Polis ( III )

71 1 0
                                    

Olay yerine götürülmek yerine cami avlusunda ki yüzbaşının yanına götürüldüler, 30'lu yaşlarının başında cılız bir adam karşıladı onları, bir kaç köylü ile konuşuyordu yanında köyün muhtarı ile. Adamın bu işe ne kadar da yabancı olduğu, ne kadar da iğreti durduğunu Fırat'ın fark etmesi uzun sürmedi. Sıradan bir cinayet vakasının peşinde olunmadığını anlamıştı neredeyse. 

"Geldiğiniz için minnettarız, gerçekten.. 10 saattir ayaktayız. Adamlarım yorgun, haliyle bende." Zoraki bir  gülümseme yayıldı adamın yüzüne. Gözleri çökmüş, sesi halsizdi. Zayıf yüzü kırışıklıklara boğulmuştu. "Yüzbaşım, bizde sabahtan beri yoldayız adamlarım 2 saatlik uykudan buraya geldiler. Onun için kısa tutalım her şeyi. Ne var elimizde? Olay yeriniz içeride galiba?" Yüzbaşı biraz düşünceli şekilde durdu, caminin avlusundan çıktılar bu sırada yüzbaşının peşinden. "Durum şu amirim, 3 ceset var. İkisi çocuk. Olay yerimiz içeride evet... Evet ama biraz çalışması zor ondan fazla kalamıyorlar. Koku çok kötü. Manzara da öyle..." sıkıntılı bir şekilde nefes verdi, buyrun girelim isterseniz. "Bunun için buradayız. Lütfen." 20 kişiyi bulan köy kalabalığının arasından tek katlı eski bir evin önünde buldular kendilerini. Fırat'ın kalp atışları hızlandı, evin kendine has bir atmosferi vardı sanki. Kapıda dikilen erin gözleri kendisini süzüyordu. İlk iki düğmesi açılmış, krem gömleği, bej rengi blazerı ile ortamda sırıttığı aşikardı. Kendilerine eldiven verildi, şimdi olay yerini yorumlaması gerekiyordu, eğitimini almıştı özellikle bunun. Amiri onu etrafa bakınırken dinleyecek bazı sorular soracak sonra da çıkıp gidecekti. Davayı almamak için ellerinden ne gelir diye bakacaktı, her seferinde aynı şeyi yapardı. 

Evin kapısına giden 5 basamaklı merdivene geldiler, yüzbaşı içeriye girmeden önce durdu kapının eşiğinde, bir tane olay yeri inceleme görevlisi çıktı hızla. Kimseye bakmadan hızla çıkıp gitmişti. "Hazırsanız girelim beyler?" dedi Yüzbaşı. Başlarıyla onayladı üç adam. Yer yer boyası atmış kapıdan içeri girdiler sırayla, Fırat en sondan girdi. Kendilerini uzunca bir salon karşıladı, spot ışıklar konulmuştu bir kaç yere. Sağlarında kalan mutfakta bir görevli fotoğraf çekiyordu. Oraya göz ucundan baktılar. Karşılarında ki odayı işaret etti yüzbaşı. Amir önde yürümeye başladılar, yüzbaşı arkada kalmıştı çekiniyor gibiydi. Fırat gözlerinde ki korkuyu fark etmişti adamın. İnsan dışkısıyla karışık kanın kokusunu aldılar, kapı yarı kapalıydı hafifçe iteledi amir. 

***

"Bir tür ayin olabilir. Şeytanı, insan bedeninde canlandırmak adına. Bilemiyorum. Seçilen hayvanlar özellikle bende bu kanıyı uyandırdı. Mumlar yakılmış, bir kaç şey yazılmaya açlışılmış kan ile, bunun hayvana mı yoksa bir insana mı ait olduğunu test ettirsek iyi olur." Elleri belinde olay yerinin ortasında dikilir iken söylemişti Fırat bunları. Amiri onu hafif gördüklerinden iğrenmiş hemde meslektaşının sükunetine şaşırmış halde dinliyordu. "Ne fark eder ki kanın hayvan yada insana ait olması Fırat? Bunu yapan..." midesinin bulantısı zorluyordu amiri, odanın kapısına doğru yürüdü biraz hava almaya çalıştı. "Bunu yapan insan olabilir Fırat? Allah aşkına empati kurmak istemiyorum ben bu canavarla." Fırat, diz kapaklarından odun testeresi ile kesildiğini düşündüğü kadın cesedinin karşısına geldi, söylenenleri umursamadan, kendisini olay yerine kaptırmıştı, yanda iki tane daha ceset vardı ancak onlar daha çok bu sonuca ulaşmak adına kullanılmış gibiydi, amiri ile ikisiydiler sadece, diğer polis memuru iki kez kusunca girmemesini söylemişti amirleri. Dizlerinden aşağısına, bir keçinin baldırından aşağısı eklenmişti. Kadının böylece toynakları olmuştu. 40'lı yaşlarında hafif etine dolgun morarmış bir ceset ile başbaşaydılar. Tavandan zincir yardımı ile havaya gerdirilmişti kadın, başı dik şekilde karşıya bakması için sabitlenmişti, kafatası oyulup iki de boynuz monte edilmişti. Bunu bir merdiven yardımı ile gördü Fırat. Çıplaktı kadın ama bir kadına benzememesi için çabalanmış gibiydi zira göğüsleri alınmıştı, kanın yer çekiminin etkisiyle bacaklara yürümesi sonucu, baldırları mosmor kesilmiş, kendisine dikilen keçi bacakları koyu kana bulanmıştı. Kadının gözleri kapalı, kollarının havada gerdirilmesi sonucu bir çarmıha gerilmiş İsa görüntüsü yaratıyordu. Kadının kıllarla kaplı kasığına bir hayvanın cinsel uzuvu dikilmişti. Keçinin olmalı  diye düşündü gene Fırat. "Bula bula şu zavallıları mı bulmuşlar? Fırat oğlum çıkıp bir hava alalım, başka bir şeyler kullanmış bunlar belli ki değişik bir koku var ölü değil sadece." Fırat ciddiyetle kaldırdı başını incelemekte olduğu cesetten. "Dışkı amirim. Birde bağırsakları sökülmeye çalışılmış büyük ihtimal."

Anadolu'dan Kasvetli ManzaralarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin