~Part 18~

1.2K 74 49
                                    

Ne yazdığımı unuttum

Taeyong

- Tam olarak anlamadım, bombalı saldırıdan aslında Jennie'nin annesini mi sorumlu?

Solar gözlerini devirdi ve karşıma bir sandalye çekerek oturdu. Sabrını sınadığımı biliyordum ama sorularımın cevaplarını almam gerekiyordu. Kendisinin de bana hiç yardımcı olduğu söylenemezdi, aksine kafamın daha çok karışmasına sebep oluyordu.

- Taeyong, bazen okuldan nasıl mezun olduğunu ve ajan olabildiğini düşünüyorum.

Elindeki dosyayı yanındaki masaya koyduktan sonra derin bir nefes aldı ve bana büyük bir ciddiyet ile baktı. Bunca yıldır birlikte çalışmamıza rağmen, belki de ilk defa onu bu derecede ciddi görüyordum.

- Finansman sağladığı için teknik açıdan evet, Bayan Kim'in suçlu olduğunu söyleyebilirim.

- Ama bu nasıl olur? Jennie onun öz kızı, ondan bu kadar nefret edecek ne olmuş olabilir?

Solar, kafasını bilmediğini anlatır şekilde sağa sola salladı ve dudak büzdü. Konunun yeterince derin olduğunu ve eğer kısa sürede çözmezsek Lisa'nın yüksek ihtimalle kafamızı koparacağını tahmin edebiliyordum. Duyumlarıma göre Jennie'nin durumu birkaç gündür iyi değildi, hatta saatlerce odasından çıkmadığı ve Lisa'nın yüzüne bakmadığı durumlar bile olduğu söyleniyordu. Bu da Lisa'nın bize neden bu kadar baskıcı davrandığını açıklıyordu.

Gerçekten zor zamanlar geçiriyor olmalılardı.

Lisa

Solar ile görüştükten sonra telefonu cebime koydum ve uzakta gördüğüm iki figüre doğru gözlerimi kısarak baktım. Bu aptalların burada ne yaptığını bilmiyordum, ancak şaka yapmak veya dalga geçmek için gelmişlerse hiç zamanı değildi. Yaklaştıkça beliren yüzlerine karşı suratımı astım ve el salladıklarını gördüğümde ise kafamı başka yöne çevirdim. Bu hareketim ikisini de rahatsız etmiş olacak ki, Jisoo çığırırcasına bağırdığında ellerim otomatik olarak kulaklarıma gitti.

- Ne diye bağırıyorsun? Yüzünü görmemin yeterli olmadığını düşünüyorsan yanılıyorsun, kafanı kuma gömsen bana daha çok yardımcı olursun.

- Çok komiksin Lalisa, belki de biraz daha BAĞIRMAM gerekiyordur?

Bir daha sesini yükselttiğinde omzuna vurdum ve dil çıkardım. Bunca zamandır yanında duran Rosé ise çocuksu hallerimize karşı sadece kafasını sağa sola sallamakla yetiniyordu. Kendisini kreşte bir çalışan olarak gördüğüne yemin edebilirdim. Jisoo'nun ağzını bir eliyle kapattıktan sonra bana hafifçe gülümsedi.

- Jisoo'nun kusuruna bakma, tavuk kafalı olduğu için bazen çok utandırıcı şeyler yapabiliyor. Jennie nasıl?

Rosé'nin elini ağzından çekmeye çalışan Jisoo'ya dil çıkardıktan sonra, tekrardan Rosé'ye döndüm ve kafamı olumsuz anlamda salladım. Açıkçası Jennie'nin nasıl olduğunu, neler hissettiğini veya ne yapmak istediğini bilmiyordum. Bir anda benden uzaklaşmaya ve kendini daha çok insanlıktan izole etmeye başlamıştı.

- Odasından çıkmıyor. Bazen Irene ile görüştüğü oluyor, bir de şu Taehyung denilen birisi var. Benden çok onunla görüşüyor ve bu sinir bozucu.

Rosé'nin bir süre düşünceli bir hal aldığını gördüğümde, kafasında bazı şeyleri tarttığını ve bir şeyi söyleyip söylememek arasında olduğunu anlamıştım. Uzun zamandır arkadaş olmanın faydalarını gördüğümü söylemek yalan olmazdı. Birbirimizi kendimizden daha iyi tanıyorduk. İnsanlar aramızdaki arkadaşlığa sahip olmak istediğini, her zaman böyle bir bağ kurmak için uğraştıklarını da söylüyorlardı.

Bodyguard | JenniexLisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin