⛵ ⛵ ⛵
Bir anda liseli oğlanlardan evin tek erkeklerine dönüşmek hem Hendery ve Dejun'u zorlamış hem de ayrılan ikilinin tekrar yakınlaşmasına vesile olmuştu.
~Vay be! Hiçbir şey değişmemiş.~ demişti Dejun, uzun bir aradan sonra tekrar geldiği göl kenarını incelerken. Oysa o kadar çok şey değişmişti ki...
Sadece bunu göremeyen kişi kendisiydi.Arkasını dönüp çimlerde uzanan Hendery'ye baktığında gülümseyerek ayağıyla birkaç defa dürtükledi. Hendery, kapadığı gözünü aralayıp kendisine üstten bakan Dejun'a 'ne var' anlamında kafasını salladıktan sonra oturma pozisyonuna geçti ve durgun gölü izlemeye başladı.
Yanına oturan Dejun'un omzu omzuna çarptığı an kalbinin heyecanla hızlanmasını görmezden gelmeye çalışarak kafasını arkadaşına çevirdi. Özlediği koyu kahvelerle göz göze geldiğinde bir süre sadece bakıştılar. O kadar özlemişti ki Dejun'u... Ona bakarken çocukluğunda serbest bıraktığı kelebekler kadar özgür ama aynı zamanda durgun suların altında nefessiz kalmışçasına tutsak hissediyordu kendini.
Hendery yanındaki oğlana daha fazla bakarsa her an sonrasında pişman olacağı bir şeye kalkışabilir ya da içinde kopan fırtınalardan bahsedebilirdi. Ancak şükürler olsun ki Dejun farkında olmadan yardımına yetişmiş; bakışlarını göle çevirerek göz temaslarını kesmiş ve Hendery'yi son anda kurtarmıştı.
~Nasıl gidiyor?~ diye sordu Dejun.
~Dürüst olmamı ister misin?~
Kafasını onaylar şekilde sallayan oğlanla derin bir nefes alıp şu anki durumunu tek kelimeyle özetledi Hendery.
~Gitmiyor.~
Hendery'nin cevabıyla beraber kahkaha atmaya başlayan Dejun her zamanki gibi farkında olmadan mahvetmişti yanındaki oğlanı.
O gülmeye devam ederken Hendery bu kahkahayı ilk duyduğu zamanı hatırladı ve gülümsedi. 4. sınıfa gidiyorlardı ve yine bu göl kenarında tek başlarına oturmuş, kendilerine kağıttan gemiler yapıyorlardı. Dejun bir anda ayağa kalkarak koşa koşa göle atladığında Hendery neye uğradığını şaşırmış ve tüm gücüyle arkadaşına seslenmeye başlamıştı. Dejun'un yanına istese de gidemiyordu çünkü yüzme bilmiyordu.
Tanrıya şükür, Dejun çok da bekletmeden suların içinden kafasını çıkartıp kıyıya doğru yüzmeye başladığında Hendery'nin o an arkadaşının duyma engelli olduğunu unutarak "Dejun! Dejun!" diye çırpınmaları da kesilmiş ve panikleyen oğlanın içine serin sular serpilmişti.
~Su çok güzel! Burada daha fazla yüzmeliyiz.~ diyerek yanına gelen arkadaşıyla beraber azara başlamıştı Hendery. Ve işte tam da o an duyulmuştu sessiz oğlanın tatlı kahkahası.
Hendery bunun hayatında duyup duyabileceği en hoş ses olduğuna yemin edebilirdi. Üstelik aradan 5 sene geçmesine rağmen yanında katıla katıla gülen oğlanı izlerken fikrinin hâlâ değişmediğini de biliyordu.
Dejun'un kahkahaları dindiğinde ~Benim de.~ diye kısa ama yeterli bir cevap aldı Hendery. Hayat onları gafil avlamıştı ve aniden omuzlarına binen yükleri taşımak hiç de kolay değildi. Yine de ayrılmaz ikili birbirlerini geri kazandıkları için onca olumsuzluğa rağmen gülümsüyorlardı.
⛵ ⛵ ⛵
geçiş bölümü oldu çünkü sonraki bölüm 😢😣😔
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutluluğa giden kağıttan gemiler ° Xiaodery
FanfictionKaptan Hendery'nin limanı Xiao Dejun. 070421 devam edecek insallah