~HATIRLATMA~
…Ona gülümserken kapıyı açtığımda karşımda görmeyi en çok istemediğim kişi duruyordu. Park Jimin…~HİKAYE~
Olmuyordu…Bir başkasına karşı güçlü görünmeye çalışsan o bir şekilde enerjini, gücünü çekip çıkarıyordu bedeninden. Dünya o kadar zalim ki. Sadece kendi istedikleri mutlu olsun.
'İzin vermem.' dediğimde sadece kendimi kandırmıştım. Ben kim, mutlu olmak kim? Eziktim işte. Acınası biriydim. Ezikçe güçlüyüm demiştim kendime ama öyle değildim. Bana dokunsalar yere düşecek biriydim.
Jimin karşımda dikilmiş bir bana bir de Hyunjin'e bakıyordu. Onu en son sanki yıllar önce görmüş gibiydim. Bıraksalar kollarımı bedenine sarardım ama içimdeki pislik bırakmıyordu. Vücudumu esiri altına almıştı. Her şey içimdeki kişi (fesat düşünmek yok siz imanlı okuyucularsınız jdhshzb) ne derse o şekilde ilerliyordu.
HYUNJİN: Ah, hoş geldiniz efendim. Bende tam gidiyordum. İyi günler.
Dedi ve Jimin'in yanından sıyrılarak gitti. Gözden kaybolana kadar arkasından bakmıştım.
Zorlukla gözlerimi karşımdaki bedene çevirdim. Neden öyle bakıyor bana? Nefret mi ediyor? İğreniyor mu?
SUN YEON: Neden geldin?
Boğazımda ki yumru etkisini gösterirken zorla konuştum. Benim acınası biri gibi gözüktüğümü düşündürüyordu. Gerçi zaten öyleydim düşündürmesine gerek yok.
JİMİN: İnsan eski patronunu içeri davet etmez mi?
Doğruya o benim patronumdu…Eski patronum ve bende eski patronuna aşık olan bir salaktım. Derin bir nefes verip kenera çekildim ve içeri geçmesi için ona yol verdim. Yanımdan içeri geçerken kokusu burnuma doldu.
Barda dans ederken arkamdakinin o olduğunu bilseydim daha çok dans ederdim ki yanımda dursun. Kokusunu ömür boyu nefes alacağım bir oksijene çevireyim ama olmadı işte. Aptalın tekiyim ben.
Dolan gözlerimi tavana bakarak kırpıştırdım ve derin bir nefes alıp kapıyı kapatarak içeri girdim. Koltukta oturmuştu. Aramızda fazla mesafe bırakarak yanına oturdum.
JİMİN: Hyunjin neden buradaydı?
Hesap mı soruyordu bana. Kendisi neden burdaysa Hyunjin'de kendince sebepleri olduğu için gelmişti. Hem bundan sanane Park Jimin!
SUN YEON: Gelemez mi?
JİMİN: Neden burda olduğunu sordum.
SUN YEON: Beni sürtük olarak mı görüyorsun? Evet öyle görüyorsun ama neden hoşlandığım biri varken başka erkeklerle oynaşayım?!!!
Son cümlemi sinirden bağırarak söylemiştim. Şaşkınca bana baktı. Yüzünde hayal kırgınlığı, üzüntü ve kızgınlık ifadesi vardı.
JİMİN: H-hoşlandığın biri mi var?
Kendisinden hoşlandığımı bilmesine gerek yoktu. Ne olacaktı ki? Ondan hoşlandığımı söylediğimde beni kolları arasına alıp saracak mıydı? Hiç zannetmiyorum.
SUN YEON: Evet.
Boğazımda ki yumruyu azaltmak adına yutkunmuştum ama hiç bir etki ettiği yoktu aksine dahada yakıyordu canımı. Gözlerini kaçırarak sormuştu sorusunu.
JİMİN: Kim?
SUN YEON: Bilmen gerekmiyor.
Ona böyle davranmak canımı yakıyordu ama yapmak zorundaydım. Yoksa o bana yapardı. Buna izin vermek istemiyorum. Peki başaracak mıyım? Sanmam.
JİMİN: Neyse ben gideyim. İyi günler.
Ayağa kalkıp gideceği sırada konuştum.
SUN YEON: Neden geldin?
Arkasını dönüp bakışlarımızı birleştirdi. Çok canımı acıtıyordu gözleri. Böyle bakmaya devam ederse dayanamam ki ama bunu nerden bilecek ki? Eminim oda benim gibi birini sevmez. Hayatını yaşamak varken benim gibi birisini ne yapsın?
JİMİN: Seni görmek için.
SUN YEON: Neden?
JİMİN: Seni özlediğim için.
Son cümlesini hızla söyleyip evden çıktı ve kapıyı sertçe çarpıp gitti. Ben daha söylediği cümlelerin arasında kalmışken o gitmişti. Beni neden özledi?
Ben onun sadece tek gecelik ilişkiye girdiği biriyim. Bedenimi mi özledi?
Eminim öyledir. Madem bedenimi özledi ona istediğini vermem gerek ama bu canımı daha çok acıtacak.
Çok aç gözlüyüm belki ama bedenimi değil beni özlemesini istiyorum. Kesinlikle aç gözlülükten başka bir şey yapmıyordum.
Ben düşüncelere dalmışken telefonum titredi. Anında bakışlarımı telefonuma çevirdim ve telefonu elime alıp mesaja tıkladım.
~MESAJ~
İki gün sonra olacak baloya tüm şirket çalışanlarımız davetlidir. Saygılar…
Mesaj eskiden çalıştığım şirketten gelmişti ama unutuyorlardı artık orda çalışmadığımı. Hyunji'in numarasına tıklayarak ona mesaj gönderdim.
~MESAJ~
Neden hâlâ şirket grubundayım. Ben o şirketten ayrılmadım mı?
Mesajı gönderdikten hemen sonra telefonum yeniden titredi. Gözlerim kelimeler ile ilerlerken ağzım şaşkınlıkla açılmıştı.
~MESAJ~
Patron senin istifanı onaylamadı.
Gördüğüm yazı ile olduğum yere çivilenmiştim. Ne demek benim istifamı onaylamadı. Tekrar mesaj yazdım ona.
~MESAJ~
Ne demek onaylamadı. Şirket çalışanları bu duruma nasıl tepki gösterecek haberiniz yok mu?
Sinirle yazdığım cümle ile tırnaklarımı kemirmeye başladım. Gelen mesajla gözlerim bir kez daha yazılara kaydı.
~MESAJ~
Şirket çalışanlarına iş gezisine gittiğini söylediler. Haberleri yok.
Sinirle kafamı koltuğa vurdum.(aman ne büyük bir başarı) Beni deli mi etmek istiyordu bu herif ?!! Derdi neydi?!!
DEVAM EDECEK_ _ _ _ _ _ _
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPIK PATRONUM~PJM TAMAMLANDI✅
FanfictionDİKKAT⚠️ CRİNGE ⚠️ Saçma sapan yorumlar yapacaksan hiç okuma kardeşim 👻 sapık patron popülerlik sıralamasında 1 numara👻