~8~

6.1K 150 117
                                    

~HATIRLATMA~

Şu an aşırı mutluyum. Bu mutluluğum bozulmadan adımlarımı bara yönlendirdim. Hoş koku burnuma dolarken gülümsedim. Başlasın eğlence.

~HİKAYE~

Umursamıyordum..Aynen istediğim gibi. Artık hayatı doya doya yaşayacağım. Kimsenin bana ne dediği umrumda dâhi olmayacak.

Sürtük mü dediler? Asla umrumda olmayacak. Kendimi üzecek hiç bir şey yapmayacağım.

Giydiğim eteği biraz daha yukarı çektim ve göğüslerimin biraz daha belli olması adına üstümün eteklerinden tutup hafif aşağı indirdim. Böyle olmak hoşuma gidiyor artık. Kim ne derse desin.

Eskiden yaptığım hafif makyajların aksine ağır bir makyaj yaptım ve topuklularımı giyip her zaman gittiğim lüks bara gittim.

2 ay olmuştu..O şirketten ayrılalı, hayatımı yaşayalı tam iki ay olmuştu. Neden bilmiyorum ama her şekilde içimde bir eksiklik hissediyorum. Bu boşluğun neyin dolduracağını da bilmiyorum.

Barın önünde durduğumda saate baktım.02.5.. Tam aradığım saat. Bu saatlerde nedense daha çok eğleniyorum.

Her zamanki tabureme oturup viski sipariş ettim. Elbette kadehte değil şişe olarak istedim.

İçki artık çarpmıyordu. Alışmıştım..Şişemi yudumlarken dans eden insanlara bakıyordum. Resmen buradaki insanları tanımaya başlamıştım. Yalan söylemeyeceğim, ailem gibiler.

Ayağa kalkıp dans edenlerin arasına katıldım. Biri belimi tutup kendine çektiğinde şikayetçi olmadım aksine kendimi ona sürttüm.

Ritme göre dans edrken arkamdaki bedenin hareket etmemesi sinirimi bozmuştu.

Arkamı döndüğümde gördüğüm yüzle afallayıp bir iki adım geri gittim.

JİMİN: Sürtüklük mesleğine geçmişsin,haber vermiyorsun. En azından söyleseydin sana bir iki erkek ayarlardım.

Sözlerinin beni üzmesini yada sinirlendirmesini bekliyordu ama ben sırıttım ve aramızdaki mesafeyi kapatarak ellerimi yakalarına koydum.

SUN YEON: Ayarlamana gerek yok. Ben buldum kendime birini.

Bana sorar bakışlar atınca kızlığımı sert bir şekilde erkekliğine bastırdım. İnlememek için kendini zor tutarken daha çok güldüm.

Hafif kendimi ona sürttüğümde bana sinirle baktı ama ben hiç kendimi bozmadan aynı gülümseme ile ona bakıyordum.

Kulağına yaklaşıp fısıldadım.

SUN YEON: İlkimi sana verdim. İkinciyide sana vereceğim gibi bir his var içimde.

Dilimi kulağına sürtüp ondan ayrıldım ve geri tabureme oturdum.

Evet insanlara sürtündüm ama gidipte ikincimi onlara vermedim.

Yanıma gelen bedene baktım. Her zaman ki kişilerden biriydi. Kafamı sağ tarafa çevirdiğimde Jimin'in bana bakıp içkisini yudumladığını gördüm.

Yanındaki kadın  umrunda bile değildi. Ona gülümsedim ve yanımdaki bedenin kolunu tutup bir odaya götürdüm.

Jimin bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Adamı odaya getirdiğimde kapıyı kapattı ve dudaklarımdan öpecekken cebimden çıkardığım iğneyi bacağına sapladım, ben sürtük değildim!

Beni salak sanıyorlar ama jiminden hoşlandığımı ve içimdeki boşluğun o olduğunu biliyordum ama kendimi buna inandırmak istemiyorum. Eğer ona bağlanırsam bu hayatımı mahveder.

Gözümden bir damla yaş akarken iğneyi sapladığım adam acıyla yere yığıldı. Tam bu sırada kapı açıldı,geleni tahmin etmek zor değildi ama bana bu denli bakması canımı yakıyordu.

Onun gözünde sürtük olmak canımı yakıyordu. Evet umrumda değil demiştim ama olmuyor işte. Bunu onun düşünmesi canımı yakıyordu. Şaşkınlıkla bir bana birde yerdeki adama bakarken hızla odadan çıktım bar tezgahının üzerindeki çantamı alıp bardan çıktım.

Bir türlü dinmek bilmeyen göz yaşlarım sinirimi bozarken yüzümü tahriş edercesine yüzümdeki ıslaklıkları sildim. Park Jimin senden nefret ediyorum. Beni bu denli kendine aşık ettiğin için senden nefret ediyorum!

DEVAM EDECEK_ _ _ _ _ _ _ _

SAPIK PATRONUM~PJM TAMAMLANDI✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin