Yirmidokuz

1.1K 158 63
                                    

İyi okumalaarr !!

ÜÇÜNCÜ KİŞİ 

"Han-ah..." 

"Lino-hyung."  Minho'nun gözleri büyüdü, genç olana doğru koştu ve ona sıkıca sarıldı, "Han-ah... Han-ah... Han-ah...!"  Jisung'u kolları arasında sıkıca kavrarken adını mırıldanmaya devam etti.  

"H-Hyung?"  Jisung'un kelimeleri tükenmişti, Minho'nun yaptıklarından sonra ona tepki veremiyordu.

Yüzünü diğerinin omzuna gömdüğünde Minho'nun tutuşu daha da sıkılaştı.  Küçük olana sarılırken sessiz kaldı, sanki bu anı bekliyormuş gibiydi.  

"H-Hyung-n-nefes... alamıyorum...!"  

Minho hemen Jisung'u sıkı tutuşundan bıraktı, "Ü- Üzgünüm..." 

Minho ona bakarken Jisung nefes almaya çalıştı.  Büyük olan, Jisung'un elini tuttu ve bu diğerinin şok içinde irkilmesine neden oldu.  "Han-ah..." Mırıldandı, yüz ifadesi yumuşadı, "Gerçekten buradasın..." Parmaklarını birbirine doladı ve alınları birbirine değene kadar yaklaştı, "Nihayet buradasın, Han- ah...  "

Jisung bir süre hareket etmedi, ama gerçeklerle yüzleştiği an, hemen ondan uzaklaştı.  "Ç-Çok yakınsın!"

Minho kollarını yavaşça açarken dudaklarında küçük bir gülümseme belirdi, "Buraya gel Han-ah."  

"N-Ne? Sen ne-" 

"Kollarıma gel, küçük sincabım."  

Jisung, hayal kırıklığı içinde yumruğunu sıktı.  Minho'ya daha fazla yaklaşmaktan kendini alıkoymak istedi.  Ama sonunda kendini tutamadı.  Birkaç saniye daha tereddüt ettikten sonra, sonunda Minho'nun kollarının arasına girdi ve ona sıkıca sarıldı.  

Geçtiğimiz yıllarda onun dokunuşu için oldukça özlem duyuyordu.  Minho'nun yanında olmaması onun için zordu.  Minho'yu düşünmediği bir gün ya da gece asla olmadı.  İkisi arasındaki gizli bağı hissetmek için her zaman yıldızlara bakardı.  

"Han-ah..." Minho, Jisung'un kokusunu içine çekerken mırıldandı.  Genç olanın kokusunu almayalı yıllar olmuştu ve onu özlemişti.  Elini Jisung'un ensesine koydu ve sıkıca kavrarken çenesini Jisung'un saçlarının üstüne dayadı. "Beni bir daha öyle bırakma..." diyerek genç olanın kulağına fısıldadı.  

Jisung karışıktı, kafası karışmıştı.  Ne yaptığını anlayınca gözleri büyüdü.  Minho'nun sarılmasından uzaklaşmaya çalıştı ama diğeri, kaçmasını önlemek için kollarını sıkılaştırdı.  "Hiçbir yere gitmiyorsun."  

"Hyung, izin ver-"

"Sadece böyle kalmamıza izin ver... sadece- bana birkaç dakika daha ver..." Jisung, Minho'nun kollarından iç çekerek kurtulmaya çalışmaktan vazgeçti.  Bunun yerine başını göğsüne yasladı ve bedenini gevşetti.  

"Han-ah... Sana söyleyecek çok şeyim var. Çok..." 

"Ne-Ne demek istiyorsun?"  

"Beş yıl önce sana düzgün bir açıklama yapamadım, hiç şansım olmadı. Ama şimdi buradasın..."

" N-neyden bahsediyorsun...?"  

Minho parmaklarını Jisung'un saçında gezdirdi ve "Küçük kız kardeşim" dedi.  

Jisung, konuşacakları bir sonraki şeyin ciddi bir şey olduğunu anladığı için sessizliğini korudu.  Minho'nun küçük kız kardeşini biliyordu.  Sonuçta, not defterinde ki bazı şeyleri görmüştü.  "Küçük kız kardeşimin adı Minhee idi. Doğduğunda vücudu zaten zayıftı."  

FIXED | Minsung [ TR ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin