylemişti. Tamam adam alaycı ve umursamaz bir pislik olabilirdi ancak bu onun yine de centilmen olmadığı anlamına gelmezdi. Ancak Lucy yine de eliyle kaskı itti ve ;
- İhtiyacım yok...
Dedi. JaSon bir şey demeyip ellerini motorun direksiyonuna koydu ve gaza motoru çalıştırmadan yüklendi. Çıkan sesle sokak gürlemişti. Ve sonra motor hızla caddeye daldı. İkisinin de saçları rüzgar da geriye doğru uçuşurken Lucy burnuna dolan eşsiz kokuyu hissetti. Parfüm değildi. Bu kesindi ve muhteşemdi. Lucy istemsizce tebessüm ettiğini hissetti...