0.2

407 20 3
                                    


Ben, mezarıma geleceğini bilsem ölmezdim. Sen benim mezarıma gelmemek için ölmeme izin vermedin...

Şimdiye kadarki biri dışında tüm davalarımda olduğu gibi zafer gülümsemesi ile dışarı adımladım. Adam karısına şiddet uyguladığı için boşanmaya mahkum kalmış ve çocuğu da karısının yanında kalmış ve üstelik uzaklaştırma kararı çıkmıştı. Abisi kadını ve yeğenini alıp giderken adam bağırarak üstüme yürümüştü. Bende sırıtan yüzümü hiç bozmamış karşısında dikilip savurduğu tehditleri dinliyordum. Tabi kayıtta ediyordum.

Adamı adamları uzaklaştırırken arkamı dönüp cübbemi avukat arkadaşım olan Esraya odaya götürmesi için verip binadan çıktığımda gazeteciler karşılamıştı. Hiç konuşmadan ustalıkla sıyrılıp motorumun yanına geldiğimde motorumun önünde arabasına yaslanmış Erhan beyi gördüm. Etrafı kontrol edip adım adım yanına yaklaştım. Beni görünce gülümsedi.

"Asil hanım. Kusura bakmayın böyle, yani yarın demiştiniz ama. Korel bey bugün imzalamanızı istedi." gülümseyip uzattığı dosyaya ve kaleme baktım. Dosyayı ve kalemi elimden alıp karşısına geçtim.

"Bakın. Erhan bey. Ben sizin karşınızdaki hiçbir avukata benzemem. Adına çalıştığınız adamın emirleri de pek umrumda değil açıkçası. Bu dosya benim dosyam. Buna sizi temin ederim. Ama bir avukat olarak imzalayacağım şeylere yada ne zaman imzalayacağıma siz karar veremezsiniz. Ve unutmadan. Lütfen adına çalıştığınız adamın kirli güçlerini üzerimde kullanmayınız. Bana söylemek istediğiniz bir şey." Başını iki yana sallayınca gülümseyerek elimle omzunun yan kısmına iki kere vurup motoruma ilerledim. Dosyayı çantama koyup ayakkabılarımı değiştirdim ve motoruma binip her zaman geldiğim kendime ait kimsenin bilmediği evime geldim. Apartmana girip asansör ile 4.kata çıktım ve sonra iki kat da merdiven çıkıp eve girdim. Ayakkabılığa anahtarı atıp kapıyı kapattım ve içeri girip perdeleri açtım. Salondaki masanın üstünde dizili olan dosyaların yanına çantamı bırakıp mutfağa adımladım. Pandufalarımı geçen sefer burda bırakmışım. Sandalyenin yanındaki pandufları ayağıma geçirip ocağa kahve için su koydum. Daha sonra da içerideki odama gidip üzerimi değiştirip pijamalarımı giydim.

Salona geçip çalışmak için kalemlerimi, not kağıtlarını ve birkaç ıvır zıvırı çıkarıp kaynayan su ile de kahve yapıp masa başına geçerek çalışmaya başladım. Öncelikle Sabri amcanın davası için tekrar mahkemeye çıkması ve sonrasındaki savunması için çalışmıştım. İkide bir içeri gidip kitaplıktan kitap almam evde volta atmam da cabalarıydı. Sonrasında da Korel Kayanın davası için çalışmıştım. Daha çok kanun kitabı incelemiş daha çok not almıştım. Daha çok düşünmüş daha çok volta atmıştım. Saat gece 11e geldiğini görünce hemen apar topar giyindim ve eşyalarımı alarak evi kilitleyip çıktım. Motora binmeden önce kenardaki siyah arabayı gördüm. Bu semtte böyle şeyler olmazdı ama aklımdaki fikir olduğuna neredeyse emindim.

Motora binip hızlı şekilde eve geldim. Kapıyı açıp içeri girdiğimde Iraz masasında oturmuş çalışıyordu. Hızlıca karşısındaki masaya çantamı bırakıp başından öptüm ve odaya geçip üstümü değiştirdim.

"Asil. Pizza söyleyelim mi?" güldüm.

"Canın istiyor bakıyorum. Söyle söyle açım bende zaten." oda güldü ve telefonu eline aldı.

İşlerimi halledip saçımı toplayarak masa başına oturdum.

"Yarın adliyede işin var mı?" kafamı kaldırdım. Ajandamı açıp göz gezdirdim.

"Evet küçük bir işim var ama davam yok."

"He tamam. Şey sabahtansa eğer birlikte gitsek ya?" kaşlarımı kaldırdım.

YENGE [MAFYA SERİSİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin