-14- Ayrılmayacak Dostlar

226 27 64
                                    

Bu düzenlemeye koymadan önce en son yayımladığım bölümdü. Bundan sonraki bölümler dört günde bir gelecek ^^

İyi okumalar

Phoebe, Madam Hooch'un kollarında avludan uzaklaştıktan sonra çocuklar bir süre ne diyeceğini bilemeden orada durdu. Ancak oluşan sessizlik, Albus'un Karl Jenkins'e attığı yumruk ile bozuldu.

Karl Jenkins kendisine aniden saldırılmasını beklemiyordu, dolayısıyla yumruğu savuşturamadı ve hızla yere düştü. Albus korkunç bir öfke ile üstüne çıkıp yüzüne vurmaya devam etti. Göz yaşları yanağından süzülürken bağırıyordu. "NE HAKLA ONA O SÖZLERİ DERİN?! NE CÜRETLE O ÇOKTAN YARALANMIŞKEN ONU İTERSİN?! KENDİNİ NE SANIYORSUN SEN?! BANA BUNCA ZAMAN KÖTÜ DAVRANMANA HİÇBİR ŞEY DEMEDİM FAKAT SEN BUNUNLA YETİNMEYİP ONUN AĞLAMASINA SEBEP OLDUN!! SENİ İĞRENÇ PİSLİK TORBASI, SEN BİR HİÇSİN! ONA ELİNİ SÜRMEN BİLE, NE CÜRETLE-" derken Scorpius onun tekrardan havaya yükselen yumruğunu tuttu. 

Albus hışımla Scorpius'a döndü ve sert bir şekilde "Beni bırak" dedi. Ancak Scorpius kollarını onun boynuna sardı, ağlarken sesinin titremesini engellemeye çalışarak "Dur Albus, Phoebe başını onun için belaya soksan üzülürdü. Ona bunu yapma" diye mırıldandı. 

Bunun üzerine Albus hıçkırıkları arasından kızgınlıkla "Onu ağlattı Scorpius! Phoebe'yi ağlattı! Hem de o sadece yardım etmek istemişken! Phoebe acı çekti, onun yüzünden! Hepsi onun yüzünden!" dedi. 

Scorpius, Albus'a sarılmaya devam ederken yumuşak sözleriyle konuştu. "Phoebe çok uzun zamandır insanlar yüzünden acı çekiyor Albus. Ama sen de biliyorsun ki o hiçbirine saldırmıyor. Her zaman büyücülerin birlik olması gerektiğini söyler hatırlasana. Hadi revire gidelim, dostumuzun bize ihtiyacı var" 

Onun dedikleri Albus'u sessizleştirdiğinde koluna girip ayağa kalkmasını sağladı. Gitmek için hareketlendiği sırada Rose "Scorpius!" diyerek ona seslendi. Malfoy meraklı gözlerle ona döndü ancak Rose'un gözlerinin kızardığını fark edince kalbinin parçalandığını hissetti. Bugün hayatındaki en önemli iki kız çok büyük acılar çekmişti ve bunu görmek kendisini de yaralıyordu.

Rose üzgün bakışlarla "Özür dilerim.. Eğer daha dikkatli olabilseydim Phoebe bunları yaşamazdı" dedi. Scorpius boşta olan elini teselli edercesine Rose'un omzuna koydu. Anlayışlı bakışlarla "Özür dilemene gerek yok çünkü bunun suçlusu sen değilsin. Bilemezdin sonuçta değil mi, hiçbirimiz bilemezdik. Ve eminim Phoebe'de sana kızmıyordur, hatta yeniden olsa yeniden yapardı. Bu kişi sen olmasan bile yapardı çünkü bize değer veriyor. Kendisi sevilmese dahi." diyerek kızıl cadıya gülümsedi. 

Onun yatıştırıcı ifadesi Rose'un afallamasına sebep oldu. Bu çocuk daha ne kadar kibar olmaya devam edecekti? Ve neden kendisi sürekli ona karşı kaba olmuştu? 

Usulca gülümsedi, çünkü tıpkı Karl Jenkins gibi, ikisine soyadlarından dolayı kin tutmuştu. Şimdi ise bunun ne kadar aptalca olduğunu anlamaya başlamıştı. Bir anda tavrını tamamen değiştiremezdi ancak bundan sonra daha iyi olmak için çabalamaya başlayacağı kesindi. Başını onaylayarak sallayıp "Arkadaşların sana sahip olduğu için çok şanslılar Scorpius, ona iyi dileklerimi ilet lütfen" dedi. 

Scorpius tebessümünü bozmadan "Kendin iletirsen eminim daha çok sevinecektir" diyerek karşılık verdi. Ardından arkasını döndü ve yanında sessizce duran Albus ile beraber revire doğru yol aldılar. 

İkisi ayrıldığı zaman kalabalıktan fısıltılar yükselmeye başladı.

"Jenkins'in bu kadar ileri gideceğini tahmin etmezdim"

"Jerkins demek istedin herhalde, o lakabı her şeyi ile hak ediyor"

"Albus ona vurmaya başlayınca zerre üzülmedim"

Son LestrangeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin