Dinner

2.3K 248 345
                                    

Louis gözlerini araladığında havanın çoktan kararmış olduğunu fark etti. Hâlâ cumartesi gününün akşamında, Harry'nin evindeydi. Kafasını arkaya çevirdiğinde Harry'yi göremedi, ama onun yatağında, onunla uyuduğunu hatırladığında dudaklarına bir tebessüm ilişti ve elinin tersiyle Harry'nin yastığını okşadı. Onunla olmak, dün akşam annesinden öğrendiği gerçeği düşünmesini engelliyordu. Bu bir yana, arada bir uyanıp karnına sarılmış ve boynuna doğru düzenli nefeslerini bırakan Harry'yi dinlemiş, kafasını hafifçe çevirip onu izlemişti her fırsatta. Uyurken bebek gibiydi...

Yastığı kolları arasına alıp burnunu ona yasladı ve daha çok gülümsedi. Bu sırada odayı gözden geçirdi. Siyah beyaz ağırlığın olduğu odanın en göz alıcı noktası, sokaktan yansıyan ışıklarla görülen, duvara asılmış motosiklet fotoğraflarıydı. Posterler, eski, imzalı fotoğraflar vardı.

Uykulu sesiyle, "Gerçekten motosikletlere aşıksın," diye mırıldandı.

Yastığı yerine bırakıp, artık kokunun gerçek kaynağına ulaşmak için yataktan kalktı ve odadan çıktı. Alt kata indiğinde mutfak olduğunu fark ettiği yerden gelen seslerle adımlarını oraya çevirdi. Harry'yi, önündeki tavada bir şeyler karıştırırken gördüğünde suratına yayılan sırıtışa engel olamadı.

Harry'le yaklaşık iki buçuk aydan fazla bir süredir tanışıyordu ama bu süreçte boş zamanlarında sürekli birlikteydiler, ki boş olmayan zamanlarında bile mesajlaşırlardı. Dolayısıyla ikisi de çok yakınlaşmıştı ve en baştan beri süregelen bu yakınlıkları onlar sanki yıllardır tanışıyormuş gibi hissettiriyordu. Ve şimdi onun kendisine karşı olan davranışlarını gözden geçiriyordu da, resmen her geçen gün ona olan aşkı tazeleniyordu.

Harry, arkasındaki ayak sesleriyle ona baktı ve gülerek yine yemeğe döndü. "Uyanmışsınız majesteleri."

Louis, kollarını onun beline dolayarak yanağını Harry'nin sırtına yaslarken, "Hmm," diye bir ses çıkardı. "Amma uyumuşum. Sen ne zaman uyandın ki?"

"Ben de yarım saat önce uyandım. Saat altıya geliyor. Öğlen on ikide uyumuştuk." Hâliyle kış aylarında da hava erken kararıyordu.

"Ne yapıyorsun?" Hâlâ ona sarılırken kolu yanından yaptığı şeye baktı. Küçük küçük kesilmiş tavuk etlerini kavuruyordu.

"Köri soslu tavuk yapayım dedim, yanına makarna ve salata da düşünüyorum."

"Mm, şimdiden kulağa harika geliyor. Ben ne yapabilirim?"

"Buzdolabından sütü ve tereyağını getirebilirsin. Sonra alt dolapta da un kutusu var, onu."

"Hemen!"

Harry'nin istediği malzemeleri çıkarıp tezgâha koydu. Sonra gerekli baharatları da raftan aldı, köri tozunu, karabiberi, kekiği ve tuzu diğer malzemelerin yanına koydu.

"Başka?"

"Şimdilik şu tavukları kavurmaya devam et," diyerek yerini Louis'ye devretti, şakağından öpüp onu gülümsetmeden hemen önce.

Harry bir dolaptan küçük bir sos tavası çıkardı. Tüm malzemelerle körili bir sos yaptı ve yeterince kavrulmuş olan tavukların üzerine döktü. Louis onu yavaşça karıştırmaya devam ederken Harry de marulun, domatesin ve havucun olduğu küçük bir salata yaptı.

"Servisi ben yapacağım, sen salatayı koyabilirsin," dedi Harry, tabakları çıkarırken. Louis'ye yemek hazırlamayı istiyor ve yorumunu çok merak ediyordu.

Louis ocağı kapattı ve salatayı masaya bıraktı. Yan yana oturmak istediği için çatal ve bıçak alarak yan yana koydu. Harry de kare şekilli tabaklara makarna ve tavuğu koyarak masaya yerleştirdi. Dumanı tüten yemeği seyrederken acıktığını hissedebiliyordu.

True Love Or Not | Larry ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin