Aysar'dan
Daha bir kaç ay önce dokunmaya kıyamadığım çocuğun kırılmadık yerini bırakmamıştım.
Eskisi gibi iğrenç birisi oluyordum, ilaçlarımı her almak istediğimde bir şey bana engel oluyordu, gerçekten delirmenin eşiğindeydim.Onu her gördüğümde içimde ki ona zarar verme hissine engel olamıyordum.
Vücudundaki morarıklıkları ve yaraları görmek korkunç bir şekilde beni tatmin ediyordu.Yemin ederim ki elimde değildi yemin ederim. Sıkıntıyla bir of çekip elimdeki bardağı sertçe duvara fırlattım ve ellerimle sertçe şakaklarımı okşamaya başladım.
"Aptal, aptal ,aptal!" Sesim odada yankılanırken elimin titremesine engel olamıyordum. Delirmiş gibi oda'nın içinde gezinirken durup çekmecenin yanına gittim ve ilaç kutusunu elime alıp sakinleştiricinin kapağını açtım.
Alacaklar onu senden
Ellerimin titremesinden dolayı ilaçlar yere düşünce bağırıp elimdeki kutuyu duvara fırlattım ve sinirle duvara vurdum.
Kimsesiz kalacaksın
"Sus artık sus!" Diye bağırıp duvarın dibine çöktüm ve kulaklarımla avuçlarımı kapatıp derin nefesler almaya başladım ve gözlerimi yumdum.
Senden nefret ediyorum!
Sessiz ol!
Annen senden nefret ediyor!
Benden başka kimsen yok!
"Susun lütfen susun!" Dediğimde göz yaşlarıma engel olamamıştım. İç çekerek ağlamaya başladığımda kafamın içinde bütün sesler yankılanmaya devam ediyordu. Karımın, Doğu'nun, babamın, annemin, hatta günahsız kızımın bile.
Herkesin sesi beynimin içindeydi, herkesin.
Elimin üzerinde hissetiğim el ile ellerim direk karşımdaki beden'nin boğazını bulmuştu.Senden hiçbir şey olmaz en azından babana bir iyilik yap!
"Sus!" Diye bağırdım ve halıya yasladığım bedenin yüzüne bir yumruk attım.
Gittikçe babana benziyorsun Aysar!
"Kapat o lanet çeneni! Anlamıyor musun sus artık! Sus!" Dedim ve yüzü morarmış çocuğun boğazını bırakıp ellerimle ağzını kapattım. "Lütfen kurtar beni"
Gittikçe güzelleşiyorsun Aysar, artık babana ait olma zamanın geldi değil mi?
"Dokunma bana" dedim ve ellerimi çekip küçük beden'nin üzerinden kalktım. "Daha çok küçüğüm dokunma bana!"
Küçük oğlum büyümüş
"Hayır büyümedim! Bırak beni dokunma bana!" Diye bağırdım ve ellerimle kravatımı çözdüm. Nefes alamıyordum. Gözümün önüne gelen anılar gitmiyordu, iğrenç ellerini hissedebiliyordum.
Sessiz ol annen duyarsa çok kızar sana, babanı baştan çıkarttığın için ceza verir.
"Ben bir şey yapmadım, lütfen dokunma bana" dediğimde bedenime sarılan kollarla duyduğum sesler kesilmişti. Gözlerimin önündeki tüm anılar boşluğa gitmişti. "B-baba canım acıyor." dediğinde titreyen ellerimi beline atıp boş duvarı izlemeye devam ettim.
Nefesim düzene girdiğinde küçük bedeni kendimden hızla itip üzerimi silkeledim ve ona bakmamak için gözlerimi odada gezdirdim. "Bir daha çıkma odandan" dediğimde kafasıyla onayladı.
Okyanus mavilerine saniyelik bakıp hızla odadan ayrıldım. İşte bunu kabullenemiyordum, her şeyi kabullenebiliyordum ama bunu kabullenemiyordum.
Bu iğrenç anılardan kurtulmak için küçük bir çocuğa sığınmayı kabullenemiyordum.