Sekiz

1.5K 194 104
                                    

Baya iyi bir bölüm bu ;)

JISUNG 

Işıklar hala açık, uyanık olmalı.  

Konağın önünde dururken iç çektim.  Anahtarlarımı cebimden çıkardım ve kilide soktum, kapının kilidini açmak için yavaşça çevirdim.  

Yavaşça kapıyı açtım ve içeriye baktım, görünürde yok gibiydi.  Muhtemelen odasındaydı. Rahat bir nefes aldım ve ayağımı içeri attım. Herhangi bir gürültüyü önlemek için kapıyı yavaşça arkamdan kapattım ama sonra- 

"Geç kaldın."  

Kapının hemen yanındaki duvara yaslandığını fark eder etmez ürkekçe yerimde sıçradım. "N-neden hala uyanıksın?"  

"Önemi yok." Bana yaklaşarak dedi.  "Mesajlarıma neden cevap vermedin?" 

Gözlerimi kaçırarak başka yere baktım, "Ben- ben fark etmedim." 

 "Şimdi de mazeret uyduruyoruz, öyle mi? Ne oldu? Randevunla ve flört etmekle çok meşgul olduğun için fark etmedin mi?"  

Kendimi öfkeli hissettim, "Hyung!"  

"Ne? Doğru, değil mi? Ha, biliyordum. Sen de herkes gibisin. Herhangi biriyle flört eden tipik insanlar gi-"  

"Senin sorunun ne ?!"  Öfkeyle yumruğumu sıkarken bağırdım, "Birincisi, kıdemlilerin yanında beni aşağıladın, ikincisi, BX ile bir randevuya gittiğim için bana kızıyorsun, sonra sanki bir sürtükmüşüm gibi bu kelimelerin hepsini bana söylüyorsun! Sana hiçbir şey yapmadım ve yine de bana böyle davranıyorsun! "  

Onu terslerken gözlerinin büyüdüğünü görebiliyordum. Muhtemelen aniden bu şekilde bağırmamı beklemiyordu. Söylediklerine göz yumamazdım, o sadece çok mantıksız davranıyordu.  

"Han-ah-" 

"Uyuyacağım, yorgunum."  Yanından geçerken onun konuşmasını kestim ve üst kata kendi odama çıktığımı söyledim.  

Kendimi yatağıma attım ve tavanıma baktım. Bir yastık aldım, yüzümü kapattım ve ciğerlerimi dışarı çıkarmak istercesine bağırdım. Bugün gerçekten uzun bir gündü ve Minho'nun davranışları yüzünden başım ağrımaya başlamıştı.  

Derin bir nefes alırken kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Gözlerimi kapattım ve nefesime konsantre oldum, sinirlerimi gevşetmeye çalıştım. Çok geçmeden, uykuya daldığımı hissettim.  

* * * * * 

Okul ayakkabılarımı giydikten sonra çantamı alıp omzuma astım. Odamdan çıktım ve aşağıya indim. Ayağımı birinci kata bastığım anda, onun evden çıktığımı fark etmemesi için yavaşça yürüdüm.  Özellikle günün başında onu görecek havamda değilim.

Tam başardığımı düşünmüştüm ki, sesini arkamdan duydum.  

"Han-ah" 

Omuzlarımı dikleştirdim ve sahte bir gülümsemeyle ona döndüm, "Hyung, merhaba! Seni orada görmedim ben-" 

"Hadi yemek yiyelim, ikimiz için kahvaltı hazırladım." yemek odasını işaret ederek dedi.  

"Be-ben uh... Aç değilim-" Ama sonra midem bunu inkar edermiş gibi guruldamaya başladı.  

Gerçekten şimdi mi?  

"Evet, kesinlikle aç değilsin." Dedi, yemek odasına gitmeden önce bana sırıtarak.  

Yenilgiyle iç çektim ve onun arkasından yemek odasına girmeden önce çantamı yere koydum.  Yalan söyleyemeyeceğim, yemeğin kokusu beni cezbediyordu ve evden çıkamadığım için minnettardım.  

FIXED | Minsung [ TR ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin