~HATIRLATMA~
JİMİN:.............................................
(çok açıklayıcı bir hatırlatma dhsjgdhzjdbx)~HİKAYE~
JİMİN: Omuzlarıma masaj yap.
SUN YEON: Anlamadım.
JİMİN: Bir dediğimin ikinci defa söyletilmesinden hoşlanmam. Bir defa daha söyleyeceğim ama tekrarlama. Omuzlarıma masaj yap.
Bu adam kendini ne sanıyor?!
Çalışmaya mı,keyif yapmaya mı geldi?!JİMİN: Acele et!
SUN YEON: Emredersiniz.
Derin bir nefes verdim ve oturduğu koltuğun arkasında durup ellerimi omuzlarına koyup masaj yapmaya başladım.
JİMİN: Ah, evet. Ah, tam orası. (Töğbesteyşın)
Şeytan diyor ki kemiklerini kır ama sen dua et hayatımın baharında hapse girmek istemiyorum. Kapının tıklanması ile ellerimi omuzlarından çektim ve masanın önüne geçtim.
JİMİN: Gir.
Kapı açıldı ve içeri Hoon girdi. Göz göze geldiğimiz de bana o tatlı gülümsemesini sundu. Ben de ona gülümseyince Jimin Bey boğazını temizledi.
JİMİN: Ne vardı?
HOON: İmzalamanız gereken belgeler var efendim.
Dedi ve dosyayı ona verdi. JİMİN bey kağıtları imzalarken ben ve Hoon birbirimize cilveli cilveli gülümsüyorduk. HOON gözlerini utanarak kaçırdığında ben de Jimin Bey'e döndüm.
JİMİN: Yarına bir toplantı ayarla.
SUN YEON: Emredersiniz efendim.
JİMİN: Sen de bu belgeleri arşive götür.
HOON: Emredersiniz.
Hoon ile odadan çıktık. O arşive giderken ben de Jimin Bey'in odasının cam duvarının diğer tarafındaki odaya girdim. Bilgisayardan mail ile diğer şirketteki iş ortaklarıyla bir toplantı ayarlamaya başladım. Cidden böyle oturmak çok rahatsız ediyor insanı.
Evde olsam da yayılsaydım. Bir süre sonra esnemek adına kafamı iki yana çıtlatırken Jimin Bey ile göz göze geldik. Sırıtmıştı. Bir dakika o nereye bakıyor? Gözlerim baktığı tarafa baktı. Masaya bakıyordu. Masa camdı ve asıl sorun bacak aram gözüküyor. Hızlıca paltomu alıp bacaklarıma örttüm. O sırıtmaya devam ederken içeri Hoon girdi.
HOON: Öğle arası vakti. Hadi gidip bir şeyler yiyelim.
Gülümsedim. Acıktığımı yeni fark ediyordum.
SUN YEON: Olur.
Ayağa kalkıp ilk önce bacaklarıma örttüğüm paltoyu giydim ve çantamı aldım. Şirketten çıkıp bir kafeye geldik. Siparişlerimizi verdik hem makarnamızı yiyor hemde konuşuyorduk. Yemeğimiz bittikten sonra kafeden çıktık. Hoon arabayı kullanmak istediğinde kıramadım. Bir süre sonra şirkete yaklaştığımızda durmayıp arabayı sürmeye devam etmesi üzerine gözlerim kocaman açıldı.
SUN YEON: Hoon geldik, dursana.
Cevap vermeyince iyice strese girdim. O sırada kapıdan çıkan Jimin Bey'in gözleri benim endişeli gözlerimi buldu. Şimdi anlıyordum… Kaçırılıyorum.
DEVAM EDECEK_ _ _ _ _
Bir günde iki bölüm iyi okumalar.
![](https://img.wattpad.com/cover/266151704-288-k636189.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPIK PATRONUM~PJM TAMAMLANDI✅
FanfictionDİKKAT⚠️ CRİNGE ⚠️ Saçma sapan yorumlar yapacaksan hiç okuma kardeşim 👻 sapık patron popülerlik sıralamasında 1 numara👻