12

646 25 40
                                    

Kafamı kaldırıp etrafa baktığım da kulaklarıma dolan gülme sesiyle birlikte kendime gelmiştim. Etrafa melül melül bakarken koluma dokunulmasıyla korkmuş ve dengemi kaybedip yere düşmüştüm. Kafam duvara sertçe çarpmıştı. Kulaklarıma dolan gülme sesleri artarken başımda dikilen Asiye hoca yüzünde ki şaşkın ifadeyle bana bakıyordu. Balın ise endişeyle "Kader iyi misin?" demişti. Başımı salladığım da Asiye Hoca'ya dönmüştüm.

Eliyle kapıyı işaret ettiğin de kalkmıştım. Üstümü silkip kapıya geldiğim de gözlerim sınıf da gülenlere çevrilmişti. Gözlerim dolarken başımı eğip dışarıya çıkmak istediğim de sınıfa geri dönüp "Bir insanın yere düşmesi, derste uyuması onu gülme sebebi yapmaz. Aksine kendi halinize ağlamanızı gerektirir, böyle bir şeye bile gülebildiğiniz için." demiştim.

Gözyaşlarım akmak için direnirken dışarı çıkmıştım. Kapıyı kapatacakken beni durduran bir elle kapıyı bırakmıştım. Asiye hocanın "Çocuklar gülmeyi kesin, tahtaya yazdığım şeyi çözmeye başlayın. Hemen!" demesiyle yere kendimi bırakmış ve kafamı dizlerime dayayıp ağlamaya başlamıştım.

Neden ağladığımı bile bilmeden ağlıyordum. Ama nedenini bilmediğim bir şekilde kendimi kötü hissediyordum. Yanımda bir hareketlilik hissettiğim de gözlerimi kaldırıp şaşkınca Asiye Hocaya bakmıştım. O ise sadece elini omzuma koymuştu. Bir süre sadece ben ağlamış, Asiye Hoca ise beni kendine çekip sarılmıştı.

"Kader, seninle çok anlaşamıyoruz biliyorsun. Ancak seni çok sevdiğimi de bilirsin. Bu aralar çok durgunsun, derslerde sana takılmama rağmen hiç cevap vermiyorsun. Bir sıkıntın var belli, anlatmak ister misin?" deyip saçlarımı okşamaya başlayan Asiye Hoca'ya bakıp daha da çok ağlamaya başlamıştım.

Annem bana hiç böyle davranmamıştı.

"Hocam gayet iyiyim. Sadece kendimi çok yorgun hissediyorum, sürekli uyumak istiyorum. Hasta ol-" dememe kalmadan koluma damlayan kan damlası ile Asiye Hocayla beraber gözlerimiz aniden oraya dönmüştü. Asiye Hoca korkarak bana baktığın da ilk defa içimde hissettiğim korku hissiyle birlikte ayağa kalkmıştım. "Ho-hocam burnum kanıyor na-napmam lazım?" deyip ona baktığım da gözleriyle lavaboyu işaret etmişti. Hızlıca lavaboya koşmaya başladığım da çalan zil ile kulaklarım çınlamaya başlamıştı.

Gözlerim Asiye Hocaya kayarken gülerek bana gelmekte olan Yaren'in yüzü bir anda solmuştu. "Kader!" diye bağırıp aniden koşmaya başladığın da ben daha ne olduğunu anlamadan gözlerim geriye kaymıştı. Nefes alamıyordum. Bir anda geriye doğru düşmüştüm. Kafamı sert bir şekilde yere çarpacağım an Yaren kafamı tutmuş ve hemen beni dizlerine yatırmıştı.

Sınıftan çıkan Balın, Ufuk ve Bulut ile etrafımda ki herkes bir anda uzaklaşmaya başlamıştı. Hocalar herkesi uzaklaştırıyordu. Yanıma hızlı bir şekilde gelip dolmuş gözleriyle bana bakan Balın'ın dolmuş gözlerine doğru elimi kaldırmış ve silmiştim. Hocalar ambulans'ı ararken birkaç adım ötede gördüğüm dört yüz korkmuş bir şekilde bana bakıyordu. Kerem, Umut, Ufuk ve Bulut. Hepsinin yüzüne sırasıyla baktığım da Umut'un maviliklerin de takılı kalan gözlerimle gözlerim ağırlaşmaya başlamıştı. Elim yorgun bir şekilde yere düştüğün de kulağıma ulaşan çığlıklar yavaş yavaş silikleşiyordu. Gözlerim tam anlamıyla kapanmadan önce gördüğüm tek şey ise yerde oluşan küçük bir kan gölüydü...

Balın Uçar

Asiye Hoca'nın "Balın, Bulut ve Ufuk koşun çabuk!" diye bağırmasıyla neye uğradığımı şaşırmıştım. Ağzıma attığım çikolata parçası boğazımda düğüm olurken korkarak sınıftan çıkmıştım. Yerde yatan ve burnundan durmadan kan akan Kader ile bir anda başım dönmüştü. Ufuk hızlıca beni tutarken ben ise gözlerimi yerde yatan o bedenden ayıramıyordum.

İmkansız Sevgili | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin