"Dediğin şeyi açıklar mısın Hyunjin?""Basbaya dediğim gibi. Benim bir şey anlatmama gerek kalmıyor. O anlıyor zaten." Jongin, Hyunjin'in bunun anormal bir durum olduğunu nasıl anlamadığını, düşünüyordu.
"İyi de bir insan böyle şeyleri karşısındaki anlatmadan nasıl bilebilir?" Jongin konuyu biraz daha açarak sordu. Hyunjin'in ağlaması dinmişti ve Jongin'in dediği şey ile kafası karışmıştı.
"Jongin ne demeye getiriyorsun işi? Deli değilim ben, anlayabiliyorum." Jongin bir süre sessiz kaldı. Hyunjin'in yüzüne bunu vurmak büyük bir travmaya yol açabilirdi ve Hyunjin anlamamak için ısrar ediyordu.
"Ben Sehun ile senin hakkında konuştuğumda sen nasıl bilmiyorsan, bizim konuştuklarımızı Felix nasıl biliyor?" Hyunjin duraksadı. Hiç bu yandan bakmamıştı. Evet bunca zaman birliktelerdi ama hiç böyle düşünmemişti.
"Jongin beni korkutuyorsun." Jongin öne doğru çıkarak Hyunjin'in ellerini kavradı.
"Bak Hyunjin, senden ilaçları kesmemeni ve Felix'i gözlemlemeni istiyorum."
"Olmaz! Bir daha o ilaçlardan kullanmayacağım." Jongin kaşlarını çatarken Hyunjin ellerini çekip devam etti. "Bugün ne oldu biliyor musun? Felix beni tanımamazlıktan geldi. Neymiş; beyefendi ben sizi tanımıyorum, neyden bahsediyorsunuz, çıkın yoksa güvenliği çağıracağım! Tüm gün onu aradım ve odasına gittiğimde bana verdiği tepki buydu!" Hyunjin'in gözleri tekrar dolarken Jongin soru yağmurlarına devam etti.
"Neden böyle bir tepki verdi sence?"
"Tabiki bu saçma sapan terapiler yüzünden! Benden o kadar kaçtı ki, en sonunda odasına çıktım. Üstelik ben hiç odasına gitmezdim." Hyunjin'in dürüstlüğü sayesinde Jongin olayları daha iyi anlıyordu. Hyunjin'in kafası oldukça karışmış olmalıydı ki farkında değildi. Jongin ona hak da veriyordu gerçi. Gerçekle, yanılsamayı ayıramamak çok korkunçtu.
"Yani odasına ilk kez gittin?" Hyunjin kafa sallayıp onayladığında Jongin devam etti. "Hyunjin eğer ilaçları kesmezsen Felix'in senden neden kaçtığını algılayabiliriz."
"O nasıl olacak? Onları kullandığım için kaçmıyor mu zaten?!" Hyunjin kollarını bağladığında Jongin durumu olabildiğince basite indirgemeye çalışıyordu.
"İlaçlar yüzünden kaçsa sana bundan rahatsız olduğunu belirtir dimi?" Hyunjin bir süre düşündü ve sonra kafa salladı.
"Ya tekrar yanına gittiğimde aynı tepkiyi verirse?" Jongin'in buna cevabı yoktu. Bu yüzden artık dürüst davranacaktı.
"Bak Hyunjin, Felix'le gerçekten sevgilisiniz dimi?"
"Bu ne saçma bir soru böyle?!"
"Kasteddiğim şey, eğer gerçekten sevgiliyseniz bu bir trip falandır. Diğer gitmende de böyle davranırsa ona nedenini sor. Ama çok üstüne gitme ve durumundan bahsetmeyip doktora gittiğini belirt. Eğer bunu duyunca bir tepki veriyorsa demek ki gerçekten bana geldiğin için sana tavır almış demektir." Bu Hyunjin'e mantıklı gelmişti. O yüzden kafa sallayıp onayladı. "Ayrıca tüm bu süre boyunca Felix ile olan anılarınızı canlandır. Fotoğraflarınıza, mesajlarınıza bak. O senin yanında, bu yüzden üzülme."
Hyunjin, Jongin'in desteğiyle biraz daha iyi hissetmişti. Jongin ise hala çok gergindi. Hyunjin ilaçları kullanırsa belki de fotoğraflardan ya da yazdığı tüm mesajlardan durumunun farkına varabilirdi. Bunu ona söylemekten korkmuştu bir miktar, bu yüzden kendisinin farkına varması daha sağlıklı olabilir, diye düşünüyordu.
"Ben gidiyorum artık. Sana güveniyorum Hyunjin." Jongin gülümsediğinde Hyunjin'de zoraki bir gülümsemeyle ona karşılık verdi.
Jongin çıktığında Hyunjin telefonunu eline aldı. Ana ekranındaki Felix ile birlikte olan fotoğrafına baktı. Eve geldiğinde de aramaya devam etmişti ama bir yanıt alamamıştı. Hyunjin diğer yandan Jongin'in dediklerini de anlıyordu. Ama Felix'in gerçek olduğuna emindi. Hiçbir şeye emin olmadığı kadar.
••••
Bu kısım biraz kısa oldu ama geçiş bölümü gibi de değerlendirebiliriz.
Oy verip yorum yapmayı unutmayın hepinizi öpüyorum mwahhh 💜
-Jedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hepsi Kafamda // HyunLix
Fanfic[Tamamlandı] Hepsi kafamda oldu Bana bakmadın, beni görmedin Parmak uçlarımız değerken Biliyorum pek bi' şey hissetmedin, olsun -angst-