Doğu'dan
"Ö-özür dilerim" dedim hıçkırıklarımın arasından. Saçlarımı okşayıp alnıma bir öpücük kondurdu. "Tamam bebeğim sakin ol, sadece biraz sinirlendim o kadar" "O-o zaman neden İlknur a-ablaya bağırdın?" Dediğimde saçlarımı okşayan elleri durmuştu.
"O kadının isimini nereden biliyorsun sen?" "Geçen g-gün mutfakta karşılaştığımızda s-söylemişti" "Ne konuştunuz?" Dediğinde bir kaç saniye ne konuştuğumuzu hatırlamaya çalıştım. "İsimini s-sordum o kadar bir de bana K-kerim de-" elimle ağzımı kapatıp gözlerinin içine baktım. Birisi duyabilirdi!
"Ne dedi?" Kulağına yaklaşıp fısıltıyla konuşmaya başladım. "B-bana Kerim d-dedi ama bundan k-kimseye bahsetmemeliyiz babacığım." " O mu söyledi kimseye söylememeni?" Dediğinde kafamla onaylayıp geri çekildim.
"Tavşanım o kadınla konuşmanı istemiyorum, o tıpkı kurnaz bir tilki gibi sana yalanlar söyleyip seni benden çalmaya çalışabilir." Dedi. Ama öyle birine benzemiyordu ki gayet sevimli birisine benziyordu.
"Peki n-neden bana bundan kimseye b-bahsetme dedi?" "Bilmiyorum sen uyurken neden olduğunu sorarım" dedi ve kurumak üzere olan göz yaşlarımı silip dudağıma kapandı. Gözlerimi kapatıp ağzımı araladığımda bir elini kalçama koyup diğeriyle çıplak belimi okşadı.
Neden vücudum bir anda yanmaya başlamıştı. Dudaklarımdan ayrıldığında utanıp kafamı omzuna gömdüm. Bu halime gülüp boynumu öptü ve belimdeki ellerini sırtıma çıkartıp sırtımı okşamaya başladı.
Sıcaktan dolayı mayışırken gözlerimi kapattım ve esneyip kendimi babacığımın kollarına bıraktım.
Aysar'dan
Öğreniyordu, yavaş yavaş her şeyi öğreniyordu sadece parçaları yerlerine koyamıyordu ve bu işime gelirdi. Küçük bedenin kokusunu iyice içime çekip yavaşça ayağı kalktım ve onu büyük yatağa koyup üzerine beyaz battaniyeyi kapatıp vişne çürüğü dudaklarına bir öpücük kondurdum.
Komodin'nin üzerinden gümüş silahımı alıp çekmeceden susturucuyu aldım ve silahın ucuna takarak odadan çıktım. Merdivenlerden inip mutfakta yarın sabah için birşeyler hazırlayan kadına baktım.
"Kayınvalideciğim" dediğimde gülümseyerek bana döndü. "Oğlum, o çok güzel" dedi ve ellerini birleştirip gülümseyerek bana bakmaya devam etti. "Bugün tavşanlar bana Doğuya gerçek isimini söylediğini söyledi doğru mu bu?" Dediğimde gülümsemesi yüzünden düşmüştü.
"Benim ağzımdan kaçtı efendim." "Kızıma ne yaptığımı hatırlıyor musun?" Dediğimde derince yutkunup kafasını hızla olumluca salladı. "Çok problem çıkartacak gibi görünüyorsun, sırf Doğu'nun annesi olduğun için seni öldürmek istemiyorum. Eşyalarını topla ve git. Eğer ağzından tek kelime bile çıkarsa oğlunun yüzünü görmeyi bırak gölgesini bile göremezsin ."
Yaşlı kadın elimdeki silahı tutup kalbine götürdü ve gözlerimin içine baktı. "Öldür daha iyi." "Peki" diyip silahı sıktım. Zayıf beden yavaş yavaş yere çökerken kenara geçip bir sigara yaktım. "O-onu senden alacaklar." Dediğinde sinirle alnına bir kurşun daha sıktım. "Yaşlı Kaltak"
Arkamı döndüğümde merdivenlerde bana dehşetle bakan bedeni görünce elimdeki sigara yere düşmüştü. "Doğu" dediğimde yerdeki kana bakmaya devam ediyordu. Yavaş yavaş yanına yaklaştığımda bakışları bana dönmüştü. "Bebeğim bana bak" dediğimde gözlerini bana döndürdü ve dudaklarını aralayıp kapattı.
Ellerimi itip bir kaç adım geriledi ve eliyle yerde yatan kadını gösterip kalbini tuttu. "Sakin ol nefes al." diyip yeniden ona yaklaştığımda yüzüme inen tokatla elimdeki silah yere düşmüştü. Yanağımı tutup ona döndüğümde küçük bedeni bana doğru yığıldı.
"Küçük parmaklarını kırmak istemiyorum bu yüzden bunu bir daha yapma" dedim ve bayılmış olan bedeni kucakladım.