…Tamam dün gece bir şey yaşamış olabiliriz ama benimde duygularım ve kalbim var.
~HİKAYE~
Sabaha kadar uyuyamamıştım. Nefesim sürekli daralıyor, boğazım düğümleniyor. Gözlerim yanıyor,canım acıyordu. Sanki bu dünya herkesi içine almış bi bana yer yok gibi.
Saat 5'ti. Kararımı vermiştim. Yeterince çalışıp paramı biriktirmiştim ne de olsa. Artık hayatımı yaşayacağım. Başkalarına değil kendime hizmet edeceğim. Kalktım ve makyaj masamın önüne geçtim. Bir kağıt ve kalem alıp istifa mektubumu yazmaya başladım. Artık hiç bir şey önemli değil. Zaten şirketle anlaşmam bitmişti. Hiç bir şey umrumda değil.
İşim bitince kağıdı katladım ve banyoya girip duş aldım. İstemsizce mutluydum. Sanırım artık eğleneceğim içindir. Kendime hızlı bir kombin yaptım.
~KIYAFET~
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Giyindikten sonra yüzümü renklendirip saçımı düzelttim ve ayakkabılarımı giydim.
Çantamı da alıp evden çıktım ve arabama bindim. Son ses bir şarkı açtım ve şarkıya eşlik ettim.
Mırıldanarak söylediğim şarkı sona doğru gelirken şirkete yaklaşmıştım. Arabayı park edip yüzümde açan güllerle şirkete girdim. Kendimden emin adımlarla yürürken insanlar bana seslense bile duymamazlıktan geliyordum.
Kimse umrumda değil şu saatten sonra. Saçlarım rüzgarın eşliğinde savrulurken sonunda odanın kapısının önüne gelmiştim. Kesin bir şekilde kapıyı çaldım ve gel komutuyla içeri girdim. Geldiğimi görünce çok takmadan işine geri döndü.
JİMİN: Dosyaları ver.
Dosyalar yerine önüne istifa mektubumu koydum. Bir süre dosyaları vermemi bekledi ama cevap alamayınca önüne baktı. Bir bana birde masanın üstünde ki kağıda baktı.
JİMİN: Bu ne?
SUN YEON: Belli değil mi? İstifa mektubum.
JİMİN: Ne?!
SUN YEON: Neden bu kadar şaşırdınız. Artık başkasını bulmanız gerekecek. Lütfen istifa mektubumu kabul edin. Bu iş daha fazla uzamasın.
Cidden şimdi fark ediyorum. Bu şirket ne kadar boğucu. Bir an önce bu oksijensiz yerden çıkmak istiyorum. Barlar beni bekler. Çılgınlar gibi dans etmek istiyorum.
JİMİN: Bunun bir parası olduğunu da biliyorsundur herhalde. 10.000 doların varsa ver.
Alaylı bir tavırla konuşurken yüzümdeki gülümsemeyi bozmadan ona baktım. Beni saf sanıyordu. Ama zengin olduğumu bilmiyordu.(zenginsen neden çalışıyorsun o zaman aq) Söylediğinin aksine önüne 20.000 dolar çıkarıp koydum. Onun yüzündeki gülümseme kaybolurken benimki büyüyordu.
SUN YEON: Yeterlidir umarım. Lütfen artık istifayı kabul edin.
Derin bir nefes alıp sinirle imzaladı. Keyfim yerine geldiğinde ona son bir bakış atıp ofisten çıktım. Aynı emin adımlarla şirketten çıktım. Dışarı çıktığım an aldığım nefes beni hafifletmişti.
Hazır keyfim yerindeyken daha çok eğlenmeliyim değil mi? Arabama binip güzel bir şarkı açtım.
Şarkı eşliğinde lüks bir bara geldim. Sanırım en başından beri bu anı bekliyordum. Şu an aşırı mutluyum. Bu mutluluğum bozulmadan adımlarımı bara yönlendirdim. Hoş koku burnuma dolarken gülümsedim. Başlasın eğlence.
