~9~

5.8K 134 59
                                    

~HATIRLATMA~

Senden nefret ediyorum Park Jimin. Beni bu denli kendine aşık ettiğin için senden nefret ediyorum!

~HİKAYE~

Gözlerimi hiç kırpmamış gibiydim. Tavana bakıyor ve ne düşündüğümü anlamaya çalışıyordum. Duygularım önemsiz gibiydi. Sanki ben duygu besleyemezmişim gibi…

İçim dolmuş gibi hissediyorum. Sanki deli gibi ağlasam geçecekmiş gibi ama sorun şu ki ; ağlayamıyorum. Boğazıma bir yumru oturmuş ağlamamı engelliyordu. Yatakta ruhsuz gibi doğruldum ve kafamı yana çevirip aynadaki yansımama baktım. Çökmüş gibiydim. Güçlü görünmeye çalışan bir boğa gibi.(ne çok 'gibi' dedim beğ)

İnsanlar eğer boğaya yanlış davranmaz ve ondan korkmaz ise boğa çok masum bir hayvandır aslında. İnsanlar boğayı buna mecbur bırakıyor sadece.

Ama bu masumluğunun onu kullanılmasına izin vermesine,izin verilmemeli. Ben de tam böyle yapmalıyım. Masumluğumun beni kullanılmaya yönlendirmesine izin vermeliyim. Eğer masumluğumu içimde yaşamazsam bu dünya bana asla istediğimi vermeyecek.
(🤔🤨 ne anlatıyorum ben¿)

Hızlıca yatağımdan kalktım ve banyoya girdim. Güzel bir duş alıp havluyu vücuduma doladım ve çıktım. Dolabımdan güzel bir kombin yapıp giydim.

~KIYAFET~


Daha sonra saçlarımı düzeltip, yüzümü renklendirdim. Çilekli parfümümüde sıkıp mutfağa gittim. Bir bakdak su içerken kapı çaldı.

Yavaş adımlarla kapıya ilerledim ve açtım. Tamam, cidden beklemiyordum onu.

SUN YEON: Hyunjin?

HYUNJİN: Selam, nasılsın?

SUN YEON: İyiyim, içeri buyur.

Gülümsedi ve içeri geçti. Ona koltuğa oturmasını işaret ettim ve bende yanına oturdum.

SUN YEON:Görüşmeyeli nasılsın?

HYUNJİN: Yani daha iyi günlerim oldu. Hep aynı şeyler. İş güç işte, sen?

SUN YEON: Bende işte. İşsiz gibi dolaşıyorum. Şirkette çalışırken bir yandan para biriktirdim şimdi de eğlenmeye çalışıyorum.

HYUNJİN: Eğlenebiliyor musun bari?

Bunu söylediğimde kucağımda bulunan ellere çevirdim bakışlarımı ve derin bir nefes alıp kafamı olumsuz anlamda salladım. Eğlenmiyordum. Her ne kadar eğlenmekle kendimi kandırsamda eğlenmiyordum.

Ellerimin üstüne sıcak ellerini koyunca ona baktım. Bana şefkatle bakıyordu. İçimi ısıttı o bakışı.

HYUNJİN: Bak Sun Yeon, her zaman bir ağabeyin olarak yanında olacağımı bilmeni isterim. Eğer bir sorun olursa anlatabilirsin. Sana yardımcı olmak için elimden geleni yapacağım.

Gözümden bir damla yaş düştüğünde bakışlarımı tekrar parmaklarıma yönlendirdim. Kollarını bedenime sarıp beni kendine çekti ve saçıma aynı şefkatle öpücük kondurdu. Yanılmışım…

Dünya bizi değersiz görmüyor. Sadece biz yanımızdakileri görmüyoruz veya onları henüz bulamamışız ama ben buldum. Hyunjin hiç hissetmediğim abi şefkati ile bana kollarını açtı.

HYUNJİN: Ben artı gideyim. Şirkette işlerim var.

Ondan ayrıldım ve göz yaşlarımı silip gülümsedim.

SUN YEON: Teşekkür ederim, seni geçireyim.

O da aynı şekilde gülümsedi ve kapıya doğru ilerledik. Kapıyı açmadan önce ona son bir kez sarıldım ve ayrıldım. Ona gülümserken kapıyı açtığımda karşımda görmeyi en çok istemediğim kişi duruyordu. Park Jimin…

DEVAM EDECEK_ _ _ _ _ _ _


SAPIK PATRONUM~PJM TAMAMLANDI✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin